Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1853 E. 2025/1755 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zararın tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, geç ödenen tazminat nedeniyle oluşan munzam zararını somut delillerle ispatlayamaması ve ülkedeki genel ekonomik koşulların munzam zararın ispatı için yeterli olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/302 Esas, 2023/2613 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolvadin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/305 Esas, 2022/442 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zararın tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.02.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... gelmiş, davalı vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ....... ili, Bolvadin ilçesi, ....... Mahallesi 329 (yeni 1325) ada 132 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından dini tesis alanı olarak planlanması nedeni ile Afyonkarahisar İdare Mahkemesinde hukuki el atma nedeniyle dava açtığını, idare mahkemesince verilen kabul kararının davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine idare mahkemesi kararının bozulduğunu, bozmaya uyularak yapılan yargılamada aynı bedel ile davanın kabul edildiğini, davalının temyiz talebi nedeniyle dosyanın yeniden Danıştay’a gönderildiğini, Danıştay 6. Dairesinin kararı ile idare mahkemesi kararının onandığını, daha sonra davalı tarafın karar düzeltme yoluna başvurduğunu ve dosyanın yeniden Danıştay'a gönderildiğini, davacı müvekkilinin tazminat tutarının halen ödenmediğini, müvekkilinin hak kaybının giderilmediğini, söz konusu süreç dolayısıyla müvekkilinin ..., mahallesinde ev satın alma planının gerçekleşemediğini, söz konusu el atma nedeniyle eşine herhangi bir destek sağlayamadığından daha düşük kalitede bir ev almak zorunda kaldıklarını, davalı belediyenin ödeme yapmaması nedeniyle ev alınırken kredi çekildiğini ve yüksek meblağlarda kredi faizi ödediğini, munzam zarar tazminatı için illiyet bağı gerektiğini ve söz konusu iddialarının bu zararı ispatlar nitelikte olduğunu beyanla davanın kabulüne, belirlenecek munzam zarar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın dini tesis alanı olarak belirtildiğini, dini tesis alanını kamulaştırma yapma yetkisinin belediyede olmadığını, dini tesis alanlarının kamu hizmet malları olduğunu ve belediyenin mülkiyetinde olmadıklarını, somut olayda imar planında dini tesis alanı olarak yer alan taşınmazda davalı belediyenin tek icraatının, İmar Kanunu ve mevzuatın öngördüğü şekilde planlama yapmak ve bu planlamaları imar planına işlemek olduğunu, bu planların yatırımcı kuruluşların da önerisi ile yapıldığını, bu nedenle kamulaştırmasız el atma tazminatından davalı belediyenin sorumlu olmasının hakkaniyete uygun düşmeyeceğini ve kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden kaynaklı munzam zarardan da belediyenin sorumlu olmasının hukuken mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı belediyenin yapmış olduğu işlem neticesinde davacı müvekkilinin dava konu taşınmazdaki mülkiyet hakkının kısıtlandığını, akabinde davacı müvekkilinin taşınmazının değerini talep ettiğini, tam yargı davasının 2014 senesinde Afyonkarahisar İdare Mahkemesinde açıldığını ve davanın lehine sonuçlandığını; ancak kararın kesinleşmesinin uzun yargılama neticesinde ve davalı belediyenin çabalarıyla 8 sene sürdüğünü, bu geçen süreç boyunca davacı müvekkilinin alacağına kavuşmadığını ve mevcut enflasyon neticesinde 8 senenin sonunda kavuştuğu alacağının alım gücünün hiçbir ihtiyacını karşılamayacak vaziyete geldiğini, bu nedenle kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar davası açıldığını, davalı idarenin davacı müvekkilin munzam zararının ortaya çıkmasında hem kamulaştırma yapılmadan el atması nedeniyle hem de dava sürecini uzatmaya yönelik girişimleri nedeniyle tam kusurlu durumda olduğunu, oysaki davalı idarenin davacı müvekkilinin 2014 yılındaki uzlaşma başvurusuna olumlu yanıt verseydi ve kamulaştırma işlemini gerçekleştirerek taşınmazın değerini davacı müvekkile ödemiş olsaydı müvekkilinin hiçbir şekilde zararının oluşmayacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile munzam zarardan kaynaklanan tazminat borcunun doğması için aranan kusur, borçlunun temerrüde düşmekteki kusuru olup munzam zarar alacaklısı, alacağını tahsil edememesinden veya geç ödeme yapılmasından doğan ve duruma göre malvarlığında azalma veya engellenen kazançlardan oluşan zararını kanıtlamak durumunda olup ülkenin içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklar (enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki devamlı düşüş) dikkate alınarak, kanun hükmüyle geçmiş günler faizine ilişkin düzenleme yapılmış iken, aynı olguların 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 122 nci maddesinde öngörülen munzam zararın bilinen kanıtları olarak gösterilip, bunların doğurduğu olumsuzluklar gerçek zarar olarak gösterilemeyeceğinden, davacının para alacağını zamanında tahsil etmesi halinde ne şekilde kullanacağını, paranın zamanında verilmemesi nedeniyle faiz dışında ne gibi maddi zararlarının oluştuğunu; somut delilerle ispat edemediğinden munzam zarar istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zararın tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6098 sayılı Kanun'un 122 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.06.1996 tarihli ve 1996/5-144 Esas, 1996/503 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.