"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/533 Esas, 2023/2932 Karar
DAVA TARİHİ : 13.12.2021
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/431 Esas, 2022/460 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; davacı müvekkilin Ankara ili, ..., ... Mahallesi 63804 ada 8 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde hissedar olduğunu, dava konusu taşınmazın yapılan imar planında "Kentsel Rekreasyon Alanı" olarak ayrıldığını ve taşınmaza davalı idarece fiilen el atıldığını, dava konusu taşınmazın imar parseli olup Ankara'nın en güzel yerlerinden birinde, çarşı merkezine ve pazara bitişik, kıymetli bir konumda bulunduğunu, davalı idare tarafından taşınmaza kamulaştırma yapılmadan el atıldığını belirterek taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaza fiilen el atılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Türk Lirasında meydana gelen değer kaybının hesaplanıp bedele ilave yapılmadığını, Anayasa Mahkemesi kararlarının dikkate alınmadığını, vekalet ücreti ve faizin tek hesaplanması gerektiğini, birleştirilen dava yönünden faizin ilk dava tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; imar planında rekreasyon alanında iken ticari rekreasyon alanına dönüştürülmesine ilişkin 1/5000 ölçekli revizyon imar planının iptal edildiğini, taşınmazın plansız alanda kaldığını, fiilen el atmanın olmadığını, davacının taşınmazdaki payını 2021 yılında satışla edindiğini ve 5 yıllık kısıtlılık süresinin dolmadığını, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde kabulü ile taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak birbirlerine üstünlük oranları kıyaslanmak suretiyle, taşınmazın paydaşları tarafından açılan ve Dairemiz denetiminden geçen dava dosyalarında belirlenen bedellerle uyumlu biçimde zeminine değer biçilerek davalı idareden tahsiline, dava konusu 15 parsel sayılı taşınmazdaki davacı payının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak birleştirilen dava asıl davanın devamı niteliğinde olup, alınan ek rapor üzerine ıslah kapsamı dışında kalan taşınmaz bölümünün bedelinin tahsili istendiğinden ve bedel ilk dava tarihi itibariyle belirlendiğinden faizin ilk dava tarihiden itibaren işletilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, asıl ve birleştirilen davada taşınmaz tek olup, birleşen dava asıl davanın devamı niteliğinde olduğundan ve davacı aynı vekille temsil edildiğinden toplam tazminat bedeli üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi, doğru görülmediği gibi 26.11.2022 gün ve 32025 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 4’ün son fıkrasında “Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” düzenlemesi yapılmıştır. Yasa koyucu tarafından daha önce 09.11.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasındaki fiili el atmalarda maktu harca hükmedilmesi gerektiği 6487 sayılı Kanun değişikliği ile kabul edilmiş olup, bu kanun halen yürürlükte olduğundan 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında kabul edilen hükümle 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığının kabulü gerektiğinden, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar etmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 6745 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek 1 inci maddesi ve 7421 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesiyle eklenen son cümle.
5. 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 nci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4’ün son fıkrası.
6. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Ankara ili, ..., ... Mahallesi 63804 ada 8 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşan 15 parsel sayılı taşınmazın 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmazın tapu kaydı üzerinde bulunan irtifak şerhinin taşınmazın değerine olan olumsuz etkisi de dikkate alınmak ve taşınmazın ifraz sonrası oluşan son durumu gözetilmek suretiyle belirlenen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın tamamının 1/1000 ölçekli uygulama imar planına göre kentsel rekreasyon alanı olarak ayrıldığı anlaşıldığından, 6745 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 1'in ve 7421 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesiyle eklenen son cümle gereği adli yargı görevli olup taşınmazın bedeline hükmedilmesi yerindedir.
4. Buna karşın, davalı idarenin dava konusu taşınmaza paydaş olduğu bu durumda Dairenin yerleşmiş içtihatları uyarınca fiilen el atma olgusunun gerçekleştiği gözetildiğinde; Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4’ün son fıkrasında “Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” düzenlemesi ile 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığının kabulü gerektiğinden bahsedilmiş ise de 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 nci ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.11.2022 tarihli ve 7421 sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının
04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar için açılan davalarda uygulanma imkanı bulunmadığından maktu harca hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2.Kamu düzenine ilişkin hususlar yönünden resen yapılan inceleme sonucu; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının,
a) (1) numaralı bendinin (a) fıkrasının tümüyle hükümden çıkartılarak yerine "Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 17.302,99 TL karar ve ilam harcından, davacının yatırmış olduğu toplam 4.325,78 TL harcının mahsubu ile bakiye 12.977,21 TL harcın, davalıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, davacı tarafından yatırılmış olan toplam 4.325,78 harcın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ibaresi yazılmasına,
b) (2) numaralı bendinin (a) fıkrasının tümüyle hükümden çıkartılarak yerine "Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 2.726,95 TL karar ve ilam harcından, davacının yatırmış olduğu toplam 681,74 TL harcının mahsubu ile bakiye 2.045,20 TL harcın, davalıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, davacı tarafından yatırılmış olan toplam 681,74 harcın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ibaresi yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına, 2.107,80 TL temyize başvurma harcının istek hâlinde iadesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.