"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3318 Esas, 2023/1784 Karar
DAVA TARİHİ : 20.01.2021
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/56 Esas, 2022/650 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1387 parsel sayılı taşınmaza davalı idarenin Antalya-Burdur yolunu yaparak fiilen el attığını, bu yol yapılırken davacılara veya murislerine herhangi bir kamulaştırma bedeli ödenmediğini ve geçerli bir kamulaştırma işlemi yapılmadığını ileri sürerek Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/719 Esasına kayıtlı dosya üzerinden kamulaştırmasız el atma ve ecrimisil talebinde bulunulduğunu, davacılar için 11.500 TL kamulaştırma ve 500TL ecrimisil talepli olarak açılan bu davada fazlaya ilişkin hakları saklı tutuklarını, neticeten toplam 215.854,20 TL kamulatıştırmasız el atma tazminatı ve 2.016,44 TL ecrimisil hesaplandığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak açmış olduğukları bu davadaki hesaplamalar üzerine, dava değerinin artırıldığını ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 18.02.2019 tarihli ve 2017/29795 Esas, 2019/2319 Karar sayılı kararında "Davaya konu teşkil eden el atma tarihinde arazi niteliğindeki Antalya İli, ... İlçesi, Yeşilbayır (...) Mahallesi, 1387 parsel sayılı taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmesinde, ecrimisil bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmediğini, ancak; Yargıtay İçtihad Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 06/05/2016 tarih 2015/1 Esas 2016/1 sayılı kararı ile bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından, dava dilekçesinde belirlenen miktar üzerinden karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığından" diyerek, yargılamanın doğru olduğunu belirtmiş ve fakat usulü eksiklik gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulduğunu, yeniden Yerel Mahkemeye dönerek 2019/656 Esasına kaydı yapılan davada da işlemin değer artırımı olduğunun yinelendiğini, Mahkemece bozmaya uyulduğunu, Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.07.2020 tarihli ve 2019/656 Esas, 2020/290 Karar sayılı ilamı ile dava dilekçesinde belirtmiş oldukları talepler üzerinden davanın kabul edildiğini, davalı tarafça yapılan son temyiz başvurusunun da Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 18.11.2020 tarihli ve 2020/6825 Esas, 2020/10088 Karar sayılı kararı ile reddedildiğini, kararın da 13.01.2021 tarihinde kesinleştiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile Antalya ili, ... ilçesi, Yeşilbayır (...) Mahallesi, 1387 parsel sayılı taşınmazın, davacıların hisseleri oranındaki kamulaştırma tazminatının şimdilik 200.000TL'sinin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın Antalya ili, ... ilçesi, Yeşilbayır Mahallesinde bulunan 1387 parsel numaralı taşınmaza müvekkili kurumca kamulaştırmasız el atıldığı iddiasıyla ek tazminat davası açıldığını, asıl dava neticesinde verilen Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/656 Esas, 2020/290 Karar sayılı kararının yalnızca idare tarafından temyiz edilmesi sebebiyle; ilk kararda tespit edilen bedelin idare lehine usulü kazanılmış hak teşkil etmesi nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2019/11411 Esas, 2020/2559 Karar sayılı ilamında "Bozmadan önceki 17.02.2014 tarihli kararda asıl davada davacıların hissesine düşen 302.124,57-TL kamulaştırmasız el atma bedeline hükmedildiğini, kararın asıl davanın davacıları tarafından temyiz edilmediğinden, bu bedelin davalı idare lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilerek saklı tutulan bölüm için asıl davanın davacıları tarafından açılan ek davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması," bozma gerekçesi yapıldığını, kamulaştırma tarihinde davacılar murisi Bekir Metin adına kayıtlı olan Yeşilbayır köyü 1387 parsel numaralı taşınmazın, 1973 tarihi itibarıyla 1952 tarih, Cilt:147 Sahife:66 Sıra:326 sayılı zabıt kaydı ile 5325 m²si 211,90 TL bedelle 04.04.1973 tarihli ve 1973/48 sayılı kamu yararı kararına istinaden yol inşaat ve emniyet sahası tesis etmek amacıyla kamulaştırıldığını, Antalya 3. Noterliğinin 08.01.1974 tarihli ve 000149 yevmiye numarası ile gönderildiğini, ayrıca kamulaştırma durumunu bildirir ilanın 27.11.1973 tarihinde Yeşilbayır köyü muhtarlığında ilan yerine 15 gün süre asılarak ilanen tebligat yapıldığını, anılan madde uyarınca dava konusu taşınmazların değeri tespit edilirken kamulaştırma tarihi olan 1964 ve 1969 yıllarının esas alınması gerektiğini, bu tarihlerde taşınmaz imar planı dışında kıymet takdir raporunda tespit edildiği üzere çakıllık, taşlık vasfında kuru tarım arazisi olduğunu, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi