Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2037 E. 2024/9152 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli davasında mahkeme harcının maktu mu yoksa nispi mi olarak hesaplanması gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar için kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda özel bir düzenleme bulunmaması ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gözetilerek mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiği, bu nedenle ilk derece mahkemesinin maktu harca hükmeden kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/490 Esas, 2023/2903 Karar

DAVA TARİHİ : 11.04.2022

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/160 Esas, 2022/616 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ..., Kıbrıs-İmar Mahallesi 39353 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imarda sosyo-kültürel tesis alanında bulunduğundan kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, taşınmaza fiilen el atılmadığını, tasarruf hakkının sınırlanmadığını, davanın süresinde açılmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 13.01.2023 tarihli kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Ek Madde 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca harca ilişkin hükmün tashihine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, bedelin fahiş olduğunu, eksik inceleme ile belirlendiğini, kısmi davanın reddi gerektiğini ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, davacının taşınmazın durumunu bilerek satın aldığını, fiili el atmanın bulunmadığını, husumet, zamanaşımı ve yetki itirazlarının bulunduğunu, uzlaşma başvurusunun bulunmadığını, vekâlet ücretinin maktuen hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 9559 m² yüzölçümlü imar parseli olan 39353 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 2013 onay tarihli 1/1000 ölçekli revizyon imar planı doğrultusunda onaylanan parselasyon planı kapsamında “Sosyo Kültürel Tesis Alanı” olarak ayrıldığı, keşif sonucu alınan teknik bilirkişi raporuna göre taşınmazın boş arsa görünümünde olduğu, üzerinde herhangi bir yapı ve tesisin bulunmadığı, taşınmaza fiili olarak el atılmamış ise de uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiğini, 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi ile 2942 sayılı Kanun'un Ek l inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümlede dikkate alındığında açılacak bedel davasında adli yargı görevli olduğunu, taşınmazda kamuya özgüleme durumunun devam ettiği, taşınmaza fiili el atma olgusu gerçekleşmemiş olsa dahi imar planlarının onay tarihi dikkate alındığında makul süre içerisinde herhangi bir işlem tesis edilmediğinden kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleşmiş olduğunun kabulü gerektiği dikkate alındığında, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, dava konusu taşınmaz ile emsalin vergi rayiç değerleri de kıyaslanmak suretiyle dava tarihi itibarıyla değerinin tespit edilerek davalı idareden tahsiline, dava konusu taşınmazdaki davacı payının iptali ile davalı idare adına tapuya tesciline ve mahkemece karar harcının da tashih kararı ile düzeltilip maktu harca hükmedilmesine dair kararda, aynı bölgede açılan ve Dairemize intikal eden dosyalar da dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “...Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci ve Ek Madde 4üncü maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde, aynı bölgeden intikal eden ve Dairemiz denetiminden geçerek onanan dosyalar da dikkate alındığında bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; dava konuşu taşınmazın 2013 yılı onaylı 1/1000 ölçekli imar planında “sosyo kültürel tesis alanı” olarak ayrılmış olduğu, kamuya özgülenme durumunun devam ettiği, bu itibarla; idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü doğru olduğu gibi parsel içerisinde yollar yapılmış olduğu gözetildiğinde bu yönüyle fiilen el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmış olup, 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 nci ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerekmekte olup, yanılgılı değerlendirme yapılması suretiyle maktu harcın hüküm altına alınmış olması hususu kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzenine ilişkin olarak yapılan değerlendirme sonucunda, temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesinin harç ve yargılama giderine ilişkin 13.01.2023 tarihli tashih kararının kaldırılması suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasınaDosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.