Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1483 E. 2024/7199 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında, el atmanın varlığı, bedelin tespiti ve sorumlu idarenin belirlenmesi noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın imar planında yola terk edilmiş olsa dahi fiili el atmanın gerçekleştiği, bedel tespitinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ve el atma tarihi itibariyle maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/312 Esas, 2023/2899 Karar

DAVA TARİHİ: 23.02.2022

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/99 Esas, 2022/658 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ..., ... Mahallesi 416 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaza fiilen el atılmadığını ve 24.11.1966 tarihli ve 29 numaralı imar parselasyonu sırasında bu taşınmazın yola terk olarak ayrıldığını, bu nedenle o tarihte yürürlükte olan 6785 sayılı İmar Kanunu'nun (6785 sayılı Kanun) 42 nci maddesinde düzenleme gereği işlem yapıldığını, davanın kamulaştırmasız el atma olarak nitelenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; el atma tarihi itibari ile maktu değil, nispi vekâlet ücretine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda bulunan yolun sorumluluğunun Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olduğunu, 24.11.1966 tarihli ve 29 numaralı imar parselasyonu sırasında bu taşınmazın yola terk olarak ayrıldığını, bu nedenle o tarihte yürürlükte olan 6785 sayılı Kanun'un 42 nci maddesi gereği bedeli ödenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesini, şayet taşınmaz bedelinin tahsiline karar verilecekse emsal incelemesinin hatalı yapılarak yüksek bedel tespit edildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Bölge Adliye Mahkemesinden geçen paydaş dosyalarında da kabul edildiği üzere el atma tarihi itibari ile maktu vekâlet ücretine karar verilmesinin doğru olduğu; her ne kadar davalı idare vekilince, taşınmaz üzerinde yapılan 24.11.1966 tarihli ve 29 sayılı imar parselasyon işlemi sırasında dava konusu taşınmazın yola terkin edildiği ve bu tarihte yürürlükte olan 6785 sayılı Kanun'un 42 nci maddesi uyarınca bedeli ödenemeyeceği ileri sürülmüşse de, söz konusu işlem sırasında taşınmazın “yola giden kısım” olarak bırakıldığı ve halen de tapu kaydına göre davacıların mülkiyetinde olduğu gözetildiğinde bu bölümün ilgili Kanun'un yürürlükte olduğu tarihte zayiat olarak bırakıldığının kabulü mümkün olmadığından ve dava konusu alana yol olarak fiilen el atıldığı sabit olmakla, mahallinde yapılan keşif sonucu arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak ve yakın yerlerdeki Yargıtay tarafından onanan kesinleşmiş birim fiyatları da dikkate alınarak dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, el atılan taşınmazın değerinin belirlenmesi ve bedelinin hangi idareden tahsil edileceğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi ile Geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları.

3. 09.07.1956 tarihinde kabul edilen ve 17.01.1957 tarihinde yürürlüğe giren 6785 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ve bu maddenin iptaline dair Anayasa Mahkemesinin 22.11.1963 tarihli ve 1963/65 Esas, 1963/278 Kararsayılı kararı ile 20.07.1972 tarihli ve 14251 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 1605 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dosya kapsamına göre el atma tarihi itibari ile maktu vekâlet ücretine karar verilmesinin yerinde olduğu değerlendirilmiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.