Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9938 E. 2024/3475 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı idare ile davalı tapu maliki arasında kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti davasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazların satış bedellerinin aritmetik ortalaması alınarak değer tespiti yapılmasının hüküm kurmaya elverişli olmadığı, ayrıca taşınmazın gerçek değeri ile hüküm altına alınan bedel arasında farklılık olması ve 2942 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 8. fıkrasına aykırı olarak depo kararı verilmeden hüküm kurulması nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/248 Esas, 2021/893 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Mardin ili, ... ilçesi, Beylik Mahallesi ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin taşınmazı için biçilen kamulaştırma bedelinin 1 m² sinin değerinin 500,00 TL'den hesaplanarak 265.340,00TL olarak belirlenmesine, kamulaştırma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 21.01.2016 tarihli ve 2011/508 Esas, 2016/57 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 21.01.2016 tarihli ve 2011/508 Esas, 2016/57 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda soyut ifadelerle değer biçilmesi nedeniyle bu rapora göre hüküm kurulması mümkün olmadığından yeniden emsal incelemesi yapılmak suretiyle dava konusu taşınmaza değer biçilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden ve 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle Mahkeme kararının gerekçesinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın kamulaştırma tarihindeki değerinin 115.210,62 TL olarak hesaplandığını, davalıya ödenen 53.062,75 TL mahsup edilerek bakiye 62.147,87 TL davalı adına açılan banka hesabına depo ettirildiğini, sonuç olarak dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedeli 115.210,62 TL olarak tespit edildiğini, kısa kararda kamulaştırma bedelinin sehven 361.459,20 TL olarak yazılarak kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmaması adına hüküm fıkrasında değişiklik yapılmadığı belirtilerek taşınmazın gerçek değerinin çok üstünde belirlendiğini, bozma ilamında belirtilen eksikler giderilmeden fahiş kamulaştırma bedeline hükmedildiğini, idare lehine oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınmadığından Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesi.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 12 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiş ise de bilirkişi kurulunca emsal alınan taşınmazların satışına ilişkin akit tablosu Tapu Müdürlüğünden, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların 2011 yılında, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazların ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi; hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal satış bedellerinin aritmetik ortalaması alınmak suretiyle değer biçilmesi nedeniyle rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.

3. Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak ve karşılaştırma yapılmak suretiyle değerinin belirlenebilmesi için oluşturulacak yeni bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.

4. Kabule göre de Mahkemece hükme esas alınan raporda 115.210,62 TL kamulaştırma bedeli tespit edildiği ve bu bedel üzerinden depo kararı verildiği halde, 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı olarak depo kararı verilmeden ve gerekçesi açıklanmadan 361.459,20 TL üzerinden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.