"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2554 Esas, 2023/2926 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 34. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/337 Esas, 2021/69 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihaî kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre; davacılar...ve ... dışındaki davacılar yönünden hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle, davacılar...ve ... dışındaki davacılar yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildikten sonra, davalı idarenin davacılar...ve ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı idare vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.02.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... ve davalı idare vekili Avukat...gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu Ankara ili, ..., ... köyü 4771 parsel sayılı 57.651 m² yüzölçümlü taşınmazda murisleri 921600/12288000 hisse oranında (4.323,83 m²) ... (...) ise 920064/12288000 hisse oranında (4.316,61 m²) malik iken, hisselerinin tamamına 1961 yılından sonra kamulaştırmasız olarak el atıldığını, mezkur taşınmazın halen davalı Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından kullanıldığını, (Dava konusu 4771 parsel sayılı taşınmaz ... Köyü 237 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşmuş olup, taşınmaz yüzölçümü 53.746 m² iken yüzölçümünde yapılan hatanın düzeltilmesi işlemi sonucu 57.651 m² olmuştur. Bu hususta, 17.03.1976 tarihli Ankara Bölge Tapulama Müdürlüğü Tapulama Komisyonu kararı sunulduğu) dava konusu parsele ilişkin olarak müvekkilleri veya müvekkillerinin murisleri adına kamulaştırmaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadan el atıldığını, müvekkillerinin mülkiyet hakkının kullanılması engellendiğini ve bu kullanma karşılığında herhangi bir bedel ödenmediğini ileri sürülerek kamulaştırmasız el atma bedeli olarak davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parselle ilgili kamulaştırma kararının alınması, kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi ve tescil işlemlerinin tamamlanmasının ... tarafından yapıldığını, bu sebeple müvekkili idare bakımından davanın husumetten reddini, dava konusu taşınmazın 1956 tarihinden önce fiilen kullanımının başlamış olması halinde bu yönüyle de dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmadan bahsedilemeyeceğini, bu nedenle tazminat isteminin yasal ve hukuka uygun olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu yolun 27.01.1997 tarihli ve 352 sayılı protokol ile bakım ve onarımın devredildiğini, bu protokolde kamulaştırma konusunun hariç tutulduğunu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2020/462 Esas sayılı kararında bu hususun açıkça belirtilerek Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumlu tutulduğunu, davanın husumetten reddinin gerektiğini, tapu alanındaki farkın ölçümden kaynaklandığını ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu, 221 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davanın reddi gerektiğini, açılan davalar sonucu el atmanın 1961 yılı olduğu kabul edilmiş olup uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, raporun yetersiz, bedelin yüksek olduğunu, emsallerin uygun olmadığını, davacılar lehine tek bir vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu kadastral 237 parsel sayılı taşınmazın, kadastro mahkemesinde görülen dava sonucunda 149.125.00 m² olarak davacılar murisi ... dahil 19 kişi adına 20.08.1959 tarihinde hükmen tescille oluştuğu, taşınmaz kadastro mahkemesinde davalı iken Ankara Valiliği İl İdare Kurulunun 31.05.1956 tarihli ve 629 sayılı kararı ile Ankara-Polatlı-Eskişehir il yolu nedeniyle 53.746 m²lik bölümünün 1295 sayılı İstimlak Kararnamesi uyarınca kamulaştırıldığı, davalıdır şerhi verilerek kamulaştırma işlemlerinin ... Kethuda adına yürütüldüğü, taşınmazın bulunduğu bölgede 1295 sayılı Kanun'un 8 nci maddesi uyarınca gerekli ilanlar yapılarak taşınmaza 26.08.1956 tarihinde fiilen el atılacağının ilan edildiği, kadastro mahkemesinde dava devam ederken bir kısım malikler tarafından Ankara 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1956/839 Esas sayılı dosyasında açılan bedel arttırım davasının kabulüne dair kararın Yargıtay 5.Hukuk Dairesi tarafından "tescile itiraz dava sonucunun beklenmesi gerektiği" yönünde yapılan bozma üzerine taşınmazın hükmen tescili beklenerek davacıların malik olarak tapuda tescilini müteakip davanın kabulüne dair 1958/1150 Esas,1959/910 Karar sayılı kararın temyizden feragat üzerine kesinleştiği, ... tarafından kamulaştırmaya konu 53.746 m²lik bölümün 6830 sayılı İstimlak Kanunu'nun (6830 sayılı Kanun) 17 nci maddesi uyarınca tescil ve terkini için Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1961/760 