Logo

5. Hukuk Dairesi2024/230 E. 2024/6740 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında, bedelin belirlenmesinde 2942 sayılı Kanun'a uygun usul izlenip izlenmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Acele kamulaştırma dosyasında belirlenen bedelin aynen kabulü ile hüküm kurulması, taşınmazın değerinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11. maddesinde belirtilen usule uygun olarak tespit edilmemesi ve keşif yapılmaması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2010/281 Esas, 2011/27 Karar

DAVA TARİHİ: 14.10.2010

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Mardin ili, ...ilçesi, ...Mahallesi, 458 ada 10 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve irtifak hakkının idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, acele kamulaştırma dosyasında alınan rapor uyarınca kamulaştırma bedelinin tespit edilemeyeceğini, keşif yapılmadan hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, 2942 sayılı Kanun'daki usullere uyulmadan yargılamanın sonuçlandırıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmüştür.

3. ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/463 Esas, 2010/129 Karar sayılı kararı ile davaya konu taşınmazın acele kamulaştırılmasına karar verildiği mahkemece acele kamulaştırma dosyasında belirlenen bedelin uygun olduğu gerekçesiyle iş bu dosyada 2942 sayılı Kanun'un taşınmazın niteliği ve değerinin tespitine ilişkin hiçbir usulünün uygulanmadığı, keşif yapılmadığı, bilirkişi raporu alınmadığı anlaşılmakla Mahkemece verilen hüküm açıkça usul ve kanuna aykırıdır.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi hükmüne göre, bedel tespit davalarında öncelikle kamulaştırılan taşınmazın değerlendirme (dava) tarihindeki vasfının (arsa veya arazi) belirlenmesi, arsa vasfında ise değerlendirme tarihinden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre; taşınmaz arazi vasfında ise değerlendirme tarihindeki mevki ve şartlara göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınmak suretiyle değerinin belirlenmesi gerekir.

5. Bu durumda; dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 14.10.2010 gününde belediye imar planı içinde olup olmadığı, değilse belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı hususları ilgili Belediye Başkanlığından sorulduktan sonra;

a) Dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde ise 2942 sayılı Kanun'un kıymet takdir esaslarını belirten 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.

b) Dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde ise 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca; o yörede mutad olarak ekilen münavebeli ürünleri ve münavebeye alınan ürünlerin dekar başına verim miktarları İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden, değerlendirme tarihi olan 2010 yılı dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatlarının da ilgili resmi kuruluşlardan sorulmasından sonra taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirine göre bedel belirlenerek, dava konusu taşınmazı etkileyen objektif değer unsurlarının gözetilmesi gerekir. Mahkemece, 2942 sayılı Kanun'un taşınmazın niteliği ve değerinin tespitine ilişkin hiçbir usulü uygulanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi kararın bozulmasını gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.