Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1105 E. 2024/7614 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazların bedelinin tespiti ve davacı idare adına tescili davasında, bedelin belirlenmesi, uygulanacak faiz oranı ve başlangıç tarihi ile objektif değer artış oranının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin kamulaştırma bedelinin tespitinde gelir yöntemini kullanması, kapitalizasyon faiz oranını ve objektif değer artış oranını belirlemesi usul ve yasaya uygun bulunmuş, ancak Anayasa Mahkemesi'nin 2942 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 9. fıkrasını iptal etmesine rağmen, faize ilişkin açık temyiz bulunmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1255 Esas, 2023/2438 Karar

DAVALILAR : 1. ... vekili Avukat ... 2. ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 06.06.2018

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: ...Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/147 Esas, 2022/1169 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Artvin ili, ...ilçesi, ... köyü 172 ada 2 parsel, 459 ada 64 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile işbu bedelin, İlk Derece Mahkemesinin ilk kararı ile hüküm altına alınan kısmına davanın dört ay içinde sonuçlandırılmadığı gözetilerek bu sürenin bitiş tarihi olan 07.10.2018 tarihinden ilk karar tarihine kadar; kaldırma kararı sonrası hüküm altına alınan kısmına ise 07.10.2018 tarihinden ikinci karar tarihi olan 27.12.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilerek işlemiş faizi ve tüm nemalarıyla birlikte davalılara tapudaki payları oranında kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun bilimsellikten ve objektiflikten uzak olduğunu, rapora karşı itirazları karşılanmadan karar verildiğini, ...İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin hesaplama yapılırken tek başına dikkate alınamayacağını, Yargıtay içtihatları uyarınca üretim masraflarının brüt gelirin 1/3' ünden az olamayacağı gözetilmeden yüksek alındığını, objektif değer artışı uygulamasının yerinde olmadığını, tespit olunan kamulaştırma bedelinin tamamına ilk karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğini, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; tespit edilen kamulaştırma bedelinin taşınmazın gerçek değerinin çok altında kaldığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, münavebeye esas alınan ürünlerin o yörede mutat olarak yetiştirilen ürünlerden olmadığını, hesaplama yapılırken 2018 yılı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin esas alınması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının %3 oranında uygulanması gerektiğini, üretim masraflarının yüksek alınmasının doğru olmadığını, daha yüksek oranda objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, taşınmaz üzerindeki yapılardan mutfağın meskenin bir parçası olup hesaplama yapılırken 3- A grubu yapı sınıfı içerisinde değerlendirilmemiş olmasının doğru olmadığını, yapılan baraj kamulaştırması nedeniyle bu yörede yaşayan insanların tüm yaşam alanlarının yok olduğunu, bu nedenle ayrıca tazminat ödenmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olup davalının mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, hesaplama yapılırken ürün verim miktarının düşük, üretim masraflarının ise yüksek alınmasının doğru olmadığını, münavebeye esas alınan ürünlerin o yörede mutat olarak ekilen ürünlerden olmadığını, uygulanan objektif değer artış oranının çok düşük olduğunu, yapı bedelinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sulu tarım arazisi niteliğindeki davaya konu taşınmazlara ekilebilir ürün gelirine göre gelir metodu uyarınca resmi veriler esas alınarak net gelirinin tespit edilmesinde, kapitalizasyon faiz oranının % 4 olarak tespitinde, taşınmazların konumu ve bilirkişi raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak objektif değer artışı uygulanmasında yöntem olarak bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak dava konusu 459 ada 64 parselin Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Parsel Soru Uygulaması üzerinden tespit edilen konumu, yerleşim birimlerine uzaklığı ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri ile daha önce aynı bölgede uygun görülüp istinaf ve temyiz incelemesinden geçen taşınmazlarda uygulanan objektif değer artış oranı da dikkate alınarak, %5 oranında objektif değer artışı uygulanması gerekirken %10 oranında objektif değer artışı uygulanmış olmasının doğru olmadığı, tespit edilen kamulaştırma bedelinin ilk karar ile hüküm altına alınan kısmının Dairenin 26.02.2021 tarihli ara kararı ile ödenmesine karar verildiğinden, işbu bedele ara karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken, ilk karar tarihine kadar faiz işletilmiş olmasının doğru olmadığını, tüm bu hususlar gözetilerek yeniden hesaplama yapıldığında toplam kamulaştırma bedelinin 703.354,98 TL olarak belirlendiğini, 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un değişik 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasındaki “ Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletilir.” hükmünün Anayasa'ya aykırı görülerek iptaline karar verildiği, bu nedenle dava tarihi itibarıyla belirlenen kamulaştırma bedeline dava tarihinden itibaren Anayasa'nın 46 ncı maddesinde belirtilen kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar vrilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, tespit edilen kamulaştırma bedeline yasal faiz uygulanmasına yönelik düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini, iptal gerekçesi de dikkate alınarak taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olup davalının mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, hesaplama yapılırken ürün verim miktarının düşük, üretim masraflarının ise yüksek alınmasının doğru olmadığını, münavebeye esas alınan ürünlerin o yörede mutat olarak ekilen ürünlerden olmadığını, uygulanan objektif değer artış oranının çok düşük olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kısmen kapama karışık meyve bahçesi, kısmen tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak; üzerindeki yapılara ise aynı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde yerindedir.

3.Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda ...İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün değerlendirme tarihindeki veri cetveli esas alınarak verim ve masraflar yönünden hesaplama yapılması uygun görülmüştür.

4. Dava konusu taşınmazların hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı yerindedir.

5. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.

6. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir.

7. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında, kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere karar tarihine kadar yasal faiz uygulanması gerekmekte ise de faize ilişkin olarak açık temyiz bulunmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.

8. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalılardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.06.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

Karşı Oy

KARŞI OY

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda kanatimce; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (davalı ... vekilinin bila tarihli temyiz dilekçesindeki; “Anayasa Mahkemesince verilen faize ilişkin iptal kararının dikkate alınmasına” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar geçen süre için kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması”, diğer bir ifadeyle; Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmesi (aynen temyiz incelememize konu Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4 üncü Hukuk Dairesinin; “dava tarihinden itibaren ilk derece mahkemesinin karar tarihlerine kadar kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizin uygulanmasına ilişkin” kararında olduğu gibi)” gerekmektedir.

Hâl böyle iken, Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen ve sonucu itibarıyla katıldığım, “Onama Kararı”nın, “Değerlendirme” bölümünün 7 No’lu bendinde yazılı olan gerekçelere (hususen de bu bentte yazılı olan; “davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere ... yasal faiz uygulanması gerektiği”ne ilişkin eleştirel gerekçesine) “faizin başlangıç tarihi” ve “faizin türü” yönünden, açıkladığım nedenlerle katılmıyorum. 25.06.2024