Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9591 E. 2024/3535 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli davasında, tazminat miktarının belirlenmesi ve yasal faizin başlangıç tarihi ile yargılama giderlerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma öncesi kararda hükmedilen tazminat bedelinin davalı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu, tazminatın tamamına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği ve 2942 sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesi uyarınca maktu harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/133 Esas, 2022/14 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adana ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 291 ada 63 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ve davalının kamu kurumu olması nedeniyle kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açılamayacağını, kamulaştırma bedelinin tespitine dair açılacak davaların bekletici mesele yapılması gerektiğini, talep edilen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 11.10.2016 tarihli ve 2011/762 Esas, 2016/397 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 11.10.2016 tarihli ve 2011/762 Esas, 2016/397 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 23.05.2017 tarihli ve 2017/321 Esas, 2017/319 Karar sayılı kararıyla, İlk Derece Mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların ... Caddesi üzerinde, ... Oteli ile orta refüj arasında kalan imar yolu olarak kullanılan yer olduğu, tapu kaydında ... niteliği ile ... Vakfına ait bulunduğu, davalı tarafla uzlaşma sağlanmadığından davalı ... tarafından Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesine 2011/842 Esas sayılı dosyada açılan bedel tespiti davasının bedel depo edilmediğinden reddine karar verildiği, taşınmazların bulunduğu ... Mahallesinde kamulaştırma ve tescil işlemlerinin 20.11.1956 tarihli ve 1961 tarihi arasında yapıldığı ve binaların da 09.10.1956 tarihinden sonra yıkıldığı ve tespit edilen niteliklerine göre arsa vasfında olduğu anlaşılan taşınmazlara yöntemine uygun şekilde bilirkişi kurulu tarafından emsal satış değeri esas alınmak suretiyle değer biçilmesi yerinde görüldüğünden davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 23.05.2017 tarihli ve 2017/321 Esas,2017/319 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak incelenen ... Mahallesi 1653 ada 141 parsel sayılı taşınmazın 14.07.2006 tarihli satışı anonim şirkete satış olup, özel amaçlı olan bu satış değerlendirmede esas alınamayacağından, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün olmadığından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulü ile 684.400,00 TL tazminat bedelinin 70.000,00 TL’sinin dava tarihi olan 12.08.2011 tarihinden, bakiye 614.400,00 TL kamulaştırmasız el atma bedelinin ise ıslah tarihi olan 21.12.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza 1957-1960 yılları arasında yapılan yol genişletme çalışmaları sırasında el atıldığını, belirlenen bedelin düşük olduğunu, emsal incelemesinin usulüne uygun olmadığını, tespit edilen bedelin tamamına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların içinde bulunduğu ... Caddesi 1956 yılından önce açıldığından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, emsalin uygun olmadığını ve belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi ile Geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Buna karşın; İlk Derece Mahkemesince verilen bozma öncesi kararda dava konusu taşınmazın metrekare birim bedeli 4.474,16 TL kabul edilmek suretiyle toplam tazminat miktarının 527.951,35 TL olarak belirlendiği ve bu kararın davacı vekilince temyiz edilmediği nazara alındığında, bu kararda hükmedilen tazminat bedelinin davalı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturacağı gözetilmeden, bozma ilamı sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda metrekare birim bedeli 5.800,00 TL kabul edilmek suretiyle fazla bedele hükmedilmesi yerinde değildir.

5. Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin tamamına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ıslah ile arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi hatalıdır.

6. Dava konusu taşınmaza 04.11.1983 tarihinden önce el atıldığı dikkate alınarak 2942 sayılı Kanun'un Geçici 6 ncı maddesi uyarınca maktu harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.