"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/706 Esas, 2023/3088 Karar
DAVA TARİHİ : 03.02.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/65 Esas, 2022/531 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; Ankara ili, ..., Öveçler Mahallesinde kain 27793 ada 7 nolu parselde hisse maliki olduğunu, dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından imar planında spor ve oyun alanı olarak ayrıldığını ve taşınmaza fiili el atıldığını, davacıların taşınmazdan yararlanma imkanlarının kalmadığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev ve yargı yolu itirazında bulunarak, açılan davanın yerinde olmadığını, 27793 ada 5 nolu parselin ifrazı sonucu 6, 7 ve 8 nolu parsellerin oluştuğunu, 6, 7 ve 8 nolu parselin birbirinin devamı olan parseller olduğunu, 6 ve 8 nolu parsellerin park alanı kullanımında, 7 nolu parselin ise özel spor alanı kullanımında olduğunu, bu durumun dava konusu özel spor alanı kullanımlı 7 nolu parselde fiili el atma olmadığını gerçeğini değiştirmediğini, mülkiyet hakkının kısıtlanmasının söz konusu olmadığını, taşınmazın özel spor alanı kullanımına ayrılmasına ilişkin plan değişikliğinin Çankaya Belediye Başkanlığınca uygun görüldüğünü, müvekkili idarenin bir ilgisinin bulunmadığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne, el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; spor alanlarında yetkili idarenin Gençlik ve Spor Bakanlığı olduğunu, parselasyon planlarının yapılmasında ve onaylanmasında sorumlu idarenin İlçe Belediyesi olduğunu, davacının mülkiyete ilişkin haklarının devam ettiğini, davacılardan ...’in adının tapu kaydında Osman Erişken olarak yazıldığını, dava konusu taşınmaza yakın konumda bulunan taşınmazlar için açılan muhtelif davalarda daha düşük bedeller belirlendiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu ..., Öveçler Mahallesi sınırları içerisinde bulunan arsa vasıflı 27793 ada 5 parselin ifrazı ile oluşan 27793 ada 6, 7 ve 8 parsellerin Öveçler Vadisi'ni oluşturduğu, Öveçler Vadisi Rekreasyon Alanı Yapım İşinin 6 parselden başlayarak 7 ve 8 parsellerde dahil olmak üzere tüm vadiyi kapsadığı, çalışmaların ... tarafından yürütüldüğü, parselin kamulaştırma ortaklık payı hisselerinden oluştuğu ve taşınmaza bitişik 27793 ada 6 parselde spor, rekreasyon ve yürüyüş yolları ile otopark alanlarında inşaatının devam ettiği, dava konusu 7 parselde de şev düzenleme çalışmalarına başlanıldığı, ulaşım yollarının beton bloklarla kapatıldığı, hafriyat döküldüğü, 50-100 metre yakınına kadar ağaçların dikilerek ortak projenin bir parçası haline geldiği, bazı gecekonduların yıkıldığı ve belediyenin uygulamaya koyduğu plan ve proje bütünlüğü göz önüne alındığında imar planında özel spor alanı olarak ayrılmasına rağmen davalı tarafından Öveçler Vadisi Rekreasyon Alanı Yapım İşi kapsamında fiilen el atma olgusunun gerçekleştiği, aynı taşınmazın paydaşları tarafından açılan davalarda tespit edilen bedellerin gerek Yargıtay gerekse Dairemiz denetiminden geçerek kesinleştiği, emsal incelemesi sonucu yapılan kıyaslamalarla belirlenen bedel ile güçlü delil niteliğindeki onanarak kesinleşen birim fiyatların iş bu dava tarihine eskale edilmesi suretiyle bulunan bedel ile uyumlu olduğu anlaşılmış olup arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilmesi taşınmazdaki davacılar payı bedelinin davalı idareden tahsiline dair kararda usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığından davalı idare vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4.2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacının 27793 ada 7 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğu gözetilerek, işbu taşınmazdaki payına ilişkin olarak, taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde, aynı bölgeden Dairemize intikâl eden paydaş dosyaları dikkate alındığında bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Dava konusu 7 parsel sayılı taşınmazın diğer 6 ve 8 parsel sayılı taşınmazlarla birlikte Öveçler Vadisini oluşturduğu, taşınmaza bitişik 27793 ada 6 parselde spor, rekreasyon ve yürüyüş yolları ile otopark alanlarında inşaatının devam ettiği, dava konusu 7 parselde de yerleşim yeri iken, üzerinin boşaltıldığı, şev düzenleme çalışmalarına başlanıldığı, ulaşım yollarının beton bloklarla kapatıldığı, hafriyat döküldüğü, 50-100 metre yakınına kadar ağaçların dikilerek ortak projenin bir parçası hâline getirilmek suretiyle taşınmaza, imar planında özel spor alanı olarak ayrılmasına rağmen davalı idare tarafından Öveçler Vadisi Rekreasyon Alanı Yapım İşi kapsamında fiilen el atılmış olduğu anlaşılmaktadır.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
5. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
6. Davalı idarenin taşınmazda paydaş olduğu ve proje bütünlüğü gözetildiğinde fiili el atmanın varlığının kabulü ile nispi harca hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile maktu harca hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,
2.Dairemizce resen yapılan inceleme sonucunda; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3.İlk Derece Mahkemesi kararının (5) numaralı bendi hükümden çıkartılması yerine “Asıl ve birleştirilen davalar yönünden alınması gereken 144.995,99 TL harçtan peşin alınan 242,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 144.753,89 TL'nin davalı ... Belediyesinden tahsili ile Hazineye irat kaydına, 242,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine;" yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Davalı idareye aşağıda yazılı kalan temyiz harcının istek hâlinde iadesine, fazla yatırılan 2.107,60 TL temyize başvurma harcının istek hâlinde iadesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.