gereği "net gelir metoduna" göre değerlendirme yapılması gerektiğini, ecrimisil talebini de kabul etmemekle birlikte hesap edilecekse bile yine taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri dikkate alınarak kuru şartlardaki gelirinin esas alınması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; tescil hükmünün hatalı olduğunu, Antalya 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/656 Esas, 2020/290 Karar sayılı kararının yalnızca idare tarafından temyiz edilmesi sebebiyle ilk kararda tespit edilen bedelin idare lehine usuli kazanılmış hak teşkil etmesi sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi kanaatte olunsa bile kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun tamamlandığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, iş bu davanın ek dava niteliğinde olduğunu, bilirkişilerce dava tarihi olan 2021 yılı değil ilk dava tarihi olan 2012 yılı verilerinin esas alınması gerektiğini, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünden fazla olamayacağı hususu dikkate alınarak hesap yapılmasının hatalı olduğunu, üretim giderlerinin ekonomik tarım yapmaya engel olup olmayacağı hususunda değerlendirme yapılarak net gelir hesabı yapılması gerektiğini, dava konusu taşınmazın sulama kaynağı gösterilmeksizin sulu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, sulu kabul edilecek olsa bile sulama giderlerinin kamulaştırma bedeline yansıtılması gerektiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/07/2020 tarihli ve 2019/656 Esas, 2020/290 Karar sayılı kararının davalı tarafça temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 18.11.2020 tarihli ve 2020/6825 Esas, 2020/10088 Karar sayılı kararıyla onanmasına karar verildiği, karar düzeltme yoluna başvurulmaması nedeniyle 13.01.2021 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen Antalya 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin kararında taleple bağlılık ilkesi gereğince 11.500,00 TL kamulaştırmasız el atma tazminat talebinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verildiği, Antalya 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin hükme esas alınan bilirkişi raporunda kamulaştırmasız el atma tazminat bedelinin toplam 215.854,20 TL olarak belirlendiği ve Mahkemece bu bedelin kamulaştırmasız el atma tazminat bedeli olarak kabul edildiği, bu bedelin taraflar için kesin hüküm niteliğinde olduğu, ek olarak açılan iş bu davada yeniden değer biçilmesi ve bu değere göre hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, buna göre taraflar arasında görülüp kesinleşen önceki davada tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken ek dava tarihi itibarıyla yeniden değerlendirme yapılarak belirlenen bedele göre hüküm tesisinin hatalı olduğundan karar kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin 26.05.2016 tarihli ve 2015/55 Esas, 2016/45 Karar sayılı kararında, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde bulunan “…kamulaştırma tarihindeki…” ibaresinin Anayasa’nın 35 ve 46 ncı maddelerine aykırı olduğuna ve bu sebeple de iptaline karar verildiğini, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile taşınmazın kamulaştırma tarihindeki değeri değil güncel değeri üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, buna göre Mahkemece verilen kararın usule uygun olup, istinafın kaldırma ve davanın kısmen kabulü yönündeki kararın usule aykırı olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek ve resen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ilk davada saklı tutulan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin tahsiline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6100 sayılı Kanun’un “Kısmi Dava” kenar başlıklı 109 uncu maddesinin birinci fıkrası şöyledir;
“Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davalı taraf ilk açılan davada verilen kararı temyiz etmemiş, böylece kesinleşen kısmî davada hükme esas alınan rapor taraflar yönünden kesinleşmiştir. Taraflar açısından kesinleşen hususların yeniden inceleme konusu yapılması hukuken olanaklı değildir.
3. Kısmî davada alınan ve kesinleşen hükmün dayanağını teşkil eden bilirkişi raporunun kısmî dava tutarını aşan bölümü de açılan eldeki ek dava yönünden hem tarafları hem de mahkemeyi bağlayacak nitelikte kesin bir delil mahiyetini almış; kısmi davada kesinleşen bu rapor içeriği de dayanak alınarak hükme varılmış olup ilk davada kesinleşen bedelin saklı tutulan bölümünün tahsiline hükmedilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanun uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 saylı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.