"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/229 Esas, 2023/232 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, Avcılar ilçesi, ... Mahallesi, 5936 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından fiilen yol yapılmak suretiyle kamulaştırmasız el atılması nedeniyle taşınmaz bedelinin davalı idareden yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atılmadığını, aksine dava konusu taşınmazın kamulaştırıldığını, davacının mülkiyet iddiasında bulunduğu kısmın, taşınmazda yapılan özel parselasyona göre kamulaştırma ve yol sahasında kalıp kalmadığının ispatının davacı tarafa ait olduğunu, dava konusu yerin kamulaştırma tarihinde arazi vasfında olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.12.2019 tarihli ve 2018/16 Esas, 2019/660 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 11.12.2019 tarihli ve 2018/16 Esas, 2019/660 Karar sayılı davanın kabulüne dair kararına karşı süresi içinde davalı idare vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2021 tarihli ve 2020/168 Esas, 2021/1039 Karar sayılı kararıyla özel parselasyon planına göre davacıya ait taşınmazın tamamının davalı idarenin kamulaştırma sahasında kaldığı ve tamamına fiilen el atıldığı anlaşılmakla, kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre belirlenen bedelin uygun olduğu, taşınmazın davalı idarenin yetki ve sorumluluk alanında bulunduğu ve husumetin doğru yöneltildiği, böylece mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2021 tarihli ve 2020/168 Esas, 2021/1039 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davalı ... Müdürlüğünün 19.01.2018 tarihli yazısında 22.077,00 m² yüzölçümlü dava konusu taşınmazın 14.351,00 m²lik kısmının Avrupa (Trakya) Otoyolu kesimi ve yan yollar yol inşaat ve emniyet sahasına rastladığından kamulaştırıldığı, kamulaştırma işlemlerinin özel parselasyon planına göre yürütüldüğü, davacının taşınmazdaki 407/22077 hissesine ait özel parseli gösteren tasdikli özel çap ile tahsis beyanı ibraz edilmediği belirtilmiş olup davacının 03.09.2018 tarihli dilekçesinde taşınmazda özel parselasyon bulunmadığını ve dava konusu taşınmazın yol olarak el atılan 14.351,00 m²lik kısmında payına düşen 264,56 m² alanın değeri ile arta kalan kısımda değer azalışı talep ettiğini beyan ettiği halde, aşamalarda bu beyan ile çelişkili olarak özel parselasyon haritasının varlığını kabul edip taşınmalar sırasında kaybolduğunun ve davacının özel parselinin tamamının yolda kaldığının belirtildiği, Tapu Müdürlüğünden gelen özel parselasyon çapının ise dava dışı kişilere ait 50 numaralı özel parsele ilişkin olduğu anlaşılmakla; Mahkemece öncelikle davacı tarafa tazminat isteğinin hukuki sebebi açıklattırılarak somutlaştırıldıktan sonra, taraflardan ve ilgili Tapu Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden dava konusu taşınmazda davacı ...‘e ait özel parselasyon krokisi olup olmadığı sorulup, var ise ilgili kroki ve belgeler getirtildikten sonra taşınmaz başında keşif yapılıp özel parselasyon haritası zemine uygulanarak, tanık ve başka özel parsel malikleri de dinlenmek kaydıyla taşınmazda fiili taksim yapılıp yapılmadığı, fiili taksim varsa davacıya taksimde bir yer düşüp düşmediği araştırılıp, öncelikle davacının fiili taksim ile kullandığı yer keşifte davacı tarafın da gösterimi ile net olarak belirlendikten sonra, davacının kendine ait olarak gösterdiği yerde fiili el atmanın olup olmadığının, davacının 407 m² yerinin tamamına mı, bir kısmına mı el atıldığının tespit edilmesi ve dava konusu taşınmazın diğer bir kısım paydaşları tarafından ... ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına karşı açılan Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/551 Esas, 2011/889 Karar sayılı ilamı ve eki olan krokiye istinaden düzenlendiği belirtilen Tescil Beyannamesinde 9.783,60 m²deki davacı hisselerinin ... adına, 4.567,40 m²deki davacı hisselerinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına yol olarak terkin edildiği ve arta kalan 7.726,00 m²lik alanın malikleri üzerinde bırakıldığı da dikkate alınarak, dava konusu taşınmazda halihazırda yol olarak el atılan alan ile arta kalan alan, varsa davacıya ait olan özel parsel ve bu özel parselde el atılan kısım ile kamulaştırma sınırı ve dava konusu taşınmazın kamulaştırma sınırında kalıp kalmadığı tespit edilip krokiye bağlandıktan sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi ve davalı ... Müdürlüğünce dava konusu taşınmazın 14.351,00 m²lik kısmının kamulaştırıldığı iddia edildiğinden, dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin kamulaştırma evrakları istenilerek usulüne uygun kamulaştırma yapılıp yapılmadığı belirlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması, kabule göre de dava konusu taşınmazın tapu kaydından TEK lehine 1007 m²lik eski irtifak hakkı tesis edildiği anlaşıldığından, bu irtifak hakkı nedeniyle taşınmaz üzerinde meydana gelecek olumsuz etki, oran ve miktarı araştırılarak belirlenecek miktarın, kamulaştırma bedeline yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma ilamı doğrultusunda yeniden yapılan değerlendirme neticesinde davanın kabulüne ve kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğu otoyol, devlet yolu ve il yollarına ilişkin olup dava konusu taşınmazın üzerinde bulunduğu ana arter niteliğindeki yan yol, yeşil alan ve park yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini, bozma sonrası alınan raporda müvekkili idarenin 375,23 m²lik alandan sorumlu olduğu, kalan 31,76 m²lik kısmın İstanbul Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğunda olduğu belirtildiği halde tamamının bedelinin müvekkili idareden tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu ve belirlenen metrekare birim bedelinin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.
2.İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun'un) 11 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve özel parselasyon planı uyarınca davacının fiili taksim ile kullandığı yere refüj ve yol olarak el atıldığı anlaşılmakla, bedelinin dava konusu taşınmazın paydaşları tarafından açılan Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/551 Esas, 2011/889 Karar sayılı dosyasında mevcut davalı ... ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan 15.07.2011 tarihli protokolün 6.1. maddesi uyarınca davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen kararın, bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.