"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1813 Esas, 2023/2178 Karar
DAVA TARİHİ : 14.09.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hendek 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/236 Esas, 2022/70 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu daimi ve geçici irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Sakarya ili, Hendek ilçesi, Kazımiye Mahallesi (eski 1320) yeni 136 ada 1 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu daimi ve geçici bu hakkı bedellerinin tespiti ve irtifak hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kanunda öngörülen acele kamulaştırma kararı alındıktan sonra 6 aylık süresi içinde açılmadığını, acele kamulaştırma dosyasında belirlenen bedelin son derece düşük kaldığını, kısmi kamulaştırma nedeniyle taşınmazın bütünlüğü bozulacağı için davalının taşınmazı satmak istemesi durumunda fazlasıyla değer kaybı yaşayacağını belirterek kamulaştırma bedelinin Mahkemece tespit edilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu daimi ve geçici irtifak hakkı bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle;acele kamulaştırma dosyasında alınan rapor ile hükme esas alınan raporun arasında fahiş farklar olduğunu, içtihatlara aykırı olarak meyvesiz ağaçlara ve süs bitkilerine bu kadar fahiş bedel takdir edilmesinin kabul edilemez olduğunu, kapitalizasyon faizi oranının %4 olarak alınmasının hatalı olduğunu, hükme esas raporda fahiş oranda objektif değer artışı uygulanmasının kabul edilemez nitelikte olduğunu, sökülen ağaçların taşınmaz maliklerine iade edildiğini, bunlara ilişkin enkaz bedelinin kendilerine teslim edilmemiş gibi hesaplamada düşülmediğini, kurum lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı vekilinin fındık ocaklarının sayıları ile alakalı itirazlarının yerinde olmadığını, Yargıtay'ın taşınmazın üzerindeki fındık ocaklarının bedellerinin tespitinde esas aldığı yöntemin 'Taşınmazın fındık bahçesi m² değerinden tarla m² değerinin çıkartılması" şeklinde olduğunu, iş bu işlem neticesinde ortaya çıkan değerin taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların m² değerlerine tekabül ettiğini, ancak bahsetmiş oldukları emsal nitelikteki, Yargıtay karar ve kriterlerinin yerel mahkeme tarafından nazara alınmadığını, iş bu nedenle dava konusu taşınmazın bedelinin düşük tespit edildiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kapama fındık bahçesi niteliğindeki taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmaz yönünden takdir edilen %4 kapitalizasyon faizi ve dava konusu taşınmazın konumu dikkate alınarak belirlenen %40 objektif değer artırıcı unsur oranının da yerinde olduğu, belirlenen kamulaştırma bedelinin makul olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından kurulan hükmün ve yapılan yargılamanın usul ve kanuna Yargıtay yerleşik içtihatlarına uygun olduğu anlaşıldığından; taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma konusu daimi ve geçici irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 4 üncü, 10 uncu ve 11 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kapama fındıklık niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi ve aynı maddenin son fıkrası uyarınca taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve irtifak hakkına konu olan bölüm dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilmesi ve tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesi, dava konusu irtifak hakkının idare adına tesciline karar verilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.
4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön görülmemiştir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.