"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/113 Esas, 2023/214 Karar (Birleştirilen İzmir 10. Asliye
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl ve birleşen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; İzmir ili, Gaziemir ilçesi, ... Mahallesi 212 ada 45 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmaza usulüne uygun bir kamulaştırma yapılmaksızın havaalanı yapmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın müvekkili idare tarafından kamulaştırıldığını, Hazine adına tescil için İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1974/437 Esas, 1974/435 Karar sayılı dosyasında dava açıldığını, İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1974/312 Esas sayılı dosyasında kamulaştırma bedelinin tenkisi davasının ikame edildiğini, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescilinin sağlanamadığını, ancak hükmen Maliye Hazinesi adına tesciline karar verilmiş olması sebebiyle davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca davanın süre yönünden de reddi gerektiğini, talep edilen tazminat miktarının yüksek olduğunu ileri sürmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.07.2013 tarihli ve 2011/172 Esas, 2013/374 Karar sayılı kararı ile yargılama sırasında 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Geçici 7 nci maddede yer alan düzenleme uyarınca asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 04.07.2013 tarihli ve 2011/172 Esas, 2013/374 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonucunda; 6487 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 7 nci maddede yer alan düzenleme uyarınca davanın reddine karar verilmiş ise de; söz konusu düzenlemenin 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak 14.09.2015 tarihinde yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğinden bu gerekçeyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Bir kısım davacılar vekili Avukat Mujgan Avtan Doğru temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın konumu itibarıyla kıymetli bir bölgede yer aldığını, 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi uyarınca açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili davalarının kendine özgü niteliği gereği bu davalarda idare lehine vekâlet ücreti takdir edilemeyeceğini, birleştirilen dava yönünden dava kabul edildiğinden müvekkilleri lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Bir kısım davacılar vekili Avukat ... temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın konumu itibarıyla kıymetli bir bölgede yer aldığını, 2011 yılında alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak 2023 tarihinde karar verildiğini, tespit edilen bedelin rayiç değerin çok altında kaldığını, davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, hükmedilen vekâlet ücretinin davacılardan bir kısmının alacağından yüksek olduğunu ileri sürmüştür.
3. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 3 ile Geçici 15 inci madde uyarınca bedelin hesaplanması gerektiğini, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, birleştirilen davanın da kısmen kabulüne karar verildiği halde bu davada reddedilen kısım için müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un Geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacılardan ... vd. ile ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.