Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1443 E. 2024/8819 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar için davacıların açtığı bedel tespiti davasında, 7201 sayılı Kanun'un ek 3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı ve değerleme tarihinin ne olacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 7201 sayılı Kanun'un Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen geçici 15. maddesi ile getirilen düzenleme ve Yargıtay'ın içtihatları uyarınca davanın açıldığı tarihteki mevzuat hükümlerinin esas alınması ve 2942 sayılı Kanun'un ek 3. maddesi gereğince taşınmazların idare adına tescil edildiği tarihin değerleme tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/382 Esas, 2023/655 Karar

DAVA TARİHİ : 21.01.2020

KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/28 Esas, 2021/446 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, ..., Yolçatı köyü, 1867, eski 1654 (yeni 3036), eski 1681 (yeni 3381), eski 2024 (yeni 3029) parsel sayılı taşınmazlara usulüne uygun kamulaştırma yapılmaksızın el atıldığını belirterek tazminat bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların 1977-1979 yıllarından beri davalı Üniversite tarafından fiilen kullanıldığını, 1991 yılından beri davalı adına tapuda tescilli olduğunu, öncelikle davacıların aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, ayrıca davanın zamanaşımı yönünden de reddi gerektiğini, kamulaştırmasız bir el atmanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlarda davacı müvekkillerinin hissedar olduğunu, dava konusu taşınmazlara davalı idare tarafından usulüne uygun kamulaştırma işlemi yapılmadan fillen el atıldığını, murislerine usulsüz tebligat yapıldığını, dava konusu taşınmazların 1/1000'lik imar planı içerisinde yüksek öğretim alanında kaldığından arsa vasıfında olduğunu, davacı müvekkillerine yapılan tebligatların usulsüz olmasına rağmen dava konusu taşınmazlara 1985 tarihi itibarıyla değer belirlenmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlara ilişkin kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun yapıldığını, taşınmazların davalı adına tescil edildiğinden, tapu kayıtlarından anlaşılacağı üzere taşınmazların mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu, tapu kayıtlarında malik olarak gözükmeyen davacının kamulaştırmasız el atmadan dolayı bedel tespit davası açma hakkı bulunmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 1681, 1654 ve 2024 parsel taşınmazların Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979 yılına ait kararlarıyla davalı idare adına tesciline karar verildiği ve üniversite kampüs alanı yapılmak suretiyle 1979 yılında taşınmazlara fiilen el atıldığı, taşınmazların davalı idare adına 28.06.1985 yılında tapuda tescil edildiği, davacıların murisi adına kamulaştırma bedellerinin ödendiğine dair bir belge bulunmadığı, taşınmaz malikine yapılan tebligatların usulsüz olduğu, dava açılmadan önce davacıların uzlaşma yoluna başvurduğu, 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7201 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek madde 3 ve ilgili maddeleri ile getirilen hükümler uyarınca bu taşınmazların idare adına tescil edildikleri, değerlendirme tarihi 1985 yılı itibarıyla kuru tarım arazisi vasıflarına göre net gelir yöntemine göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, ancak 1867 parsel sayılı taşınmaz bakımından taşınmaz malikine kamulaştırma işlemlerine ilişkin tebligatın bizzat yapıldığı, bu taşınmaz yönünden kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığı anlaşılmakla 1867 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen itirazlarını tekrar etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen itirazlarını tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nu 6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi ve Ek madde 3 üncü maddesi

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 1867 parsel hakkında davalı idarece yapılan kamulaştırma işlemi kapsamında davacılar murisi adına çıkarılan noter tebligatının bizzat tebliğ edildiği tebliğ tarihinden itibaren 2942 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesine göre 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde bedele itiraz edilmediği, kamulaştırma işleminin adli ve idari yönden kesinleştiği anlaşılmış olduğundan, bu parsel yönünden açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile eklenen Geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

4. Bu duruma göre; Kanun'un yürürlük tarihinde açılan eldeki davada; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3, 990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alınarak 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 3 üncü maddesine göre taşınmazların idare adına tescil edildiği tarih değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle taşınmazlar için tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenmesi yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.11.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.