"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1416 Esas, 2023/1789 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ: Şile Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/81 Esas, 2022/484 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare ve bir kısım davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare ve bir kısım davalı vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince bir kısım davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare ve bir kısım davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ..., ... 1735 parsel (yeni 2125 ada 10 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kanun'un 15 inci maddesi uyarınca oluşturulacak bilirkişi heyetiyle keşif yapılmasını ve yapılacak keşifte taşınmazın tüm özellikleri dikkate alınarak taşınmazın gerçek bedelinin tespit edilmesini, davaya konu taşınmazın arsa vasfında bulunduğunu, bu nedenle taşımaza emsal değerlendirilmesi yapılarak değer biçilmesini, taşınmazın bulunduğu yerde Şile Belediye Başkanlığınca hazırlanan ... planının tamamlandığını ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı çalışmalarının devam ettiğini, taşınmazın belediye hizmetlerinden faydalandığını, bilirkişi raporunda objektif değer artışının uygulanması gerektiğini beyan ederek idarenin yaptığı kıymet takdirinin doğru olmadığını, taleplerinin dikkate alınarak yeniden taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesini ve hakkaniyete uygun kamulaştırma bedelinin gerçek değerinin hesaplanmasını, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz hakkında gerçeği yansıtmayan tespitlere dayanılarak değer tespiti yapıldığını, taşınmazın arazi vasfında olduğunu, arsa olarak değerlendirmede de emsal taşınmazın uygun olmadığını, taşınmazın değerinin yüksek belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vd. vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında olmasına rağmen bedelinin düşük belirlendiğini, metrekare güncel satış fiyatlarının 2022 yılı için 2.000 TL- 3.000 TL; 2023 yılı için 3.000 TL - 6.000 TL civarında olduğunu mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak zeminine; yaş, cins ve verim durumuna göre de ağaçlara değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun’un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre kamulaştırma bedelinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu, ancak Mahkemece verilen ilk karara karşı sadece 111/120 paylı bir kısım davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğu ve ilk kararla hükmedilen bedelin diğer davalı bakımından idare yararına müktesep hak teşkil ettiği de gözetilerek karar verilmesi gerekirken fazla bedele hükmedilmesi doğru görülmediğinden bir kısım davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkeme kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca idare harçtan muaf olduğu halde istinaf yargılamasında aleyhine harca hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vd. vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca Anayasa Mahkemesinin faiz başlangıç tarihine ilişkin iptal kararı da gözetilerek taşınmazın gerçek bedelinin tespiti gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer tespit edilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Dava konusu taşınmaza yakın konumda bulunan 2132 ada 40 parsel (eski 1665 parsel) ve 2132 ada 29 parsel (eski 1670 parsel) sayılı taşınmazlara sırasıyla 09.11.2016 ve 23.11.2016 değerlendirme tarihi itibarıyla Şile Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.03.2020 tarihli ve 2019/57 Esas, 2020/196 Kararı ve Şile Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.09.2022 tarihli ve 2019/123 Esas, 2022/343 Karar sayılı kararı ile 180 TL/m² birim bedeli üzerinden değer biçilmiş olup, işbu kararlar Dairemizin 2022/13289 Esas, 2023/2734 Karar ve 2023/9389 Esas, 2024/2231 Karar sayılı kararları ile onandığı gözetildiğinde, bu bedellerden ayrılma nedenleri de açıklanmadığından bilirkişi raporunun inandırıcı ve yeterli olduğu söylenemez.
6. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
7. 6100 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca başvurma harcının yargılama giderlerinden sayıldığı ve davacı idarenin de harçtan muaf olduğu dikkate alındığında, davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının davalıya iadesi gerekirken davacı idarenin istinaf yargılama giderleri içerisinde harçtan sorumlu tutulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare ve bir kısım davalı vekillerinin temyiz isteminin kısmen kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalı ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.05.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
KARŞI OY
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.
Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın dava tarihinden itibaren Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (davalılar vekilinin 01.01.2024 tarihli temyiz dilekçesi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.
Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 27.05.2024