"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/141 Esas, 2023/180 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar vermiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tekirdağ ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1276 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tamamının maliki olduğunu, söz konusu taşınmazın tamamının davalı ... tarafından kamulaştırma yapılmadan 2001 yılında park yapıldığını, dava konusu taşınmazın şehir merkezinde arsa talebinin yoğun olduğu bir yerde, çevre yoluyla bağlantılı, elektrik, su ve altyapısı yapılmış, çevresinde sanayi sitelerinin de olduğu bir alanda kaldığını, metrekare değerinin en
az 1.500 TL olduğunu, müvekkilinin davalı idareye verdiği dilekçeler ile söz konusu yerin kamulaştırılması ve bedelinin kendilerine ödenmesini talep ettiği halde bugüne kadar herhangi bir işlem ve ödeme yapılmadığını, davalı belediyenin müvekkilinin taşınmazına yasaya aykırı olarak el atmak sureti ile zarar uğramasına neden olduğunu, tüm bu nedenlerle mahkemece belirlenecek el atma bedelinin tümüne el atma tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte ve şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline, fazlaya ait talep haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın süresinde olmadığını, davanın zamanaşımı yönünden reddini talep ettiklerini, ... Belediye Başkanlığının herhangi bir fiili el atmasının söz konusu değilken husumetin taraflarına yöneltilmesinin usulsüz olduğunu, öncelikle husumet ve zamanaşımı itirazlarının incelenerek davanın usulden reddine, esasa girildiği takdirde haksız ve dayanaksız davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 21.11.2019 tarihli ve 2019/128 Esas, 2019/348 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 21.11.2019 tarihli ve 2019/128 Esas, 2019/348 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.07.2021 tarihli ve 2020/39 Esas, 2021/1357 Karar sayılı kararı ile kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve yasaya uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre 1.150 TL/m² üzerinden belirlenen bedelin uygun olduğu, böylece mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda esas ve karar sayısı belirtilen kararına süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesinin kararının incelenmesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal kabul edilen taşınmazın ve dava konusu taşınmazın kıyaslanması sonucu ayrı ayrı bulunan metrekare fiyatlarının ortalaması alınarak değer biçilmesi doğru olmadığı gibi, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın değerlendirme tarihlerindeki Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan metrekare değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazların değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazların ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğü'nden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar vermiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından meclis kararına itiraz edilmediğinden tazminat isteminde bulunulamayacağını, belirlenen bedelin fahiş olduğunu, emsal incelemesinin eksik yapıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5-662, 2010/651 Karar sayılı kararı ile '' uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulu gerektiğine...''karar verilmiştir.
5. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) Ek Madde 1 inci maddesi ile 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7421 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile Ek Madde 1 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümlesi.
6. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen diğer nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.