Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9996 E. 2024/3205 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tapu maliki ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin emsal kıyaslaması yoluyla tespitinde ve davacıya ödenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2808 Esas, 2023/882 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/86 Esas, 2022/89 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 238.730,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup, bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz.

İlk Derece Mahkemesince davacı lehine hükmedilen ecrimisil bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; davacılar lehine hükmedilen ecrimisil bedeli yönünden taraf vekillerinin temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla reddine karar vermek gerekmiştir.

Taraf vekillerinin kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat talebi yönünden temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Antalya ili, Alanya ilçesi, ... Mahallesi, 110 ada 177 parsel sayılı taşınmaza okul yapılmak suretiyle el atıldığından tespit edilecek bedelinin ve ecrimisilin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak müvekkiline tapudaki hissesi oranında ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Alanya Belediyesinin kararı ile imar planında eğitim tesisi alanı olarak tahsis edildiğini, yapılan işlemlerden belediyenin sorumlu olduğunu, dava açılırken belediyeye karşı açılması gerektiğini, yapılan imar planına itiraz edildiğini ya da dava açıldığını belirtir bir delilin sunulmadığını, parselasyon işlemi henüz tamamlanmadığından dava açılmasının uygun olmadığını, ayrıca davacı tarafın dava açma süresini geçirdiğini, süre aşımı yönünden ve husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, belirlenen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: bedelin düşük tespit edildiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumetin imar planını yapan ilgili belediyeye yöneltilmesi gerektiğini, dava süresi geçirildiğinden ve uzlaşma dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, fen bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmediğinden savunma haklarının kısıtlandığını, anılan mahkeme kararının hüküm bölümünde 14.09.2021 tarihli bilirkişi raporundan bahsedildiğini, dosyada böyle bir raporun bulunmadığını, fen bilirkişi raporunda belirtilen B ve C alanları için sorumluluğun Alanya Belediyesine yöneltilmesi gerektiğini, emsal taşınmazın emsal olma özelliğine sahip bulunmadığını, kamulaştırmasız el atma tazminat bedelinin ve ecrimisil tazminat bedelinin yüksek belirlendiğini, ecrimisil tazminat talebinin zaman aşımına uğradığını, hükmedilen bedelin tümüne dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, davalı kurum harçtan muaf olmasına rağmen harçtan sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Antalya ili, Alanya ilçesi ... Mahallesi 110 ada 177 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından Konaklı Gazi İlköğretim okulu yapılmak suretiyle kamulaştırma olmaksızın fiilen el atıldığı, dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde kalması nedeniyle arsa vasfında kabul edilerek emsal araştırma yöntemi ile dava konusu taşınmazın değerinin tespiti yoluna gidilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmaz düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadığı, 2020 yılı emlak vergisine esas m² birim fiyatının 130,72 TL olduğu, emsal olarak alınan Antalya ili, Alanya ilçesi, ... köyü 175 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmamış imar parseli olduğu, 2020 yılı emlak vergisine esas m² değerinin 684,72 TL olduğu, emsal taşınmaza ait hissesinin 26.01.2007 tarihli ve 1140 yevmiye numaralı resmi satış örneğinin dosyaya celp edildiği, emsal olma özelliğine sahip bulunduğu, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın eksik ve üstün yanlarının hükme esas alınan bilirkişi raporunda tartışıldığı, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmaz eşit değerde kabul edilmesinin emlak vergi değerleri açısından da değerlendirildiğinde yerinde olduğu, buna göre dava konusu taşınmazın m² birim fiyatının dava tarihi olan 30.06.2020 tarihi itibarıyla 787,06 TL olarak kabulünün yerinde olduğu, dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda A olarak gösterilen yerin eğitim alanında kalıp fiilen el atılan kısım olduğu, B olarak gösterilen yerin imar planında yolda kalan kısım olduğu, C olarak gösterilen yerin imar planında eğitim alanında kalan fakat fiilen yol olarak kullanılan yer olduğu, bu nedenle yerel mahkemece davacının fen bilirkişi raporunun A olarak gösterilen yerde hissesine düşen kısım için tazminat bedeline hükmedilmesinin yerinde olduğu, ecrimisil tazminatı hesabının emsal kira araştırması yöntemi, ecrimisil başlangıç tarihi itibarıyla ecrimisil için emsal olan taşınmazın m² birim fiyatının tespit edilip Yİ-ÜFE oranlarına göre artırılmak üzere davacının talep edebileceği tazminat miktarı hesabının yerinde olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun bulunup taraf vekillerinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı görülmekle başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş, emsal karşılaştırmasının usulüne uygun yapılmadığını, taşınmaza yakın konumda bulunan başka parsele yüksek bedel belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza okul yapılmak suretiyle kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığı anlaşıldığından, arsa niteliğindeki taşınmazın 2125,46 m²lik kısmına 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin davacıya ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Taraf vekillerinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;

Taraf vekillerinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Taraf vekillerinin Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.