"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1774 Esas, 2023/1756 Karar
DAVA TARİHİ: 28.07.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Gebze 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/152 Esas, 2022/77 Karar
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar ve davalı Hazine vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar ve davalı Hazine vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilerek, Tekik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.07.1999 tarihli ve 1997/665 Esas, 1999/406 Karar sayılı kararı ile davaya konu Kocaeli ili, Gebze ilçesi, Demirciler köyü 1197 parsel sayılı taşınmazın tamamının orman olarak Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu nedenle uğranılan zararın tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.07.1999 tarihli kararı ile dava konusu taşınmazda davacı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalı sıfatının Hazine olması sebebiyle Orman yönetiminin davalı sıfatı bulunmadığından idare açısından husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Maliye Hazine adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescil işlemlerinin Orman Genel Müdürlüğünün işlemleri olduğundan ve Hazinenin herhangi bir işlem ve kusuru bulunmadığından husumetin ... tarafından yapıldığından yöneltilmesini, davanın davalı müvekkili idare açısından husumet, süre ve menfaat yokluğu nedeniyle reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı Hazine vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın esasının görülmesi gerektiğini, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava değerinin belirlenmesi gerektiğini, dava değeri belirlendikten sonra davanın zamanaşımı nedeniyle reddi halinde nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Hazine vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesiyle zamanaşımı definde bulunmuş olup, davacının davasını, mülkiyetin kaybedildiği tarihten itibaren 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içerisinde açmadığı gibi, tazminat talebinin mahkemelerce incelenmeye başlandığı 18.11.2009 tarihinden sonra makul bir süre içerisinde de açmadığının anlaşılması karşısında, İlk Derece Mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine kararı verilmesinde ve davalı yararına reddedilen dava değeri kadar vekâlet ücreti takdir edilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamış olup; istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4- 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davaya konu taşınmazın tamamının Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.07.1999 tarihli ve 1997/665 Esas, 1999/406 Karar sayılı kararı ile tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiği, hükmün, temyiz incelemesinden geçerek 26.05.2000 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 28.07.2021 tarihinde açıldığı, davalı Hazine vekilinin zamanaşımı itirazının bulunduğu anlaşılmıştır.
3. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 sayılı Kanun’un 146 ncı maddesine göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesinin 29.09.2017 tarihli ve Resmî Gazete’de yayımlanan 2014/6673 başvuru numaralı ve 25.07.2017 tarihli Yaşar Çoban Kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararı nazara alındığında; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiş olup Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun karar tarihi olan 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolanlar açısından makul süre içinde 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine dayanılarak dava açılması gerekir.
5. Buna göre, 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtiği gibi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun karar tarihinden sonra makul süre de dolmuş bulunduğundan, davalı Hazine vekilinin süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğu da gözetilerek davanın zamanaşımı süresi geçtiğinden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar ve davalı Hazine vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.