"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/661 Esas, 2023/451 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/85 Esas, 2021/809 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 238.730,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup, bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz.
Mahkemece davacılar lehine hükmedilen ecrimisil bedeli ile davalı ... Büyükşehir Belediyesi aleyhine hükmedilen tazminat bedeli, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; davacılar lehine hükmedilen ecrimisil bedeli ile ... Büyükşehir Belediyesi aleyhine hükmedilen tazminat bedeli yönünden temyiz dilekçelerinin miktar itibarıyla reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekilinin ve davacılar vekilinin kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davası yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, Aksu ilçesi, ... köyü, 12782 ada 2 parsel sayılı taşınmaza yol, köprü, kavşak ve Aksu Çayı Taşkın Koruma Projesi yapılarak kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığını ve el atılan kısımlar dışında kalan alanlar yönünden proje bütünlüğünün bozulduğunu ve kullanma imkanı kalmadığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bir kısmının Aksu Çayı Taşkın Koruma Projesi kapsamında kaldığını, dava konusu taşınmazın bulunduğu yer Büyükşehir belediyesinin görev ve yetki sınırları dahilinde kaldığından DSİ Genel Müdürlüğü yönünden davanın reddi gerektiğini, belediyelerle yapılan protokoller gereği proje sınırları içinde kalan taşınmazların ihtilafsız olarak DSİ'ye teslimi, imar planlarının hazırlanması kapsamında Belediyelerin sorumluluğunda olduğundan davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davanın açılmasına müvekkili idarece sebebiyet verilmediğinden yargılama giderleri ile sorumlu tutulmamaları gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza kalıcı ve sürekli bir şekilde fiili olarak el atılmadığından davanın reddi gerektiğini, idari yargının görevli olduğunu, davanın müvekkili idare yönünden husumet nedeniyle reddi gerektiğini, dava konusu parselde müvekkili idarece herhangi bir çalışma yapılmadığını, sorumluluğun Kültür ve Turizm Bakanlığı, Aksu Belediyesi ile birlikte DSİ Genel Müdürlüğüne ait olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve el atma tazminatı bedeli ve ecrimisilin davalı idarelerden tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın 09.12.2020 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) ve (D) harfi ile gösterdiği (toplam 2.279,64 m²) alandaki davacıların hissesinin iptali ile iptal edilen hissenin davalı DSİ adına kayıt ve tesciline ve (C) harfi ile gösterdiği (113,46 m²) alandaki davacıların hissesinin iptali ile iptal edilen hissenin yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın değerinin düşük tespit edildiğini, el atma nedeniyle proje bütünlüğünün bozulduğunu, imar planında dava konusu taşınmaz rekreasyon alanı ve yol olarak belirlenmiş olup fiili el atma dışında kalan alanlarda projeye uygun kullanım olup olmadığı, tamamına el atıldığının kabulü gerekip gerekmediği tespit edilmeden verilen kararın hatalı olduğunu, ecrimisil bedelinin düşük belirlendiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde özetle; 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 7 nci maddesinin (r) bendi uyarınca derelerin ıslahının Büyükşehir Belediyelerinin sorumluluğunda olduğunu, dava konusu taşınmaza ilişkin imar planı iptal edilmiş olup Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yeni hazırlanan imar planında dava konusu taşınmazın olduğu yer dere yatağı olarak bırakılmış olmakla davanın husumetten reddi gerektiğini, emsal taşınmazın uygun olmadığını, el atılan alan yaklaşık 55.000 m² hesaplanmış ise de onaylı Aksu Taşkın Koruma Projesine göre 46.000 m² olup fazla hesaplandığını, ecrimisil koşullarının oluşmadığını ve sayısal verileri içeren kroki bulunmadığından tescil hükmünün infaz edilemediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumetin Kültür ve Turizm Bakanlığı, Aksu Belediyesi ve DSİ Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, taşınmazın değerinin fahiş belirlendiğini, yolun açılması ile meydana gelen değer artışının hesaplanmadığını, emsal taşınmazın uygun olmadığını, el atma tarihindeki özelliklerine göre değer biçilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 2.730,00 m²lik kısmının yol, 54.853,00 m²lik kısmının dere ıslahı yapılmak suretiyle ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve DSİ Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırma olmaksızın filen el atıldığı, dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde kalması nedeniyle arsa vasfında kabul edilerek emsal araştırma yöntemi ile değerinin tespiti yoluna gidilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazın düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmış imar parseli olduğu, 2020 yılı emlak vergisine esas m² birim fiyatının 373,49 TL olduğu, emsal olarak alınan ... ili, Aksu ilçesi, Kemerağzı Mahallesi 12298 Ada 9 parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmış imar parseli olduğu, 2020 yılı emlak vergisine esas m² değerinin 746,97 TL olduğu, emsal taşınmazın 24.12.2013 tarihli satışının emsal olma özelliğine sahip bulunduğu, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın eksik ve üstün yanlarının hükme esas alınan bilirkişi raporunda tartışıldığı, emsal taşınmazın dava konusu taşınmazdan 1,25 kat oranında daha değerli kabul edilmesinin emlak vergi değerleri açısından da değerlendirildiğinde yerinde olduğu, aynı taşınmaza ilişkin istinaf incelemesinden geçen ... 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/207 Esas sayılı dosyasında hazırlanan fen bilirkişi raporunda da taşınmazın 54.853,00 m²lik kısmının dere ıslah çalışması yapılarak ve 2.730,00 m²lik kısmının ise yol, kavşak ve köprü olarak kullanıldığının belirtildiği, bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda ise aynı emsal esas alınarak m² birim fiyatının dava tarihi olan 25.05.2018 tarihi itibarıyla 1.448,00 TL olarak tespit edildiği ve idarelerin temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 21.04.2022 tarihli ve 2021/7599 Esas, 2022/7151 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği, işbu kararın kuvvetli delil niteliğinde bulunduğu, kuvvetli delil niteliğindeki dosyada bulunan m² birim fiyatı ile eldeki davada bulanan m² birim fiyatının aradan geçen zaman dikkate alındığında uyumlu olduğu, kamulaştırmasız el atma tazminatı yönünden taraf vekillerinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve hükme esas bilirkişi raporunda emsal kira araştırması yapılmak suretiyle dava tarihi itibarıyla m² kira bedeli tespit edilmek suretiyle belirlenen ecrimisil tazminatı bedelinin yerinde olduğu görülmekle taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı DSİ vekili ile davacılar vekilinin aşağıdaki hususlar kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiş ise de; hükme esas alınan bilirkişi raporunda Kemerağzı Mahallesi 12298 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 24.12.2013 tarihli satışı emsal alınmış olup, satış akit tablosuna göre taşınmazın 250/453 payı limited şirketler arası satılmış olup, satışın ticari amaçlı olması sebebiyle özel amaçlı bu satışın emsal olarak değerlendirilmesi doğru olmadığı gibi, aynı senette emsal taşınmazın 203/453 payı farklı m² birim bedelle satıldığından rapor inandırıcı değildir.
4. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, bozmayı gerektirmiştir.
5. Dava konusu Kundu Mahallesi 12782 ada 2 parsel sayılı 101.758,14 m² yüzölçümlü taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen rekreasyon alanı, kısmen yol ve kısmen Aksu Çayı Islah projesi kapsamında kaldığı, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (B) ve (D) ile gösterilen toplam 54.853 m2’lik kısmına Aksu Çayı Islah çalışması yapılarak ve (C) ile gösterilen 2.730 m²lik kısmına turizm yolu, kavşak ve köprü olarak fiilen el atıldığı, arta kalan ve (A) ile gösterilen 27.200,14 m²lik alan ile (E) ile gösterilen 16.975 m²lik alanın ise tarla olduğu belirtilmiş ise de hükmün infazına elverişli nitelikte el atılan ve arta kalan kısımların koordinat bilgilerini gösteren ölçekli krokisi bulunmayan fen bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmadığı gibi; arta kalan kısımların 1/1000 ölçekli uygulama imar planında tahsis amacının ne olduğu ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden sorulup, fen bilirkişisinden fiilen el atılan alandan arta kalan kısımların ne kadarlık bölümünün imar planında kamuya özgülenen alanda kaldığını çelişkiye mahal vermeyecek şekilde net olarak tespit eden ek rapor alınarak, arta kalan bölümlerin kamuya özgülendiğinin anlaşılması halinde proje bütünlüğü ilkesinin uygulanabileceği, arta kalan kısımların kamuya özgülenmediğinin anlaşılması halinde ise kamulaştırmasız el atmadan arta kalan kısmında imar durumuna göre yapılaşma izni verilip verilmeyeceği, verilmiş ise önceki durumuna göre kısıtlama getirilip getirilmediği, getirilmiş ise oranı ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden sorulup, sonucuna göre arta kalan kısımda değer azalış oranı uygulanması ya da bu bölümün kullanılamaz hale geldiği anlaşıldığı takdirde bedeline hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili ile Davacılar Vekilinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;
Temyiz dilekçelerinin miktardan reddine,
B. Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili ile davacılar vekilinin Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;
1. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.