Esas, 1961/648 Karar sayılı dosyasında açılan davanın kabulüne dair 25.08.1961 tarihli karar uyarınca kamulaştırmaya konu bölümün 13.09.1961 tarihinde ifrazen 4771 parsel olarak tescilini müteakip aynı gün 2449 yevmiye numaralı işlemle yol olarak terkin edildiği, 1976 yılında tapulama komisyonunca yapılan ölçümlerde yolda kalan bölümün 57.651 m² olarak düzeltildiği, buna göre 4771 kadastro parselinde davacıların murisi ...'nın 921600/12288000 hisse oranında, ... (...) ise 920064/12288000 hisse oranında malik olduğu, yapılan yazışmalar sonucu söz konusu mahkeme dosyaları ve kararların arşiv ayıklama komisyonunca imha edildiğinden dosyaya gönderilemedikleri anlaşıldığı, buna göre davacılar murisleri... (...) ve ... (...) vekilleri tarafından kamulaştırmaya konu 53.746 m²lik bölüm yönünden tezyidi bedel davası açtıkları ve kararın kesinleştiği, taşınmazın kamulaştırmaya konu bu bölümü yönünden kamulaştırma işlemlerinin kesinleştiği ve taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, davanın 1976 yılında yapılan tapulama komisyon çalışmaları sırasında yol olarak kullanılan bölümün 57.651 m² olarak tespit edilmesi nedeniyle davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadan fazladan el atılan bölüme ilişkin olduğu, taşınmazın bu bölümü yönünden kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminden bahsedilemeyeceği, yolun bakım ve onarımı ile ilgili işlemlerin 13.02.1997 tarihli protokol gereği davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredildiği ve husumetin de doğru yöneltildiği, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde kabulü ile Dairemizce alınan ek rapor doğrultusunda emsal karşılaştırması yapılarak, dava konusu taşınmazın paydaşı tarafından açılan davada Dairemiz denetiminden geçen ve Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 2018/8745 Esas sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Mayıs 2016 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen güçlü delil niteliğindeki 3.070 TL/m² birim bedelde irdelenmek suretiyle değerinin tespit edilip davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığından tahsiline dair kararda, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle;istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un Geçici 6 ncı ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmazdan geçen yolun bakım ve onarımı ile ilgili işlemlerin 13.02.1997 tarihli protokol gereği davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredildiği anlaşıldığından husumetin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltilmesi uygundur.
3. ... tarafından; davacılar murisleri adlarına 1959 tarihinde kadastro tespiti ile tescil edilen kamulaştırmaya konu 53.746 m²lik bölümün 6830 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca tescil ve terkini için açılan dava sonucu, kamulaştırmaya konu bölümün 13.09.1961 tarihinde ifrazen 4771 parsel olarak tescilini müteakip aynı gün 2449 yevmiye numaralı işlemle yol olarak terkin edilen ve 1976 yılında yapılan tapulama komisyon çalışmaları sırasında yol olarak kullanılan bölümün 57.651 m² olarak tespit edilmesi nedeniyle davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadan fazladan el atılan bölüme ilişkin olarak 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği yüzölçümü artması nedeniyle uğranılan zararın tazminini talep edebileceği gibi 16.05.1956 tarihli 1-6 Esas ve Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre, kamulaştırmasız olarak taşınmazına el konulan şahıs, seçimlik olarak ilgili kamu tüzel kişisi taşınmazın değerinin tahsili davası da açılabilir.
4. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelir esas alınarak değer biçilmesinde, alınan rapor uyarınca bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
6. Bütün davacılar yönünden dava aynı hukuki sebepten kaynaklandığından davalı idare aleyhine tek vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir ise de bir kısım davacılar yönünden hükmedilen bedel miktar itibarıyla temyiz sınırının altında kaldığından, davacılar...ve ... yönünden ayrıca davalı idare aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdare Vekilinin...ve ... Dışındaki Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
B.Davalı İdare Vekilinin Davacılar...ve ... 'a İlişkin Temyizi Yönünden;
1.Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi hüküm fıkrasının vekâlet ücreti ile ilgili 7 nci bendine yazılı ''her bir davacı için'' kelimelerinin çıkarılması, yerine ''davacılar...ve ... dışındaki davacılar için'' kelimeleri yazılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı idare kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye ödenmesine,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.