"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1414 Esas, 2023/983 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ: Solhan Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/1663 Esas, 2021/295 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ...ili,...lçesi, ...köyü 208 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle usul yönünden davanın reddine karar verilmesini, kapitalizasyon faiz oranının yanlış uygulanması, objektif değer artışının uygulanmaması ve taşınmazın yöre içerisindeki konumu, sulu tarım yapılan arazi olması, arazi üzerindeki ağaçların yaşları ve sayıları, ortalama verimleri, üretim giderleri, ürünlerin kilogram başına ortalama satış fiyatı vb. hususların dikkate alınmadığını, kapitalizasyon faiz oranının %4, objektif değer artışının %150 oranında uygulanması gerektiğini, taşınmazın talepleri doğrultusunda kamulaştırılmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline, baraj gölü sahası içinde kaldığından tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle;...lçe Tarım Müdürlüğü maliyet cetvelinin kullanılmaması gerektiğini, meyveli ağaçların geliri ile tarla vasfındaki taşınmazların gelirinin aşırı yüksekliği dikkate alındığında giderin tam tersine düşük gösterildiğini, bilirkişilerin verim fiyatlarını ortalamaya göre almadıklarını, kapitalizasyon faiz oranının % 6-7 hesaplanması gerektiğini, taşınmazın kuru tarım arazisi olduğunu, yapının sınıfının ve aşınma payı oranının hatalı hesaplandığını, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişilerin dosyadan el çektirilmesine yönelik taleplerinin haksız olarak reddedildiğini, kapitalizasyon faiz oranının %4 olarak uygulanması gerekirken Yargıtay uygulamalarına aykırı olacak şekilde %5 olarak uygulanarak eksik bedel tespit edildiğini, dosyalar arasında ayrım yapılarak objektif değer artışı uygulanmadığını, münavebeye esas ürünlerin seçiminde bölge özelliklerinin ve taşınmaz üzerindeki ürünlerin dekara ortalama üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünden fazla olamayacağının göz ardı edildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece mahallinde 05.03.2020 günü yapılan keşif sonucu bilirkişiler Ziraat Mühendisleri Abdülmelik Sukaya ve Yunus Avar, İnşaat Mühendisi Ömer Bezencir ve Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Ümit Çiçek tarafından düzenlenen 31.03.2020 havale tarihli bilirkişi kurulu raporuna karşı yapılan itiraz ve talep üzerine mahkemece 08.10.2020 tarihli celsede "gerekli delil avansı mahkeme veznesine yatırıldığında, dosyanın kül halinde daha önce keşfe katılmış bilirkişiler dışında resen seçilecek 2 ziraat mühendisi, 1 inşaat mühendisi ve 1 gayrimenkul değerlendirme uzmanı bilirkişisinden teşekkül edecek heyete tevdi ile dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitinin istenilmesine," dair ara karar kurularak dosyanın mahallinde yapılan keşifteki heyette bulunmayan Ziraat Mühendisleri Abdullah Kartal, Mehmet Menteş, İnşaat Mühendisi Vahap Fatih Arduçoğlu ve Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Tamer Asin'den oluşturulan heyete tevdi edilerek rapor tanzim ettirildiği, adı geçen bilirkişiler tarafından tanzim edilen 19.01.2021 havale tarihli raporun hükme esas alındığı ve bu rapor doğrultusunda hüküm tesis edildiği anlaşıldığı, davalının bilirkişi kurulunun reddi gerekçelerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 272 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında atıf yapılan 6100 sayılı Kanun'un 34 üncü ve 36 ncı maddelerinde düzenlenen yasaklık ve red nedenlerinden hiç birine uymadığı, bilirkişilerin hazırladıkları rapordaki oy ve görüşleri ile Mahkemenin başka dosyalarına sundukları raporlar nedeniyle reddinin mümkün olmadığı gözetilerek, davalının bilirkişi kurulunun reddi isteminin 6100 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi gereğince geri çevrilmesine ilişkin mahkeme ara kararında bir isabetsizlik görülmediği, her ne kadar davacı idarece dava konusu taşınmaza sulu tarım arazisi olarak değer biçilmesine itiraz edilmiş ise de acele el koyma dosyasında mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın yöredeki taşınmazları sulayan mevcut kaynaklardan taşınmaza getirilen arklar ile sulanabildiği tespit edildiğinden dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde olduğunun kabulü yerinde bulunduğu, ayrıca, davalı taraf dava açılmasına sebebiyet vermemiş olup Kamulaştırma Kanunun'un 29 uncu maddesi gereğince yargılama giderlerinden davacı idare sorumlu olduğundan ve davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi halinde Anayasa'nın 46 ncı maddesinde düzenlenen "taşınmazın gerçek karşılığının