"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2208 Esas, 2023/2058 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/55 Esas, 2022/160 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vasisi vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare ile davalı vasisi vekilleri tarafından temyiz edilmekle;
Davalı vasisi vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.02.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü taraf vekilleri duruşmaya katılmadıklarından incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
6098 satılı Türk Borçlar Kanun'nun (6098 sayılı Kanun) 513 üncü maddesi sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme,vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur. Bu hüküm, taraflardan birinin tüzel kişi olması durumunda, bu tüzel kişiliğin sona ermesinde de uygulanır. Vekâletin sona ermesi vekâlet verenin menfaatlerini tehlikeye düşürüyorsa, vekâlet veren veya mirasçısı ya da temsilcisi, işleri kendi başına görebilecek duruma gelinceye kadar, vekil veya mirasçısı ya da temsilcisi, vekâleti ifaya devam etmekle yükümlüdür."
hükmü gereği 17.10.2020 tarihli vasinin görevine son verilmesine ilişkin karar olsa da 6098 sayılı Kanun'un 513 üncü maddesin ikinci fıkrası uyarınca davalı vasisi vekilinin vekâlet ilişkisinin sona erdiğinden bahsedilemeyeceği, aksi düşüncenin vekilin hukuki sorumluluğunu getireceği ve dosya içinde davalı asilin vekili azlettiğine ilişkin belge de olmadığı gibi Bölge Adliye Mahkemesinin geri çevirme kararı gerekleri hususu da davalı asile tebliğ edilmediği de gözetildiğinde davalı vasisi vekilince süresinde yapılan istinaf başvurusunun esastan incelenmesi gerekir.
Bu nedenle, davalı vasisi vekilinin istinaf dilekçesine göre inceleme yapılması için Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan sair hususlar incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.