"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/50 Esas, 2023/229 Karar
DAVA TARİHİ : 04.02.2016
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tapudan terkini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı idare ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Rize ili, ..., İslampaşa Mahallesi 971 ada 6 parsel sayılı taşınmazın, 4.232,00 m²lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; takdir komisyonunun düşük bedel tespit ettiğini, m²sinin 2.000,00 ile 3.000,00 TL civarında olduğunu, taşınmazın celp olunacak emsallere göre keşfen bedelinin tespitini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 28.10.2020 tarihli ve 2018/429 Esas, 2020/174 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri ile bir kısım davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 05.01.2022 tarihli ve 2021/3067 Esas, 2022/49 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare, bir kısım davalılar vekilleri ve asıllar ... vd. tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; arsa niteliğindeki taşınmaz üzerindeki yapıya 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi doğru olduğu gibi taşınmazın zeminine emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik görülmemiş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğru olduğu gibi, dosyadaki bilgi ve belgelere göre taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan bölümünün yapılaşma izninin bulunması nedeniyle bu bölüme ilişkin değer kaybı hesabının yapılmaması doğru bulunmuş; ancak, Dairemizin 2021/2884 Esas, 2021/9832 Karar sayılı ilâmı ile denetiminden geçerek onanmak suretiyle kesinleşen Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/392 Esas, 2020/251 Karar sayılı dava dosyasında aynı değerlendirme tarihi itibarıyla bitişik konumda bulanan 972 ada 7 parsel sayılı taşınmaza 3.745,68 TL/m² değer biçildiği gözetildiğinde, belirtilen dosya getirtilerek bilirkişi kurulundan güçlü delil niteliğindeki bu bedelden ayrılma nedenleri konusunda ek rapor alınmaması, kabule göre de hükme esas alınan 10.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda zemin ve yapı bedeli olarak toplam 7.024.404,74 TL kamulaştırma bedeli belirlendiği hâlde kamulaştırma bedelinin gerekçesi gösterilmeden 6.983.265,23 TL olarak kabul edilmesi ile İlk Derece Mahkemesinin ilk kararının ortadan kaldırılmış olduğu gözetildiğinde ve Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun'la Değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 maddesinin 8 inci fıkrasının kısmen Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak kamulaştırma bedelinin tamamının derhâl ödenmesine ve ilk karar ile ödenmesine karar verilmiş olan bedele ilk karar tarihine kadar, fark bedele ise ödenmesi kararı verilecek karar tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi gerektiği hâlde yazılı şekilde hüküm kurulması ve yapı bedelinin ödenmesine karar verildiği İslam oğlu Yaşar Kasparoğlu’nun davalılar arasında gösterilmediği, tapu kaydının incelenmesinde bir kısım malikin baba adının Yaşar olduğu gözetildiğinde vefat etmiş olduğu değerlendirilmekle, veraset ilâmı ilgilisinden temin edilerek, mirasçılarının tümünün davalılar arasında olup olmadığının tespiti ile tereddüte mahal vermeyecek şekilde infazi kabil karar verilmesi gerekirken bu hususta herhangi bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmiş olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı ortadan kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın, fark bedelin bloke edilmemesi nedeniyle reddine, taşınmazın yeniden davalılar adına tesciline, ödenen ve bloke edilmiş olan bedellerin idareye iadesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; ikinci kez süre verilmesine ilişkin duruşma zaptının tebliği tarihinden itibaren 15 günlük süre dolmadan bir sonraki celsenin yapılarak davanın reddine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu ve ilk kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden hüküm kesinleşmiş olmasına rağmen, taşınmazın tamamı yönünden yeniden tescil hükmü kurulduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; bedelin depo edilmesi için verilen ikinci sürenin dolmamasına rağmen celsenin yapılmış olması nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kalan fark kamulaştırma bedeli depo edilmediğinden İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
3. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasında mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli için "...10 uncu maddeye göre mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir." ifadesi yer almaktadır.
4. Dosyanın incelenmesinden; ikinci kez sürenin verildiği 10.10.2023 tarihli celsede, Mahkemece “ Davacı vekiline kamulaştırma bedel farkından olmak üzere toplam 3.615.037,80-TL'yi Vakıfbank Rize Şubesinde 3'er aylık vadeli hesaba yatırması için ikinci kez 15 gün kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içinde bedelin yatırılmaması halinde davanın reddine karar verileceğinin ihtarına, iş bu duruşma tutanağının davacı vekiline tebliğine;” ibaresinin kullanıldığı, her ne kadar davacı idare vekili celsede hazır bulunmakta ise de ara kararda, yukarıda belirtilen ihtaratın davacı idare vekiline yapıldığına dair (ihtar edildi) bir bilgi bulunmadığı gibi, duruşma zaptının ara kararda yazıldığı üzere davacı idare vekiline 16.10.2023 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu ve 26.10.2023 tarihli son celsede de bedelin bloke edilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olup, yukarıda ayrıntısı belirtildiği üzere, duruşmada bulunan davacı idare vekiline zapta göre ihtarat yapılmadığı ve duruşma zaptının tebliği tarihinden itibaren de onbeş günlük süre dolmadan yapılan son celsede davanın reddine karar verilmiş olup, bu itibarla; usulüne uygun olarak verilmeyen ikinci süre hukuki sonuç doğurmayacağı hâlde, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile bozmanın niteliğine göre şimdilik sair hususlar incelenmeksizin kararın BOZULMASINA,
Davalı ...'ndan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 17.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.