Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2187 E. 2024/10343 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen bedelin, aynı taşınmazın diğer bağımsız bölümleri için yakın tarihli değerlendirmelerde belirlenen bedellerle çelişmesi ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 46. maddesine uygun olarak arsa ve yapı değerinin ayrı ayrı hesaplanıp bağımsız bölümün karşılığının tespit edilmemesi nedeniyle bozmayı gerektirmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2197 Esas, 2023/1767 Karar

DAVA TARİHİ : 01.07.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/291 Esas, 2022/214 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Sivas ili, ..., Küçükminare Mahallesi 6262 ada 1 nolu parselde kayıtlı 13, 14 ve 15 numaralı bağımsız bölümlerin kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın 13, 14 ve 15 numaralı bağımsız bölümlerinin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olup belirlenen bedelin taşınmazın gerçek değerinin çok üstünde olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun yöntemine uygun hazırlanmadığını, emlak vergisine esas metrekare değerlerinin gözetilmediğini, rapora itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu, arsa niteliğindeki bu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş ayrıca Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin faizle ilgili fıkrasının iptal edildiğini, bu hususun gözetilmesi gerektiğini ve ekonomik şartlardan dolayı taşınmaz bedelinin yeniden belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda üzerinde 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'na (634 sayılı Kanun) tâbi yapı bulunan dava konusu 6262 ada 1 parsel sayılı taşınmazın zemin bedeli 01.07.2021 tarihli itibarıyla 31.230,72 Tl/m² olarak belirlenmiş ise de Dairemiz incelemesinden geçen aynı taşınmazın 21 ve 22 numaralı bağımsız bölümleri için 15.06.2021 değerlendirme tarihi itibarıyla 29.913,25 TL; 32 ve 33 numaralı bağımsız bölümü için açılan davada 28.06.2021 tarihi itibarıyla 29.929,34 TL belirlendiği, yine eldeki dosya ile aynı gün temyiz incelemesi yapılan 1, 2 ve 34 numaralı bağımsız bölümler için 28.06.2021 tarihi itibarıyla 30.461,56 TL belirlendiği anlaşıldığından çok yakın değerlendirme tarihleri itibarıyla farklı metrekare birim bedellerinin tespit edilmesi doğru görülmediğinden bu hususta oluşan çelişkinin giderilmesi için mahallinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

4. 634 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinin son fıkrası ana gayrimenkulün arsası ile birlikte kamulaştırılması hâlinde her bağımsız bölümün kamulaştırma bedeli bağlantılı bulunduğu arsa payı ile eklentileri de göz önünde tutularak ayrı ayrı takdir olunacağı hükmünü koymuştur. Böyle olunca ana yapının arsasına 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi göz önünde tutularak kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre, üzerindeki yapılara aynı maddenin birinci fıkrasının (h) bendi gereğince değerlendirme tarihindeki resmî birim fiyatları ve yapı maliyet hesapları gösterilip yıpranma payı düşülmek suretiyle ve ayrıca (i) bendi hükmü uyarınca bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüler de dikkate alınarak kamulaştırma karşılığının yasal biçimde belirlenmesi gerekir.

5. Buna göre yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda arsa değeri ve tüm yapının (ortak yerleri içerir biçimde) değeri hesaplandıktan sonra, toplam bedel üzerinden arsa payına düşen miktarına göre bağımsız bölümün karşılığı tespit edilir. Şayet o bağımsız bölüm yapısında değeri etkileyecek özellik ve nitelikte ekstra ilaveler varsa bunların da göz önünde tutulması gerekir.

6. Yukarıda açıklanan esaslara göre dava konusu taşınmaza değer biçilmesi gerekirken, bu usule uyulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması, doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.12.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (Davalılar vekilinin 29.01.2024 tarihli dilekçesindeki “faize” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.

Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı, Sayın çoğunluğun diğer yönleriyle katıldığımız “Bozma Kararı”na, faize ilişkin yönüyle ve faizle ilgili temyiz itirazı olarak yerinde görülmeyen 2 No’lu “Değerlendirme” görüşüne, açıkladığımız nedenlerle katılmıyoruz. 19.12.2024