ödenmesi" ilkesi ve dolayısıyla da mülkiyet hakkı ihlali söz konusu olacağından, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 başvuru numaralı ve 23.10.2018 tarihli kararı, Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı ve 9.5.2019 tarihli kararı (R.G. 01.06.2019/30791) Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 19.09.2019 tarihli ve 2018/2081 Esas, 2019/14349 Karar sayılı ilamı da dikkate alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya uygun bulunduğu, belirtilen nedenlerle tarafların aşağıdaki hususlar dışında kalan sair istinaf sebepleri yerinde değildir. Şöyle ki; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun arazilere değer biçmeye ilişkin 11/1-f maddesine aykırı olacak şekilde mahkemece yapılan keşif heyetinde bulunmayan bilirkişi kuruluna dosya tevdi edilmek suretiyle düzenlenmesi sebebiyle bu rapor hüküm kurmaya elverişli olmadığı, kabule göre de; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan taş duvarın niteliği (sınıfı, yaşı ve yüzölçümü) belirlendikten sonra (uzunluğu ve yüksekliğinin çarpımı ile bulunacak) alanı üzerinden değerlendirme tarihi olan 2019 yılına ait Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yayınlanan yapı yaklaşık birim maliyetleri listesine göre belirlenecek değerinden, yıpranma payı düşülerek değerlendirme yapılması gerekirken; hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda duvarın hacmi esas alınarak (m³) üzerinden usulüne uygun olmayan yöntem ile hesaplama yapılmış olması hatalı olduğu, davanın esası hakkında yapılan değerlendirme sonucunda; dosya arasında bulunan ve mahkemece icra edilen keşfe katılan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenmiş olan 22/04/2020 havale tarihli raporda dava konusu taşınmazın yüzölçümü ve üzerinde bulunan ağaçların sayısı, cinsi ve yaşı dikkate alınarak kapama karışık meyve bahçesi niteliğinde olduğunun kabulü ile kapitalizasyon faiz oranı %5 uygulanarak ve taşınmazın objektif değer artışı uygulanmasını gerektiren bir niteliğinin bulunmadığı açıklanmak suretiyle metrekaresine 52,12 TL, üzerinde bulunan yapıya ise resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçildiği, taşınmazın vasfına, konum ve niteliklerine, aynı bölgeden intikal eden dava dosyalarına göre bilirkişi kurulunca belirlenen kapitalizasyon faiz oranında, dosya içindeki bilgi ve belgelere ayrıca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgu programı üzerinden Dairemizce yapılan incelemeye göre taşınmazın konumu, ana yollara ve yerleşim alanlarına uzaklığı gözetilerek gelir metoduna göre tespit edilen m² birim fiyatına objektif değer artırıcı unsur ilave edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmaz için belirlenen m² birim fiyatı ile yapı bedelinin uygun ve resmi verilerle uyumlu olduğu, belirtilen nedenlerle anılan bilirkişi kurulu raporunun yasal niteliklere haiz ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, hükme esas alınan 19.01.2021 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunun keşfe katılmayan bilirkişiler tarafından tanzim edilmiş edilmiş olması nedeniyle hükme esas alınamayacağı, keşfen alınan 22.04.2020 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunun denetime elverişli, raporda yapılan değerlendirmeler ile tespit edilen zemin ve yapı bedelinin usul ve yasaya uygun olduğu, bu hali ile raporun dairemizce hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu değerlendirilmekle; yukarıda belirtilen hususların düzeltilmesi ve yeniden hüküm tesis edilmesi için araştırılması gereken başka husus bulunmadığından ve dosya kapsamında bulunan 22.04.2020 tarihli rapor doğrultusunda kamulaştırma bedelinin tespiti olanaklı olduğundan 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 15 inci maddesinin son fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki ...ili,...lçesi, ...köyü 208 ada 5 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değerinin tespit edilmesi; üzerindeki yapılara ise aynı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.
3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda 2019 yılı...lçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin uygulanması, dava konusu taşınmazın belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre belirlenen kapitalizasyon faiz oranı doğru olduğu gibi, taşınmazın gerçek değerine ulaştığı gerekçesiyle objektif değer artışı uygulanmaması da uygundur.
4. Bölge Adliye Mahkemesinin 24.10.2023 tarihli kararı ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmuş olmakla; davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti yerindedir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.