Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1655 E. 2024/10282 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan ancak amacına uygun kullanılmayan taşınmazın geri alımı talebi üzerine açılan davanın reddine ilişkin istinaf kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kamulaştırma amacına uygun uzun süre kullanılmaması, bu süre zarfında değer artışı yaşaması ve mülk sahibinin bu artıştan yoksun bırakılması nedeniyle mülkiyet hakkına ölçüsüz müdahalede bulunulduğu gözetilerek, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda davanın kabulüne karar veren yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2078 Esas, 2023/2413 Karar

DAVA TARİHİ : 07.04.2015

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/55 Esas, 2022/276 Karar

Taraflar arasında görülüp kesinleşen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 23 üncü maddesi uyarınca geri alım istemli davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş, hüküm kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem yapmama şartının gerçekleşmediği belirtilerek değişik gerekçe ile Yargıtayca onanarak kesinleşmiş, davacı tarafından Anayasa Mahkemesine yapılan 2019/4794 numaralı bireysel başvurusunun kabulü ile ihlalin sonuçları ortadan kaldırılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru ile sunduğu dilekçesinde özetle; davalı ... Başkanlığının 28.12.1995 tarihli ve 2576 sayılı Encümen Kararı ile İstanbul ili, Kartal ilçesi, Yukarı Mahalle 588 ada 2, 4, 5, 6 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırılmasına karar verildiğini, Kartal Belediye Başkanlığının almış olduğu kamulaştırma kararı doğrultusunda müvekkili ile yapılan görüşme sonunda imzalanan sözleşmelerde mutabık kalınan ve davalı tarafından bankaya bloke edilen kamulaştırma bedelinin müvekkili tarafından alınmadığını, sözleşmede yazılı olan işlerin bugüne kadar yapılmamış olmasının kamulaştırmanın yapılmasına dair 02.07.1996 tarihli sözleşmeyi baştan itibaren geçersiz kıldığını, davalı idarenin edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin tapuda ferağ işlemini yapmadığını, davalı idarenin müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu 14. (Kartal 3.) Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tescil davası sonucu davalı idare adına tescil edilen dava konusu taşınmazların davacıya geri verilmesini ve davacı adına tapuya kayıt ve tescili gerektiğini belirterek kamulaştırma amacı doğrultusunda kullanılmayan dava konusu taşınmazlar yönünden davacının mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Anayasa Mahkemesinin 2019/4794 başvuru numaralı kararı ile somut olayda, dava tarihine kadar yirmi yıl geçtiği hâlde taşınmazların kamulaştırma amacı doğrultusunda kullanılmaması nedeniyle kamu yararı amacı gerçekleştirilmediği, bu sürede taşınmazların değerinde yaşanan artış dikkate alındığında başvurucuya ödenen kamulaştırma bedelinin taşınmazın gerçek değerini yansıtmaktan uzak kaldığı, başvurucunun uğradığı zararın tazmini yoluna da gidilmediğine göre müdahalenin başvurucuya aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklediği, kamu yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasındaki adil denge başvurucu aleyhine bozulduğundan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ve ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; Koruma Kurulu ile birlikte ortak proje üzerinde çalışmalara devam edildiğini, ana trafik arteri açılana kadar mevcut yolun trafiğe açık kalmasına; ancak sonrasında yaya yolu olarak kullanılmaya devam edilmesine karar verildiğini, kamulaştırma işleminin tescil kararının kesinleştiği tarih olan 21.08.2008 tarihinde kesinleştiğini, davacıların taşınmazın iadesini talep hakkının bu tarihte son bulduğunu, davacı tarafın dava açma hakkının son bulduğu 21.08.2008 tarihinden 7 yıl geçtikten sonra dava açmasının kabul edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, dava konusu İstanbul ili, Kartal ilçesi, Yukarı Mahalle 588 adada bulunan 2 parsel sayılı taşınmazın 148,58 m²sinin, 4 parsel sayılı taşınmazın 24,69 m²sinin, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların ise tamamının davacı vakıf adına kayıtlı iken davalı ... lehine tapudan terkin edildiği anlaşılmakla bu taşınmazların davacıya iadesine ve davacı vakıf adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; yalnızca keşif sırasındaki fiili durum dikkate alınarak eksik incelemeye dayalı ve çelişkili karar verildiğini, müvekkili idare tarafından kamulaştırma bedelinin ödendiğini, kamulaştırma tarihinden itibaren imar planları hazırlanıp uygulamaya konulması için Kültür Varlıkları Koruma Kurulu nezdinde çok sayıda işlem yürütüldüğünü, yapılan plan değişiklikleri ilgili kurumlardan sorulmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının rızası ile dava konusu taşınmazlar davalı idareye geçmiş olup kilise binasına müdahale edilmediğini ve yol genişletme çalışması yapılarak ulaşım kolaylaştırılacak olup davacı ile yapılan sözleşme uyarınca da kamulaştırma işleminin iptalinin ve dava konusu taşınmazların iadesinin talep edilemeyeceğini, idari yargının görevli olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların yol olarak kullanılmak üzere kamulaştırıldığı, ancak taşınmazların kentsel sit alanı sınırları içinde kaldığının tespit edilmesi nedeniyle yol olarak kullanılmasının mümkün olmadığı, bu konuda idare tarafından Koruma Kuruluna yapılan başvurulardan bir netice elde edilemediği, halen taşınmazların kamulaştırmadan önceki hali ile mevcut bulunduğu, taşınmazın kamulaştırma amacı dışında kullanılmamakla birlikte kamu yararına yönelik başka bir ihtiyaç için de tahsis edilmediği, taşınmazlar makul sayılamayacak bir süre kamulaştırma amacı doğrultusunda kullanılmayarak taşınmazın değerinde bu sürede yaşanan artış karşısında mülkün oluşturduğu artı değerden mülk sahibinin yoksun bırakılmasına sebebiyet verildiği, mülkiyet hakkına ölçüsüz bir şekilde müdahale edildiği dikkate alınarak ve davacıya herhangi bir ödemenin yapıldığına dair delil de ibraz edilemediği gözetilerek Mahkemece Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak kamulaştırma yolu ile idareye devredilen; ancak davalı tarafından kamulaştırma ve devir amacına uygun hiç bir işlem veya tesisat yapılmayarak olduğu gibi bırakılan taşınmazın iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi.

3. Anayasa Mahkemesinin 18.01.2022 tarihli ve 2019/4794 başvuru numaralı kararı.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'da yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.