"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2851 Esas, 2023/1594 Karar
DAVA TARİHİ: 06.01.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/14 Esas, 2022/233 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili ... ...... Mahallesi 29959 ada 3 parsel sayılı taşınmaza davalı tarafça kamulaştırma uygulaması yapmaksızın ve kamulaştırma bedeli ödemeksizin fiilen el atıldığından, kamulaştırmasız el atma bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız olduğunu, taşınmazın imar planında pazar alanı olarak ayrıldığını, taşınmazın 20m genişliğinde ana arter niteliğinde yola cephesinin bulunduğunu, sorumluluğun Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının davalı taraftan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede Revizyon İmar Planı yapıldığını, akabinde yeni imar planlarına 2. kez parselasyon işlemi yapıldığını, ilk yapılan imar uygulamasında kadastro parsellerinden %35 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmış olup, ikinci imar uygulamasında dava konusu parselden düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadığını, taşınmazın 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planında Pazar Alanı olarak planlandığını, dava konusu taşınmazın bir tarafının 20 metre genişliğinde ana arter niteliğinde yola cepheli olduğu, ana arterlere cepheli olan alanlarda kamulaştırma yapım, bakım, işletim sorumluluğunun Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olduğunu, davanın husumet nedeni ile reddi gerektiğini, davacı tarafın müvekkili Kepez Belediye Başkanlığından herhangi bir kamulaştırmasız el atma tazminat alacağı bulunmadığını, alacağı varsayılsa bile istenilen miktarın çok fahiş olduğunu, kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranında faiz talebinin de haksız ve dayanaksız olduğunu, tazminat ve faiz alacağı olduğu varsayılsa bile ancak kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faiz uygulanabileceğini, dava konusu parselin Kütükçü Gecekondu Önleme Bölgesinde ve değersiz konumda olduğunu, taşınmazın 2021 yılı emlak vergisine esas arsa m² değerinin 53,00 TL olduğunu, dilekçesinde bildirdiği satışlar emsal niteliğinde olup bunlar dikkate alınmadan rapor oluşturulduğunu, ayrıca ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini belirterek ve resen gözetilecek sebeplerle de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda alınan bilirkişi kurulu raporunda davaya konu taşınmazın arsa vasfında olduğu kabul edilerek 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik olmadığı, emsal kıyaslamasının yöntemine uygun yapıldığı değerlendirmenin davanın açılış tarihine göre yapılıp, faize de dava tarihi itibarıyla hükmedilmesinde usul ve Kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmek suretiyle alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı kalan harcın davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.