Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2033 E. 2024/9320 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti, ecrimisil ve ödenecek harç miktarına ilişkin uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun ilgili maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle, 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el atmalarda harcın maktu değil nispi olarak alınması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının harç miktarı düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/197 Esas, 2023/2672 Karar

DAVA TARİHİ : 12.02.2022

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırıkkale 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/342 Esas, 2022/490 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Hüküm altına alınan ve temyize konu edilen ecrimisil miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; ecrimisil talebi yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat talebi yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kırıkkale ili, ..., Mahallesi 1813 ada 7 parsel sayılı taşınmazın imar planında rekreasyon alanı olarak ayrıldığını, 5 yıllık süre içinde taşınmaz kamulaştırılmadığı gibi üzerindeki kısıtlamanın da kaldırılmadığını, müvekkilinin taşınmazdan yararlanmasının mümkün olmadığını, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini belirterek taşınmaz bedelinin ve dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre için ecrimisil bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; salt imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zarara ilişkin açılan işbu davanın idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiğini, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını ve zamanaşımına uğradığını, uzlaşma dava şartı yerine getirilmeden açılan davanın reddine karar verilmesini, dava konusu taşınmazın imar planında rekreasyon alanı olduğu gerekçesiyle davanın açıldığını, oysa bu alanlarda normal ... alanlardan farklı olarak büfe, çay bahçesi gibi ticari yapılaşma hakkının bulunduğunu, bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, şartları oluşmayan ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak müvekkili idareye karşı aynı avukat tarafından açılmış olan şimdilik 11 adet dosya bulunduğunu, bu davaların birleştirilerek tek dava üzerinden görülmesini, aksi kanaate varılması halinde ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 22 nci maddesinde düzenlenen seri davalara ilişkin vekâlet ücretine ilişkin hükmün dikkate alınarak vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatı ile ecrimisilin davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; salt imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zarara ilişkin açılan işbu davanın idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaza müvekkili idare tarafından fiilen el atılmadığını, taşınmazın imar planında rekreasyon alanı olduğunu, hukuki el atma söz konusu olduğu için idare mahkemeleri görevli olduğundan görev yönünden davanın reddine karar verilerek olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması için dosyanın Danıştay Başsavcılığına gönderilmesi gerektiğini, aksi kanaatte olunması halinde başlatılan imar uygulaması çalışmasının bekletici mesele yapılmasını, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını ve zamanaşımına uğradığını, uzlaşma dava şartı yerine getirilmeden açılan davanın reddine karar verilmesini, dava konusu taşınmazın imar planında rekreasyon alanı olduğu gerekçesiyle davanın açıldığını, oysa bu alanlarda normal ... alanlardan farklı olarak büfe, çay bahçesi gibi ticari yapılaşma hakkının bulunduğunu, aynı durumda olup rekreasyon alanında kalan 1816 ada 3 parsel sayılı taşınmaz için Kırıkkale İdare Mahkemesince kesin olarak verilen emsal kararda belirli koşullarla yapılaşma hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, davacı tarafça 11 adet seri dava açıldığının tespit edilmesi üzerine vekâlet ücretinin %50’sine hükmedildiğini, oysa aynı avukatın ve aynı avukatla birlikte çalışan diğer avukatların aynı veya farklı taşınmazlar için açtığı çok sayıda dava bulunduğunu, bu davaların birleştirilerek tek dava üzerinden tek vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini veya bu seri davalar da dikkate alınarak vekâlet ücretinin %25’ine hükmedilmesi gerekeceğini, ıslah yoluyla arttırılan kısım için ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ecrimisilin tazminat benzeri bir alacak olup gerçekleşmiş zararlar için talepte bulunulabileceği, dava konusu taşınmaz imar planında kamusal alana tahsis edilmiş olup Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin içtihatlarında da kabul edildiği gibi halen el atılmayan taşınmazlar için ecrimisile hükmedilemeyeceği, ancak davalı idare vekilinin İlk Derece Mahkemesince hükmedilen ecrimisil tazminatı yönünden herhangi bir istinaf itirazı bulunmadığından bu hususun kaldırma sebebi yapılmadığı, Dairece eleştiri sebebi yapılmakla yetinildiği, davalı idare vekilinin taşınmaz bedelinin tahsili istemi bakımından yapılan istinaf itirazlarına gelince; uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, dava konusu taşınmazın imar planında “Rekreasyon Alanı” olduğu ve bir kısmına davalı idarece fiilen yol yapılarak el atıldığından taşınmaz bedeline karar verilmesi doğru görüldüğü gibi, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak bedel tespit edilmesinde ve bedelin davalı idareden tahsiline, taşınmazdaki davacı payının tapusunun iptali ve davalı idare adına tapuya tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak 7421 sayılı Vergi Usul Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 5 inci maddesine göre 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davalarında karar ve ilam harcı ile istinaf karar harcının maktu olarak belirleneceği düzenlendiğinden maktu harcın mahsubu ile taraflarca fazla yatırılan karar ve ilam harçlarının ve istinaf karar harcının iadesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca dava konusu taşınmaz için emlak vergi değerinin 14 katı değer takdir edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, taşınmaza daha yakın mesafede yer alan emsallerin tapu harcından kaçınmak amacıyla düşük bedel üzerinden yapıldığı gerekçesiyle değerlendirilmediğini, emsal taşınmazlar daha değerli olduğu halde dava konusu taşınmazın somut gerekçe gösterilmeksizin değerli kabul edildiğini, emsal karşılaştırmasının kanunun aradığı şartlara uygun olarak yapılmadığını, şartları oluşmayan ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, ecrimisil bedelinin soyut bir şekilde hesaplandığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin ve ecrimisilin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 4 üncü madde.

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Arsa niteliğindeki Kırıkkale ili, ..., Mahallesi 1813 ada 7 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4’ün son fıkrasında “Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” düzenlemesi ile 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığının kabulü gerektiğinden bahsedilmiş ise de; 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 nci ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdare Vekilinin Ecrimisile İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı İdare Vekilinin Kamulaştırmasız El Atmaya Dayanan Tazminata İlişkin Temyizi Yönünden;

1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı idare vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (A) harfli bendinin (6) numaralı alt bendinin tümüyle hükümden çıkartılmasına, yerine "Alınması gereken 22.501,33 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harç ve ıslah dilekçesi ile birlikte yatırılan 5.600,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.820,63 TL harcın davalı idareden tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, davacı tarafça yatırılan 5.600,00 TL ıslah harcının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine" cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.