Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1009 E. 2024/6195 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tapu maliki ile davalı idare arasında, imar planında eğitim alanına ayrılan ancak fiilen el atılmayan taşınmaz için kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedel tespiti ve tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza fiilen el atılmamış olsa da imar planında eğitim alanına ayrıldıktan sonra makul süre içinde idarece herhangi bir işlem tesis edilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının özüne dokunulduğu ve kamulaştırmasız el atmanın gerçekleştiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/272 Esas, 2023/2758 Karar

DAVA TARİHİ: 17.06.2021

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/278 Esas, 2022/367 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili,... Mahallesi 90674 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 2007 yılından bu yana imarda ilkokul alanı olarak planlanmış olduğunu, kamulaştırma yapılmadığını ileri sürerek tazminat alacağının davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; husumetin kendilerine düşmediğini, uzlaşma yoluna gidilmesi gerektiğini, gayrimenkulun niteliğine ve değerine itiraz ettiklerini, kamulaştırmasız el atma unsurlarının gerçekleşmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olmadığını, uzlaşma başvurusunun bulunmadığını, m² fiyatının yüksek belirlendiğinileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 2009 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "ilköğretim alanı" olarak ayrıldığı, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre taşınmazın boş arsa görünümünde olduğu, üzerinde yapı ve tesis bulunmadığı, bu yönüyle fiilen el atma olgusunun gerçekleşmediği anlaşılmış ise de, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiğini ve açılacak bedel davasında adli yargı görevli olduğunu, bu itibarla, dava konusu taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmamış ise de makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olup, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılıp, dava konusu taşınmaz ile emsalin vergi rayiç değerleri de kıyaslanmak suretiyle dava tarihi itibarıyla değerinin tespit edilerek davalıdan tahsiline, dava konusu taşınmazdaki davacı payının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline dair kararda, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığından davalı idare vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiş, ancak davalı idare genel bütçeye dahil kuruluşlardan olup harçtan muaf tutulduğundan harç alınmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de davacı tarafından karşılanan harçların kararın kesinleşmesi beklenmeden ve talep halinde yatıran tarafa iadesine karar verilmesi gerekirken, karar kesinleştikten sonra iadesine dair hüküm kurulması doğru görülmediğinden ve bu hususun resen dikkate alınması gerektiğinden İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde güncel tapu kaydının istenmesi gerektiğini ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun’un (2942 sayılı Kanun) Ek Madde-1 inci maddesi: “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20.12.2018 tarihli ve 2016/181 Esas, 2018/111 Karar sayılı Kararı ile)”

3. 26.11.2020 tarih ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7421 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesi ile 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde-1 inci maddesinin 1 inci fıkrasına eklenen cümle: "Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adli yargıda görülür."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi aynı bölgeden Dairemize intikal eden dosyalar dikkate alındığında yerindedir.

3. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmakla birlikte, 1/1000 ölçekli olup, 2007 yılı onaylı ve halihazırda yürürlükte bulunan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında dava konusu taşınmazın “ilköğretim alanı” olarak ayrıldığı dikkate alındığında, makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden, mülkiyet hakkının özüne dokunan bu eylemi nedeniyle bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğrudur.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.