Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1565 E. 2024/6716 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili davasında, taşınmazın değerinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve hükmedilen bedelin dava tarihinden itibaren hangi faiz oranıyla tahsil edileceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın değerini belirlerken bozma kararlarında belirtilen hususlara uygun davrandığı, davalı idarenin usuli kazanılmış hakkını ihlal etmediği ve hükmedilen bedelin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar vermesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/893 Esas, 2023/620 Karar

DAVA TARİHİ: 19.08.2014

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Şanlıurfa ili, ...... Mahallesi 96 parsel (parselin ifrazı ile oluşan 615 parsel) ve 110 parsel (parselin ifrazi ile oluşan 639 parsel) sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı hâlde fiilen yol yapılmak suretiyle el atıldığından taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olmadığını, bir an için el atıldığı kabul edilse bile uzlaşma dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiğini, taşınmazın el atma tarihindeki vasfına göre dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.12.2015 tarihli ve 2014/239 Esas, 2015/591 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, taleple bağlı kalınarak taşınmazın el atılan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bedeline hükmedilen davacılar payının tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 30.12.2015 tarihli ve 2014/239 Esas, 2015/591 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda;dava konusu ...... Mahallesi 110 parsel sayılı taşınmaza arazi niteliğinde ekilebilir net ürün gelirine göre değer biçilmesinde ve bedelin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak davaya konu 96 parselin arsa niteliğinde olduğu ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) kıymet takdir esaslarını belirten 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken taşınmazın arazi niteliğinde kabulü ile gelir metoduna göre değer biçildiği ve taşınmaza ait tapu kaydı getirtilip davacının payı denetlenmeden karar verildiği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 27.11.2019 tarihli ve 2018/1 Esas, 2019/339 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak taşınmazın el atılan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bedeline hükmedilen davacılar payının tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 27.11.2019 tarihli ve 2018/1 Esas, 2019/339 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda Dairemizin denetiminden geçen Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/2 Esas, 2018/788 Karar (Dairenin 2018/10473 Esas, 2018/21493 Karar) sayılı dosyasında, değerlendirmede esas alınan aynı emsal taşınmazın kadastral parsel olduğundan bahisle kararın bozulduğu dikkate alındığında dava konusu taşınmaz ve emsal alınan taşınmaz kadastral parsel olduğu halde emsal incelemesi sonucu bulunan bedelden düzenleme ortaklık payı oranı düşülmek suretiyle değer biçilmesi nedeniyle raporların inandırıcı olmadığı, 2942 sayılı Kanun'un kıymet takdir esaslarını belirten 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmediği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 07.12.2021 tarihli ve 2020/338 Esas, 2021/449 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak taşınmazın el atılan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bedeline hükmedilen davacılar payının tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 07.12.2021 tarihli ve 2020/338 Esas, 2021/449 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davaya konu 96 parsel sayılı taşınmazın bozma kararı sonrasında ifraz edilerek 614, 615 ve 616 parsel olarak tapuya tescil edildiği yeni oluşan tapu kaydına göre Mahkemece alınan 07.07.2021 tarihli fen raporuna göre el atılan kısmın 615 parsel sayılı taşınmazda B harfi ile gösterilen 656,04 m² olduğu bozma öncesi kararda el atmadan arta kalan kısım ile bozma sonrası alınan rapordaki arta kalan kısımların birbirinden farklı olduğu dikkate alındığında eski parsel üzerinden hüküm kurulması infaz kabiliyeti yönünden doğru olmadığı gibi, kabule göre de davaya konu taşınmazdaki muhtesat bedeli yönünden bozma yapılmadığı halde davalı idarenin usuli kazanılmış hakkı gözetilmeden hüküm kurulduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak taşınmazın el atılan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bedeline hükmedilen davacılar payının tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin düşük olduğunu, emsal alınan taşınmazın davaya konu taşınmazdan 8 kat değerli kabul edilmesinin hatalı olduğunu, belirlenen bedele dava tarihinden itibaren yasal faiz işletildiğini, 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasının Anayasa Mahkemesince iptal edildiğini kamulaştırma bedeli için yasal faiz değil dava tarihinden itibaren enflasyon oranlarının altında olmayan bir faiz oranına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal olarak incelenen satışın ilçe merkezinde, fiili olarak ticaret yapılan yerde olduğunu, ilçe merkezine uzak, meskun olmayan ve fiilen tarım yapılan dava konusu taşınmaza uygun emsal olmadığını, imar durumları karşılaştırılmadan soyut ifadelerle ve hatalı inceleme ile metrekare birim fiyatının yüksek belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.03.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik öncesi 427 ile 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.