"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/662 Esas, 2022/588 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, davacıların Gaziantep ili, İslahiye ilçesi, ... Mahallesi, Mevkiinde kain, 357 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tamamının maliki olduklarını ancak İslahiye Kadastro Mahkemesinin 1988/32 Esas, 2014/20 Karar sayılı kararı ile mevcut tapu üzerinde halen kamuya tahsisli askeri lojmanların bulunması nedeniyle dava konusu taşınmazın davacılar lehine tescil edilmediğini ve kamulaştırmasız el atma davasının açılabilmesi için davacıların zilyetliğinin tespitine hükmedildiğini, bu karar üzerine Savunma Bakanlığına 27.04.2015 tarihli dilekçe sunulduğunu ve Bakanlık tarafından 04.05.2015 tarihli cevap ile taleplerinin reddedildiğini, davalı idarece yapılan askeri lojmanlar sebebiyle müvekkillerinin dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir tasarruf imkanlarının kalmadığını, taşınmazın şehir merkezinde arsa talebinin yoğun olduğu bir yerde, çevre yoluna cepheli, elektrik, su ve altyapısının yapılmış bir alanda olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle toplamda 6.000,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Islahiye Kadastro Mahkemesinin 1988/32 Esas, 2014/20 Karar sayılı dosyasında verilen kararın taşınmazın aynına ilişkin bir karar olup kesinleşmesi gerektiğini, karar kesinleşmiş olsa bile davacılar vekilinin dava dilekçesinde bahsettiği dava konusu taşınmazın 30.000,00 m²lik kısmının Hazine adına tesciline karar verildiğini, davacıların mülkiyet hakkının söz konusu olmadığını, bu nedenle kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istenemeyeceğini, ayrıca dava konusu taşınmaz için gösterilen değerin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.06.2016 tarihli ve 2015/285 Esas, 2016/459 Karar sayılı kararı ile davanın davacılardan ... yönünden feragat nedeniyle reddine, diğer davacılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemenin 16.06.2016 tarihli ve 2015/285 Esas, 2016/459 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; ... vd. tarafından ... Belediye Başkanlığı, Hazine ve TCDD Genel Müdürlüğü aleyhine tespite itiraz davası açıldığı, İslahiye Kadastro Mahkemesinin 1988/32 Esas sayılı dosyasında devam etmekte olan davanın temyiz aşamasında olduğu, dava konusu taşınmazın mülkiyeti mevcut dava nedeniyle çekişmeli olup, yargılama da devam ettiğinden, İslahiye Kadastro Mahkemesinin 1988/32 Esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece dava konusu taşınmazın üzerinde kamuya tahsisli binalar bulunması nedeniyle zilyetliğin tespiti ile Hazine adına tesciline karar verildiğini taşınmazın bedelinin verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporlarına itirazlarının gözetilmediğini, el atma tarihi itibarıyla maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4 . 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi .
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmazın tamamına davalı idarece fiilen el atıldığı anlaşıldığından kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Davacıların murislerinin dava konusu taşınmaz üzerindeki mülkiyet haklarının İslahiye Kadastro Mahkemesinin 1988/32 Esas, 2014/20 Karar sayılı ilamı ile tespit edildiği anlaşılmıştır.
4. Kadastro mahkemesinde hak sahipliğine ilişkin kararın 1983 yılından sonra kesinleştiği gözetildiğinde nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi de doğrudur.
5.Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.