Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9877 E. 2024/3146 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın değeri, dava tarihi itibariyle net gelir yöntemi kullanılarak hesaplandığı ve bozma kararına uyularak hüküm kurulduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/212 Esas, 2023/320 Karar (Birleştirilen Yalova 3. Asliye

KARAR : Ret/Karar verilmesine yer olmadığına

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen dava ile tapu iptal ve tescil istemine ilişkin birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/159 Esas sayılı davada karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/120 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Yalova ili, Çınarcık ilçesi, ... köyü, 107 ada 53 parsel ( eski 549 parsel ) sayılı taşınmazın tamamının orman olduğu gerekçesiyle tapusunun Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/123 Esas, 2007/ 343 Karar sayılı ilamı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

2. Birleştirilen Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/159 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yalova ili, Çınarcık ilçesi, ... köyü, 107 ada 53 parsel (eski 549 parsel ) sayılı taşınmazın tamamının orman olduğu gerekçesiyle tapusunun iptali ile Hazine adına tescilini talep edilmiştir.

3. Birleştirilen Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/120 Esas sayılı dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; asıl davada saklı tutulan kısmın davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat koşullarının oluşmadığını, davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 04.02.2016 tarihli ve 2014/972 Esas, 2016/96 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 04.02.2016 tarihli ve 2014/972 Esas, 2016/96 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; her ne kadar dava dilekçesinde tapunun iptal edildiğinden sözedilmişse de davacının bildirdiği Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/123 Esas sayılı dosyasında tapu kaydının iptaline karar verilmediğini, sözü edilen davanın çekişmeli 549 parselin tapu kaydında bulunan "orman sınırı içinde kalmıştır" şeklindeki şerhin silinmesi davası olup, mahkemece davanın reddine karar verildiğini, tapu kaydı henüz iptal edilmediğine ve mülkiyetin kaybından sözedilemeyeceğine göre, davacının şu aşamada tazminat isteme hakkının bulunmadığını, her ne kadar orman şerhi tapu maliki davacının tasarruf yetkisini kısıtlar nitelikte ise de ve idare tarafından tapu iptali - tescil davasının açılmasını beklemeye gerek olmadan, tapu maliki tarafından da kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kalan bölümün, maliki olduğu parselden ifrazı ve bu bölümün mülkiyetinin kaybı nedeniyle doğacak zararın tazminini istemeye engel bir durum bulunmamakta ise de davacının böyle bir talebinin bulunmadığını, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, maddi vakıanın değerlendirilmesinde hataya düşülerek davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz görülerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin bozma kararına karşı süresi içinde davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince davacı vekilinin talebi üzerine yapılan karar düzeltme incelemesi sonucunda; dava konusu taşınmazın tapusu halen davacı adına olmakla beraber, orman şerhi tapu malikinin tasarruf yetkisini kısıtlar nitelikte olduğundan ve idare tarafından tapu iptali - tescil davasının açılmasını beklemeye gerek olmadan, tapu maliki tarafından da kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kalan bölümlerin, maliki olduğu parselden ifrazını ve bu bölümün mülkiyetini kaybetme nedeniyle doğacak zararın tazminini istemeye engel bir durum bulunmamaktadır. Her ne kadar, davacının dava dilekçesinde orman olan kısım açısından tapu iptaline ilişkin bir talebi yok ise de bu kısım ya da kısımlar açısından tazminat talebinde bulunduğuna göre tazminat isteminin tapu iptali - tescil istemini de içerdiği kabul edilmelidir, kaldı ki dosyaya yansıyan bilgilere göre Orman Yönetimi tarafından dava konusu taşınmazın tapusunun iptali için ayrı bir dava açıldığı ve davanın halen derdest olduğu belirlendiğine göre,mahkemece her iki dosyanın birleştirilerek taşınmazın orman tahdit hattı içinde kalan kısmı belirlenmeli, tazminat istemine dayanak yapılan taşınmazın tapu kaydı tazminat davasının açıldığı tarih itibari ile henüz iptal edilmemiş olduğundan iş bu tazminat davasının tarihi değerlendirme tarihi olarak kabul edilmeli ve değerlendirme tarihi itibari ile taşınmazın arsa mı yoksa arazi mi olduğu belirlenip bu konuda taraflara delillerini ibraz etmek üzere süre verildikten sonra, taşınmazın arsa vasfında olduğu belirlenirse emsal karşılaştırması yapılarak; arazi vasfında olduğu belirlenir ise gelir metodu esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespiti için mahallinde keşif yapılarak alınacak bilirkişi kurulu raporuna göre bedel belirlenmeli ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği belirtilerek karar düzeltme talebinin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 07.05.2019 tarihli ve 2017/418 Esas, 2019/210 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 07.05.2019 tarihli ve 2017/418 Esas, 2019/210 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; bilirkişi incelemesi yaptırıldığı; ancak alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için, değerlendirme tarihinde belediye imar planı içinde olması değilse belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunması ve ayrıca belediye hizmetlerinden yararlanması, etrafının da meskun olması gerekir. Geri çevirme kararı ile getirtilen belgelere göre dava konusu Çınarcık ilçesi, ... köyü, 107 ada 53 parsel sayılı taşınmaz arazi niteliğindedir. Bu durumda; yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, değerlendirme (dava) tarihi olan 2014 yılı itibarıyla o yörede mutad olarak ekilen münavebe ürünleri İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden sorulup bu ürünlerin değerlendirme tarihi olan 2014 yılı dekar verim miktarları ile üretim masrafları ve kg satış fiyatlarına göre taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirine göre tazminatın belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/159 Esas sayılı davada karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/120 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmaz bedelinin çok düşük olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, taşınmazın nitelikleri göz önüne alındığında objektif eğer artışı verilmemesi gerektiğini, bedelin fahiş olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 rarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen ve bozma ilamına uyularak verilen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar ve davalı ... vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.