"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2776 Esas, 2023/1457 Karar
DAVA TARİHİ: 05.07.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ:... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/429 Esas, 2022/302 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan davalı idare vekilİnin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacıı vekili dava dilekçesinde özetle ;... ili, ..., ... 27437 ada 1 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın okul yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçelerinde özetle; davacı tarafından açılan davanın haksız olduğunu, dava konusu taşınmazın Kepez Belediye Başkanlığının kararı ile imar planında okul alanı olarak tahsis edildiğini, buna göre sorumlu olan ilgili idarenin Belediye olduğunu, okul alanı olarak belirlenen alanlarda, imar planının hayata geçirilmemesi ve herhangi bir kamulaştırma işleminin yapılmasından belediyelerin sorumlu olduğunu, dolayısı ile davalı olarak idarenin gösterilmesinin hukuka aykırı olduğunu 3194 sayılı İmar Kanunu’nun (3194 sayılı Kanun) 10 uncu maddesinin amir hükmü uyarınca imar planının yürürlüğe girmesinden itibaren 3 ay içerisinde planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar planının hazırlanması gerektiğinden, bu programın hazırlanıp hazırlanmadığı ve lehine tahsis yapılan İdarenin görüşünün alınıp alınmadığının tespiti gerektiğinden; dava konusu alana ilişkin olarak yapılan imar uygulaması hakkında İdarenin görüşü alınmadığını, davalı idareye bu konuda bilgi de verilmediğini, iş bu davada husumetin bakanlığa yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 3194 sayılı Kanun’un 18 inci maddesine göre işlem tesis etmeyen Belediyelerin bu yükümlülüklerini mevzuata uygun şekilde yerine getirmediklerinin açık olduğunu, 10 Temmuz 2019 tarihli ve 30827 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan "Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun " ile 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi değiştirildiğini, işbu değiştirilen 18 inci madde doğrultusunda yeniden belediye tarafından imar uygulamasının yapılması, yenilenen imar uygulaması sonrasında davanın kamu ortaklık payı ve düzenleme ortaklık payı gibi özellikleri yönünden değerlendirilmesi gerektiğini, düşük olması nedenlerinden biri olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın bir kısmına okul yapıldığı, bir kısmından yol geçtiği, bir kısmının ise kullanılmayan alanda kaldığı, davacıların yol olarak el atılan kısma ilişkin dava açtığı ve bedelini aldığı, bütün parselin imar planında ilköğretim okulu alanı olarak planlı olduğu anlaşılmakla, taşınmaza davalı idare tarafından el atıldığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; aynı taşınmaza ilişkin diğer dava dosyalarına göre eldeki davada yüksek miktarda tazminata hükmedildiğini, taşınmazın Kepez Belediye Başkanlığının kararı ile imar planında okul alanı olarak tahsis edildiğini, buna göre sorumlu idarenin ilgili yer belediyesi olduğunu, husumetin müvekkili idareye yöneltilemeyeceğini, imar planının hayata geçirilmemesi ve herhangi bir kamulaştırma yapılmamasından belediyenin sorumlu olduğunu, imar uygulaması hakkında müvekkilinin görüşünün alınmadığını, 3194 sayılı Kanun’un değişik 18 nci maddesi gereğince dava konusu parselin imar durumunun yeniden değerlendirilmesi ve düzenlemeye tabi tutulması gerektiğini, hüküm altına alınan değerin fahiş olduğunu, taşınmazın el atıldığı tarihteki niteliklerinin dikkate alınması gerektiğini, ayrıca taşınmaza çok fazla sayıda kişi malik olup hissedar sayısının değerini düşüreceğini, toplam bedele dava tarihinden itibaren faize hükmedilemeyeceğini, ıslah edilen miktara ıslah tarihi itibari ile faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek ve resen gözetilecek sebeplerle de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından, dava konusu taşınmazın yol olarak el atılan bölümü yönünden Kepez Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davada yapılan yargılama sonucunda taşınmaza belediye tarafından yol yapılmak suretiyle el atılan 27,75 m²lik alanın tapusunun iptali ile davalı Kepez Belediye Başkanlığı adına tapuda kayıt ve tesciline karar verildiği verilen karara karşı davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun Dairelerinin 16.02.2022 tarih ve 2021/1257 Esas 2022/283 Karar sayılı ilamı ile reddine dair kesin olarak karar verildiği, eldeki davada ise taşınmazın imar planında okul alanında kalması ve fiilen de üzerinde okul bulunması nedeni ile 150,25 m²lik hisseye yönelik olarak kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat istemi ile açıldığı, davalı idare tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan belgeler ve mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu alınan bilirkişi raporu ve ekli fotoğraflara göre davaya konu taşınmaz üzerinde 2009 yılında yapılan Şehit İbrahim ... Yurtseven İlkokulu ve sonraki yıllarda yapılan ortaokul ve imam hatip ortaokulunun bulunduğu gözetildiğinde hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın vasfı arsa olarak kabul edilmek suretiyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verimiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ilave olarak dava konusu taşınmazın başka paydaşlarınca açılan davada Ekim 2016 itibarıyla belirlenen 982 TL metrekare birim bedelinin kesinleştiğini, bedelin fahiş olduğunu, 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesinde yapılan değişikliklerin nazara alınması gerektiğini, hükmedilen bedelin ıslah edilen kısmına ıslah tarihinden faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili ile ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza okul yapılmak suretiyle kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığı anlaşıldığından arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.