Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2311 E. 2024/9654 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapuda sahte vekaletname ile yapılan işlem nedeniyle uğranılan zararın, Hazine'nin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca sorumluluğu çerçevesinde tazmin edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının iptali nedeniyle davacının uğradığı gerçek zararın tespitinde, taşınmazın niteliği, konumu ve değer artış oranının gözetilerek hesaplanması gerektiği, Hazine'nin tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan kusursuz sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararını onayan bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2776 Esas, 2023/1653 Karar

DAVA TARİHİ : 13.07.2015

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 14. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/20 Esas, 2022/130 Karar

Taraflar arasındaki tapuda sahte vekâletname ile işlem yapılması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili ve ihbar olunan ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ihbar olunan vekilinin istinaf dilekçesinin reddine, davalı Hazine vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili ve ihbar olunan ... vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

İhbar olunan hakkında bir hüküm kurulmadığından kararı temyiz etme hakkı olmayıp ihbar olunan vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davalı Hazine vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Gaziantep ili, ..., Çamlıca Mahallesi 110 pafta 1283 ada 36 parsel sayılı taşınmazı 50.000.000,00 TL bedelle 07.01.1997 tarihinde satın aldığını, dava konusu taşınmazı taşınmaz maliki ...'nin mirasçılarının vekâlet verdiği...'dan aldıklarını, yapılan satışın... tarafından hazırlanan sahte vekâletname ve davalının tapuda çalışan kurum görevlilerinin gerekli araştırma ve özen göstermemeleri sonucunda gerçekleştiğinin ortaya çıkması üzerine, taşınmaz malikinin mirasçıları tarafından tapu iptal ve tescil davası açıldığını, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile taşınmaz maliki adına tapuya tescil edilip tapu kaydının eski haline döndürülerek tashihine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, Cuma Çakar'ın da aralarında bulunduğu sahtecilik eylemlerini gerçekleştiren şahısların, sahte belge ve mühür düzenlenme suçundan mahkum olduklarını, sahte vekâletname düzenlenerek davacıya satışı yapılan gayrimenkulün davayı açtıkları tarih itibarıyla serbest piyasa değerinin oldukça yüksek olduğunu, dava konusu gayrimenkulün dava tarihindeki değeri ile aynı gayrimenkulün davacının alış tarihindeki değeri esas alınmak suretiyle belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu Gaziantep ili, ..., Çamlıca Mahallesi 110 pafta, 1253 ada 36 parsel sayılı taşınmazın bedelini ödeyerek satın aldığını, açılan davanın zamanaşımına uğradığını, davada fiil ve failin öğrenilme tarihi yapılan satış tarihi ya da engeç açılan ceza davasında soruşturmanın başlangıcı tarihi olarak esas alınsa dahi tazminat davasının zamanaşımına uğradığını, olayda illiyet bağının bulunmadığını bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve ihbar olunan ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, bilirkişi raporlarında çelişkiler olduğunu, yeniden bilirkişilerce rapor hazırlanması gerektiğini, söz konusu taşınmazın bedelinin yüksek hesaplandığını, tapunun iptaline karar verilen 28.06.2007 tarihinde tapu kaydında bağ vasfı ile kayıtlı taşınmaz değerinin %650 objektif değer artışı esas alınarak belirlenmesinin mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. İhbar olunan ... vekili istinaf başvurusunda özetle; davanın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, taşınmazın edinilmesindeki zarara sebebiyet veren işlemin tapu işlemi değil noterlik işlemi olduğunu, vekâletname noterde hazırlanan vekâletname olduğundan zarar ile tapunun sorumluluğunun doğmasına ilişkin illiyet bağının olmadığını, bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu ileri sürerek ihbar olunan lehine kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın 13.07.2015 tarihinde açıldığı dikkate alındığında 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan dava açıldığı, Gaziantep 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/996 Esas, 2006/367 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacılar ...,...,...,....,...ve birleştirilen dosya davacısı ... Kayyumunun, eldeki dosyanın davacısı ... aleyhine açmış olduğu yolsuz tescile dayalı tapu iptali tescil davasının kabulüne karar verildiği, kararın temyiz edilmesi sonrasında kesinleştiği, karara istinaden davacı tarafça uğradığı zarara yönelik eldeki bu davanın açıldığı, dosya içerisinde mübrez bilirkişisi raporunda zirai gelir metoduna göre yapılan hesaplamada davacının zararının hesaplandığı, Mahkemece bilimsel verilere uygun denetime elverişli bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde, taşınmazın niteliğinin tapu iptali tescil davasının kesinleştiği tarihi olan 28.06.2007 tarihinde imar uygulaması henüz yapılmamış kadastro parseli niteliğinde bağ vasfında olarak kabul edip zirai gelir yöntemine göre taşınmazın niteliği, konumu, toprak özelliği ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 4 uygulanması ve yine taşınmazın konumu nitelikleri dikkate alınarak %650 oranında objektif değer artışı uygulanmak suretiyle davacının gerçek zararının tespit edilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve ihbar olunan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre sahte vekaletname düzenlenmek suretiyle davaya konu satış işleminin gerçekleştiğinin sabit olduğu, davacının tapu kaydına güvenerek davaya konu taşınmazı satın aldığını, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davaya konu zarardan davalı Hazinenin sorumlu tutularak adı geçen davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı idare vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. İhbar Olunan ... Vekilinin Temyizi Yönünden;

İhbar olunan vekilinin temyiz hakkı bulunmadığından temyiz dilekçesinin REDDİNE,

B. Davalı Hazine Vekilinin Temyizi Yönünden;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, ihbar olunan ...'den peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine.Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.