Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2310 E. 2024/9609 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapuda Demirdağ Organize Sanayi Bölgesi adına tescili davasında, bedelin miktarı, faiz başlangıcı ve davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırma bedelinin gelir yöntemiyle tespitinde isabetsizlik görülmemesi, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının geriye yürümeyeceği ilkesi ve yasal faiz başlangıcının davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrası olması gerektiği, bedelin eksik hesaplandığı ve seri dava niteliğinde olmadığı halde vekalet ücretinin az hükmedildiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2666 Esas, 2024/20 Karar

DAVA TARİHİ : 26.06.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/31 Esas, 2022/380 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Demirdağ Organize Sanayi Bölgesi adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili ile dahili davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ile dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Sivas ili, ..., Doğanca köyü 124 ada 220 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Demirdağ Organize Sanayi Bölgesi adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; idare tarafından belirlenen kamulaştırma bedelinin çok düşük olduğunu, taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ile dahili davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında kamulaştırma bedeli oldukça düşük belirlendiğini, objektif değer artışı oranı ve kapitalizasyon faizi oranının hatalı belirlendiğini, dosya kapsamında dava konusu taşınmaza ilişkin kesinleşmiş bir müsadere kararının bulunmadığını, ileride müsadere kararının gündeme gelmesi ihtimalinde ise taşınmazın elden çıkması karşısında bedel üzerinden değerlendirme yapılabileceği mevzu hükümler gereği olduğunu, bu halde kamulaştırma bedeli hakkında doğrudan hüküm kurulması gerekirken dava konusu taşınmazın mülkiyetinin çekişmeli olduğundan bahisle 2942 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uyarınca hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırılık teşkil ettiğini, davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden lehine hükmedilen vekâlet ücretinin az ve hatalı hesaplandığını belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Dahili davalı Hazine vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kamu tüzel kişilerin ve kurumların sahip oldukları taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakları diğer bir kamu tüzel kişisi veya kurumu tarafından kamulaştırılamayacağından ve bu nedenle işbu davayla Maliye Hazinesine husumet yöneltilemeyeceğinden davanın Maliye Hazinesi yönünden husumetten reddinin gerektiğini, yerel mahkeme, Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/122 sayılı dosyasında müsadereye ilişkin henüz karar verilmediği halde müvekkil Maliye Hazinesini davaya dahil ettiğini, Hazinenin davaya konu yer ile alakalı herhangi bir mülkiyet iddiasının zaten bulunmadığını, ayrıca kamu tüzel kişilerin ve kurumların sahip oldukları taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakları diğer bir kamu tüzel kişisi veya kurumu tarafından kamulaştırılamayacağını, bu nedenle işbu davayla Maliye Hazinesine husumetin yöneltilemeyeceğini, davada davalı Hazine lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince Maliye Hazinesinin yasal hasım olması gerekçesiyle lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olup buna karşı Hazine tarafından istinaf talebinde bulunmuş olduğundan yapılan değerlendirmede her ne kadar İlk Derece Mahkemesinin yasal hasım olma gerekçesi doğru değil ise de sonuç olarak Maliye Hazinesinin dosyada taraf sıfatının olmadığı anlaşılmış olmakla bu aşamada lehine vekâlet ücreti verilmemesi uygun görüldüğü, yapılan keşif neticesinde bilirkişiler tarafından dava konusu taşınmazın tarla olarak ele alınması, kuru tarım arazisi olarak değerlendirilmesi ve buna göre münavebe usulü uygulanarak taşınmaza değer biçilmiş olması, kapitalizasyon faiz oranı %5 olarak uygulanması, taşınmazın bulunduğu mevki itibarıyla %10 oranında objektif değer artışı uygulanması, İlk Derece Mahkemesi tarafından da bu rapor üzerinden değerlendirme yapılıp karar verilmiş olması, davanın açıldığı tarihten itibaren 4 ay sonrasından başlatılarak karar tarihine kadar faiz işletilmiş olması, vekâlet ücretine yönelik değerlendirmelerin ve ayrıca devam eden ceza dosyasında henüz müsadereye karar verilmediğinden ve fakat 2942 sayılı Kanun'un 18 inci maddenin üçüncü fıkrası gereğince verilmesi muhtemel bir müsadere kararında mülkiyetin Hazineye geçebilme ihtimali olacağından İlk Derece Mahkemesince bu madde çerçevesinde bedelin 3'er aylık vadeli hesapta nemalandırılarak, ilerde çıkacak hak sahibine ödenmesi yönünde hüküm kurulması da usul ve kanuna uygun bulunduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ile dahili davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin düşük belirlendiğini, objektif değer artışı oranının ve kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, dosya kapsamında dava konusu taşınmaza ilişkin kesinleşmiş bir müsadere kararı bulunmadığını, ileride müsadere kararının gündeme gelmesi ihtimalinde ise taşınmazın elden çıkması karşısında bedel üzerinden değerlendirme yapılabileceği mevzu hükümler gereği olduğunu, bu halde kamulaştırma bedeli hakkında doğrudan hüküm kurulması gerekirken dava konusu taşınmazın mülkiyetinin çekişmeli olduğundan bahisle 2942 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uyarınca hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırılık teşkil ettiğini, Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas numaralı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkranın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiğini, bu nedenle kamulaştırma bedellerine en geç taşınmazlara el atma tarihinden itibaren ve mevduata uygulanan en yüksek oran üzerinden faiz uygulanması gerekirken; dava tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için faiz uygulanması hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Dahili davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; müsadere kararının kesinleşmesi ve taşınmaz mülkiyetinin Hazineye geçmesi halinde kamu zararı oluşmaması için hükmedilen kamulaştırma bedeli ileride ortaya çıkacak hak sahibine ödenmek üzere, 2942 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uyarınca üçer aylık vadeli hesaba yatırıldığını, bu husus yerinde ise de Hazinenin dosyada taraf sıfatının olmadığı gerekçesi usul ve kanuna aykırı olduğunu, hükmedilen bedelin düşük belirlendiğini, objektif değer artış oranının az olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Ne var ki dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.

4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekili ile dahili davalı Haznie vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele kamulaştırma dosyasında belirlenen bedel mahsubu ile kalan 22.863,49 TL olmasına rağmen hatalı olarak daha aza hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

6. Dosya kapsamına göre seri dava niteliğinde olmadığı anlaşılan uyuşmazlıkta karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 22 nci maddesi uyarınca uyuşmazlığın gerekçelendirilmeden seri dava niteliğinde olduğu kabul edilerek yazılı şekilde davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı vekili ile dahili davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı vekili ile dahili davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA

3. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) nolu bendinde yer alan "22.303,54" ibaresi çıkarılarak yerine "22.863,49" ibaresinin yazılması; yine aynı bentte "22.863,49" ibaresi yerine "22.303,54" ibaresinin yazılması,

4. (11) numaralı bendinde yer alan “(2022 yılı AAÜT genel hükümleri madde 22 gereğince) 2.550,00 TL” ibaresinin hükümden çıkartılmasına yerine “5.100,00 TL” ibaresi yazılmak suretiyle suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Davalı ...Ş.'den peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.