Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2139 E. 2024/7150 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasında, eski irtifak hakları nedeniyle taşınmaz üzerinde meydana gelen değer düşüklüğünün hesaba katılıp katılmayacağı ve davanın kısmen mi yoksa tamamen mi kabul edilmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmaz üzerindeki eski irtifak hakları nedeniyle meydana gelen değer düşüklüğü oranının tespit edilip hükmedilen bedele yansıtılması gerektiği, ayrıca ıslah edilen miktar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/246 Esas, 2023/71 Karar

DAVA TARİHİ: 09.01.2020

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin maliki olduğu Sinop ili, ..., ... köyü 131 ada 64 (eski 199) parsel sayılı taşınmazın Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucu tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, taşınmaz mülkiyetini kaybettiklerini tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğunu belirterek taşınmazın değerinin tespit edilerek mahkeme kararının kesinleşme tarihi 05.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 02.02.2021 tarihli ve 2020/30 Esas, 2021/29 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.05.2021 tarihli ve 2021/1068 Esas, 2021/1117 Karar sayılı kararıyla dava konusu taşınmazın tapu kaydının bir kısmının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği, her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının zararının tazmininin yerinde olduğu, hasım olarak Hazinenin gösterilmesinde ve asıl alacağa, tapunun iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz uygulanmasında isabetsizlik olmadığı, taşınmazın niteliği dikkate alındığında, arazi olarak değerlendirilmesinin, üzerinde kuru tarım yapılması sebebi ile kapitalizasyon faiz oranının %5, köy yerleşik alanında olması sebebi ile de objektif değer artışının %40 olarak uygulanmasının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediği, davacılar vekilinin tüm, davalı Hazine vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, şöyle ki dava konusu taşınmazın tapu kaydında, daha önceden TEK Genel Müdürlüğü lehine 9.720 m²lik ve 2.820 m²lik eski irtifak hakkı tesis edildiği anlaşıldığından, bu irtifak hakları nedeniyle taşınmaz üzerinde meydana gelecek değer düşüklüğü oranı belirlenerek hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini, taşınmazın bulunduğu bölgede kuru fasulye de yetişmesine rağmen ürünlere dahil edilmediğini, bilirkişi raporunda irtifak hakkı bedelinin çok yüksek hesaplandığını, objektif değer artış oranının düşük alındığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın kabulü şeklinde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, ayrıca yargılama giderlerinin tamamından davalı Hazinenin sorumlu tutulmasının yerinde olmadığını, özel mülkiyete konu edilemeyecek kamu malı niteliğinde olan yerlerin tapuya bağlanmış olmasının tapu kaydı sahibinin hak sahibi olmasına yol açmayacağından, geçerli ve muteber bir mülkiyet belgesi, tapu kaydı bulunmadığından dolayısıyla Hazinenin tazmin sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının %6 alınması gerektiğini, eski irtifak nedeniyle değer düşüklüğünün hatalı hesaplandığını, objektif değer artış oranı uygulanmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

6. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlk Derece Mahkemesince bozma kararına uyularak yeniden bilirkişi raporu alınmışsa da alınan bilirkişi raporunun bozma ilamına uygun olmadığı, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmıştır.

3. İşbu davada da kıyasen uygulanan 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca irtifak hakkı karşılıkları bu hak nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer kaybıdır. Bu itibarla dava konusu taşınmazın irtifak hakkı kurulmasından önceki tüm değerinin tespit edilmesi ve bundan sonra eski irtifak nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer düşüklüğü oranının belirlenmesi ve bu oranla taşınmazın tüm değerinin çarpılması sonucu irtifak hakkı karşılığının hesaplanması gerekirken, önceki irtifakın toplam yüzölçümünden düşülmesi suretiyle yönteme uygun olmayan şekilde hesaplama yapan rapora göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.

4. Islah edilen miktar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, kabul-ret oranına göre davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.