Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1990 E. 2024/7010 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, davalı idarenin kamulaştırmasız el koyduğu taşınmazın bedelinin ve ecrimisilinin tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesinde ve bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemesi gözetilerek, davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2684 Esas, 2023/1626 Karar

DAVA TARİHİ: 17.06.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/381 Esas, 2022/463 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ecrimisil istemi yönünden başvurunun usulden reddine, kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminat istemi yönünden başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davasında, davacılardan ..., ... ve ... dışındaki davacıların paylarına düşen miktarların Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, adı geçen davacılar haricindeki davacılar yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin davacılardan ..., ... ve ... payları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ..., ... 7275 ada 1 parsel (ifrazen 7275 ada 2 parsel) sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın otopark yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçelerinde özetle; imar planında semt spor sahası olarak planlı olan taşınmazı kullanacak kurumun Gençlik ve Spor Bakanlığı olduğunu, taşınmaz üzerinde trafo alanı mevcut olduğunu, ... Genel Müdürlüğüne husumetin yöneltilmesi gerektiğini, müvekkili idarenin dava konusu taşınmaza hukuken ve fiilen el koymasının söz konusu olmadığını, bu nedenle davanın husumet yönünden reddini talep ettiğini, davacının tazminat talebine neden olabilecek ... idari işlemin imar planı olduğunu, imar planı hakkında dava açılmadığını, dava konusu hakkında süre aşım itirazı olduğunu, süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, eldeki davada görevli mahkemelerin idare mahkemeleri olduğunu, bu nedenle işbu davaya görev yönünden de itiraz ettiğini, davacının dava konusu taşınmazı edinim tarihi gözetildiğinde dava tarihi itibarıyla tazminat gerektirir herhangi bir mağduriyet doğmadığı ve bu itibarla da tazminat amaçlı olarak dava açabilme hakkı oluşmadığını, davacının imar uygulaması nedeniyle uğradıkları zararın tazminini talep etmediğini, bu iddiaların yine davacı yanca ispatı gerektiğini, davacının dava konusu taşınmaza el atılmadığı takdirde taşınmazdan ne suretle faydalanacağı ve dolayısıyla dayanak ileri sürülen zarar ve tazminat bedelini ispatlaması gerektiğini, sonuç olarak haksız ve dayanaksız davanın öncelikle usuli nedenlerle aksi halde esastan reddini talep ettiğini, taşınmazın yargılama sırasında ve karar kesinleşinceye kadar üçüncü kişilere devri ve temlikini önler nitelikte 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında şerh konulmasına, davanın süre aşımı, husumet ve dava şartı yokluğundan reddine, husumetin ilgili bakanlığa, ... Genel Müdürlüğüne ve Büyükşehir Belediyesine yöneltilmesine, idarenin herhangi bir kusuru bulunmadığından tazminat isteminin reddine, haksız ve dayanaksız açılan davanın açıklanan nedenlerle reddine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması talebinin reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini, talep ve beyan hakları saklı kalmak üzere talep ve beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza fiilen el atıldığından, tespit edilen kamulaştırmasız el atma bedeli ile ecrimisilin davalı taraftan alınarak davacılara verilmesine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, belirlenen bedelin çok yüksek olduğunu, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın karşılaştırılmasının doğru yapılmadığını, ecrimisil tazminatı koşullarının oluşmadığını ve tazminatın yüksek belirlendiğini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile imar planında "semt spor sahası ve trafo alanı" olarak ayrılmış olan, dava konusu Antalya ili, ..., ... 7275 ada 2 parsel (eski 7275 ada 1 parsel) sayılı taşınmaza park yapılmak suretiyle davalı tarafından el atıldığı, arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, (kıyasi emsal Antalya ili, ..., ... 7286 ada 1 parselin 07.09.2015 tarihli 410/1161 (2.460.00 m²) hisse satışı) dava konusu taşınmazla emsal taşınmazın özelliklerinin puanlanması suretiyle bulunan değer üzerinden taşınmazın değerinin tespitlendiği, her iki taşınmazında düzenleme ortaklık payı düşülmüş imar parseli olduğu, emlak vergi değerleri açısından ters orantı bulunmadığı, raporda dava tarihi itibarı ile (17.06.2021) taşınmazın metrekare birim fiyatının 6.005,36 TL/m² olarak belirlendiği, Mahkeme hükmünde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığından davalının kamulaştırmasız el atmaya yönelik istinaf isteminin esastan reddine, davacılar vekili ecrimisil tazminatı vekâlet ücreti ve davalı vekili ecrimisil tazminatı yönünden istinaf talebinde bulunmuş ise de İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla her bir davacıya düşen ecrimisil tazminat miktarı İlk Derece Mahkemesi kesinlik sınırı içerisinde kaldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığı anlaşıldığından, arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin davalı idareden tahsili ile payları oranında davacılara ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdare Vekilinin Ecrimisil Taleplerine İlişkin Temyizi Yönünden;

İstinaf isteminin usulden reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

B. Davalı İdare Vekilinin Davacılar ..., ... ve ... Dışındaki Davacıların Paylarına İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

C. Davalı İdare Vekilinin Davacılar ..., ... ve ...'na İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.