"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/313 Esas, 2022/380 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekili ve bir kısım davalılar vekili Avukat ... tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda:
Bir kısım davalı vekili Avukat ... tarafından Mahkeme kararı temyiz edilmiş ise de, Mahkemenin temyiz harç ve giderinin yatırılmasına ilişkin 05.12.2022 tarihinde Avukat ...'a tebliğ edilen muhtırasına rağmen gerekli harç ve temyiz posta giderinin yatırılmadığı anlaşılmakla bir kısım davalı vekili Avukat ...'ın temyiz dilekçesinin reddine, davacı idare vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 219 ada 1 parsel sayılı taşınmazda yer alan 7, 8, 9, 11, 12, 15 ve 16 numaralı bağımsız bölümlere ait kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Bir kısım davalı vekili Avukat ... cevap dilekçesinde özetle; davalıların her birinin kendi bağımsız bölümünde tasarruf ettiğini, bu nedenle taraflar arasında mecburi veya ihtiyari dava arkadaşlığının bulunmadığını, davaların ayrı ayrı görülmesi gerektiğini, taşınmazın konumu itibarıyla değerli olduğunu, uzlaşma komisyonu sıradan bir taşınmaz gibi değerlendirdiğinden uzlaşmanın sağlanamadığını ileri sürmüştür.
2.Bir kısım davalı vekili Avukat ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın konumu itibarıyla değerli olduğunu, bu niteliği gözetilerek emsal değerler üzerinden bedelinin tespit edilmesini talep etmiştir.
3.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için kıymet takdir komisyonu raporunda belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın gerçek değerinin bilirkişiler kanalıyla belirlenmesini talep etmiştir.
4.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için kıymet takdir komisyonu raporunda belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın gerçek değerinin bilirkişiler kanalıyla belirlenmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.12.2013 tarihli ve 2013/43 Esas, 2013/6 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 12.12.2013 tarihli ve 2013/43 Esas, 2013/6 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 01.06.2015 tarihli ve 2014/19902 Esas, 2015/9125 Karar sayılı kararı ile bilirkişi kurulu raporunda somut emsal olarak dava konusu taşınmazla karşılaştırılan taşınmazın Dairece daha önce incelenen (Dairenin 2014/17426 Esas, 2014/15958 Karar) Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/746 Esas, 2013/1009 Karar sayılı dosyasında bulunan resmi satış akit tablosu ve tapu kaydına göre 04.02.2010 tarihinde üzerinde 95.000,00 TL 1.derecede ipotek tesis edilmiş haliyle mevcut ipoteklerin hukuki vecibeleri de devredilmek suretiyle 25.000,00 TL karşılığında satıldığı anlaşıldığından gerçek satış değerini yansıtmadığı, serbest satış olmadığı izlenimini uyandırdığı gerekçesiyle emsal olarak kabul edilmemiş olup, Kanunda aranan esaslara uygun düşmediği gözetilmeden, gerekli araştırma ve yeterli incelemeyi içermeyen rapora itibarla hüküm kurulması, dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi ve idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bilirkişi raporunda tespit edilip hükme esas alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken, sadece fazla yatırılan bedelin davacıya iadesine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 30.05.2017 tarihli ve 2015/452 Esas, 2017/281 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
C.İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 30.05.2017 tarihli ve 2015/452 Esas, 2017/281 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili, bir kısım davalılar vekili Avukat ... ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 20.03.2019 tarihli ve 2018/2376 Esas, 2019/5045 Karar sayılı kararı ile; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal olarak değerlendirmeye esas alınan taşınmazın geometrik şekil olarak ve yüzölçümü bakımından imara elverişli müstakil bir parsel niteliğinde olmadığı, bu sebeple satışının hissedarlar arasında veya yakın parsellerle ilgili olarak normal değerinin üzerinde gerçekleştiği belirtilerek, dava tarihi itibarıyla bulunan değerinden %30 düşürüldüğü de dikkate alındığında emsal olarak kabul edilmesi doğru olmadığı gibi, davacı idarece düzenlenen kıymet takdir raporunda dava konusu taşınmazın metrekare değeri 2.750 TL, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise 1.250 TL olarak belirlendiğinin anlaşıldığı, bu nedenle bir açıklama ve araştırma yapılmadan dava konusu taşınmaza davacı idarece düzenlenen kıymet takdir raporunda belirlenen arsa metrekare değerinin altında bir değer biçildiğinden alınan rapor inandırıcı olmayıp, bu rapora göre hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 46 ncı maddesinin son fıkrasının ''ana gayrimenkulün arsası ile birlikte kamulaştırılması halinde her bağımsız bölümün kamulaştırma bedeli bağlantılı bulunduğu arsa payı ile eklentileri de göz önünde tutularak ayrı ayrı takdir olunacağı'' hükmünü içerdiği, böyle olunca ana yapının arsasına 1 numaralı bozma bendinde açıklandığı şekilde, üzerindeki yapılara aynı maddenin (h) bendi gereğince değerlendirme tarihindeki resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesapları gösterilip yıpranma payı düşülmek suretiyle ve ayrıca (i) bendi hükmü uyarınca bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüler de dikkate alınarak kamulaştırma karşılığının yasal biçimde belirlenmesi gerektiği, buna göre yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda arsa değeri ve tüm yapının (ortak yerleri içerir biçimde) değeri hesaplandıktan sonra arsa payına düşen miktarına göre bağımsız bölümün karşılığının tespit edileceği, şayet o bağımsız bölüm yapısında değeri etkileyecek özellik ve nitelikte ekstra ilaveler varsa bunların da göz önünde tutulması gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece, arsa değerinden davalıların arsa payına düşen miktar ile dava konusu bağımsız bölümlerin resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek hesaplanan değerleri toplamı hesaplanmış olup, sözü edilen ilkelere uygun olmayan bu rapora göre hüküm kurulması, bozma öncesi tespit edilen kamulaştırma bedeline 07.02.2012 tarihinden ilk karar tarihi olan 12.12.2013 tarihine, bozma sonrası tespit edilen fark bedele ise 07.02.2012 tarihinden son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiği halde, tüm bedele ilk karar tarihine kadar faiz uygulanmasına karar verilmesi ve 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin 8 inci fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerekçeleri ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve bir kısım davalılar vekili Avukat ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, kıymet takdir komisyonu tarafından tespit edilen bedelin uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2.Arsa niteliğindeki Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 219 ada 1 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3.Buna karşın; Mahkemece bozma öncesi verilen 14.02.2017 tarihli karar davalılardan ... ve ... vekilleri ile davalı ... tarafından temyiz edildiğinden, bu kararı temyiz etmeyen davalıların hisseleri bakımından sözü edilen kararda tespit edilen bedelin davacı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeksizin, adı geçen davalılar dışında kalan davalılar için bozma sonrası belirlenen metrekare birim bedeli esas alınarak hesaplama yapılmak suretiyle fazlaya hükmedilmesi doğru değildir.
4.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda aynı arsa payına sahip 15 ve 16 numaralı bağımsız bölümler için farklı bedel hesaplanması suretiyle fazla bedele hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Bir Kısım Davalılar Vekili Avukat ...'ın Temyizi Yönünden
Bir kısım davalılar vekili Avukat ...'ın temyiz dilekçesinin REDDİNE,
B. Davacı İdare Vekilinin Temyizi Yönünden
Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davacı idareden ve davalı ... vd.'den peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.