"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1114 Esas, 2023/2647 Karar
DAVA TARİHİ : 30.09.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ağrı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/323 Esas, 2022/371 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ağrı ili, Hamur ilçesi, Adımova köyü 495, 515, 360, 359 ve 361 parsel sayılı taşınmazlara fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; aleyhlerine açılan davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olmasından ötürü usulden reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazlara müvekkil idarece fiilen el atılmadığını, fiilen el atılmadığından talep edilen tazminattan sorumluluklarının bulunmadığını, müvekkil kurumun hizmet kusurundan kaynaklanan uyuşmazlıklarının idari yargı yolunda çözümlenmesi gerektiğini, doğal aşınma erozyon veya doğal dere yatağı yer değiştirmesinden devletin sorumlu tutulmaması gerektiğini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi gerektiğini belirmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak şeklinde açılmasının hatalı olduğunu, davanın hukuki yarar yokluğundan reddini talep ettiklerini, bahse konu taşınmazlara davalı idare tarafından hiçbir fiili el atmanın söz konusu olmadığını, mücbir sebepler, beklenmeyen haller, zarar görenin kusuru ve üçüncü kişinin kusuru göz önüne alındığında müvekkil idarenin dava konusu zarardan sorumluluğunun doğmadığını, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının %4 olarak alınmasının hatalı olduğunu, objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 15 inci maddesindeki usul ve esaslara göre tayin edilip keşif yapılmasında, taşınmazların bir kısmının arazi bir kısmının çayır olarak kabul edilmesinde, sulu arazi niteliğindeki taşınmazlara ekilebilir ürün gelirine göre gelir metodu kullanılarak bilimsel yolla, dosyaya getirilen resmî veriler esas alınarak net gelirin tespit edilmesinde, %4 kapitalizasyon faiz oranının uygulanarak taşınmazların metrekare birim fiyatının tespitinde,%50 oranında objektif değer artışı uygulanmasında isabetsizlik görülmediği; ancak dava konusu parsellerin her biri yönünden ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmesi hatalı olduğu; bu durumun da davalı idare lehine olduğundan aleyhe kaldırma yapılamayacağından bu husus eleştiri konusu yapılmak suretiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ve hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacı lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, 359, 360 ve 361 parsel sayılı taşınmazların toplulaştırma sahası ilan edilen yerlerde olduğunu, derede kalan kısımlarının ayırma çapı ile ayrıldığını sonuç olarak el atmanın mevcut olmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazların değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi ve çayır niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelin davalı idareden tahsili, dava konusu taşınmazların davacı adına olan tapu kaydının iptali ile tapudan terkinine karar verilmesi yerindedir.
3. Eldeki dosya kapsamına göre; davalı idare vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesi incelendiğinde Mahkemece her bir parsel için davacı lehine ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğuna yönelik açıkça bir itirazda bulunulmadığı anlaşıldığından ve vekâlet ücretine ilişkin hükmün de kamu düzenine ilişkin olmadığı gözetildiğinde, istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürülmeyen Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi mümkün olmadığı gibi temyiz yolunda ileri sürülmesi halinde dahi istinaf aşamasında ileri sürülmeyen bu hususun temyiz aşamasında incelenmesi de mümkün değildir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, istinafa getirilmeyen hususları temyize getirilemeyecek olmasına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.