"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/782 Esas, 2023/1526 Karar
Avukat ...
DAVA TARİHİ: 11.04.2018
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Diyarbakır ili, ...ilçesi,...köyü, 9 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atma nedeniyle dava açtığını dava açmadan önce 05.10.2012 tarihinde karayollarına ihtarname ile kamulaştırma yapılması gerektiğini ihtar ettiğini buna rağmen davacı kurumun kamulaştırma yapmadığını, dava konusu taşınmaza müdahale ederek duble yol yapımına devam ettiğini, müvekkilinin kamulaştırmasız el atma ve ecrimisil davasını açmak zorunda bırakıldığını, dava sonuçlanma aşamasına gelirken davacı tarafın iş bu davayı açtığını, davacının bununla hakkını açıkça kötüye kullandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.02.2020 tarihli ve 2018/235 Esas, 2020/61 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapudan yol olarak terkinine, tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.09.2022 tarihli ve 2020/2163 Esas, 2022/1795 Karar sayılı kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir metoduna göre değer biçilmesinin ve davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olduğu, Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin idarenin kıymet takdir raporu ile belirlediği bedelden fazla olan ve 3'er aylık vadeli hesapta nemalandırılmak üzere bloke edilen kısmının dava tarihinin 4 ay sonrasından başlayarak ve davalının istinaf talebinin olmadığı dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesinin karar tarihine kadar işleyecek yasal faizi ve diğer nemalarıyla birlikte derhal hak sahibine ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın ödemeye yönelik bentleri düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 22.09.2022 tarihli ve 2020/2163 Esas ve 2022/1795 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın komşu parselde bulunan kuyudan ve taşınmazın doğusunda bulunan göletten sulanabilme imkanın olduğu tespit edilerek sulu tarım arazisi kabul edilmişse de raporun hüküm kurmaya yeterli olmadığını, Mahallinde keşif heyetine jeolog bilirkişi de dahil edilip yeniden keşif yapılarak taşınmazın halihazırda fiilen sulanıp sulanmadığı, su kaynağının veya mevcut ise sulama tesisinin taşınmazın yüzölçümü dikkate alındığında taşınmazın tamamını veya bir kısmını sulamaya yetip yetmeyeceği (hakim gözlemi keşif tutanağına yazılmak suretiyle) hususları kesin olarak belirlendikten ve komşu parsel numarası açıkça belirtilmek suretiyle davalıya ait olup olmadığı değilse maliki ile suyu kullanma konusunda sözleşme yapılıp yapılmadığı araştırılarak tapu kayıtlarıda getirtilip tespit edildikten, göletin suyunun taşınmazın tamamını sulamaya yeterli olup olmadığı belirlendikten sonra bilirkişi raporu denetlenerek karar verilmesi gerekirken, taşınmaza sulu tarla olarak değer biçen bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Sulu tarım arazisi niteliğindeki Diyarbakır ili, ...ilçesi,...Mahallesi 9 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3 Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.