Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2352 E. 2024/10709 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin ve ecrimisilin tahsili istemleri.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmeyerek, davalı idarenin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2195 Esas, 2023/1950 Karar

DAVA TARİHİ : 29.01.2021

KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/68 Esas, 2022/328 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı idare yönünden esastan reddine, davacı yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacılar için hüküm altına alınan ve temyize konu edilen ecrimisil bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; ecrimisil talebi yönünden davalı idare vekilinin temyiz isteminin reddine karar verildikten sonra, tazminat talebi yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; Antalya ili, ..., Zerdalilik Mahallesi 3511 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında okul olarak planlandığını, fiilen de okul yapılmak suretiyle el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçelerinde özetle; dava konusu taşınmazın Muratpaşa Belediye Başkanlığının kararı ile imar planında okul alanı olarak tahsis edildiğini, herhangi bir kamulaştırma işleminin yapılmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, istenilen bedelin fahiş olduğunu, uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, ecrimisil şartlarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve dava konusu taşınmaza okul yapılmak suretiyle fiilen el atıldığından tespit edilen kamulaştırmasız el atma bedeli ile ecrimisilin davalı taraftan alınarak davacılara verilmesine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ecrimisil ve kamulaştırmasız el atma tazminatı yönünden müvekkili lehine ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken tek vekâlet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın tespit edilen metrekare birim fiyatının fahiş olduğunu, davacının dava konusu taşınmazdaki hisse miktarı bakımından fen bilirkişi raporu ile hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporu arasında çelişki bulunduğunu, yüksek hisse oranı üzerinden hesaplama yapıldığını, davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiğini, intikal işlemleri tamamlanmamış olduğundan tapuda tescil işleminin yapılamayacağını, uzlaşma dava şartı yerine getirilmeden dava açıldığını, emsalin uygun olmadığını ve belirlenen bedelin yüksek olduğunu, husumetin imar planını yapan ilgili belediyeye yöneltilmesi gerektiğini, hükmedilen bedelin tümüne dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, davacı tarafından yapılan yargılama giderinin harçtan muaf olan davalıdan alınmasının hatalı olduğunu, müvekkili aleyhine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza Hacı Malike Mehmet Bileydi Anadolu Lisesi yapılmak suretiyle kamulaştırma olmaksızın fiilen el atıldığından, dava konusu taşınmaz 1/1000 Ölçekli İmar Planı içerisinde kalması nedeniyle arsa vasfında kabul edilerek emsal araştırma yöntemi ile dava konusu taşınmazın değerinin tespiti yoluna gidilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazda düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı, taşınmazın 2021 yılı emlak vergisine esas metrekare birim fiyatının 911,17 TL olduğu, emsal olarak alınan Antalya ili, ..., Çaybaşı Mahallesi 4540 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1/1000 Ölçekli İmar Planı içerisinde düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmış imar parseli olduğu, 2021 yılı emlak vergisine esas metrekare değerinin 911,17 TL olduğu, emsal taşınmaza ait hissesinin 12.11.2013 tarihli resmî satış örneğinin dosyaya celp edildiği ve emsal olma özelliğine sahip bulunduğu, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın eksik ve üstün yanlarının hükme esas alınan bilirkişi raporunda tartışıldığı, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan 1,13 kat daha değerli kabul edilmesinin emlak vergi değerleri açısından da değerlendirildiğinde yerinde olduğu, dava konusu taşınmazın belirlenen metrekare birim fiyatı ile ecrimisilin hesaplanmasında bir isabetsizlik görülmediğinden bu yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin reddi ile davacının kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat ve ecrimisil olmak üzere birden fazla asli talebinin bulunduğu, bu durumda objektif dava birleşmesi olduğundan her bir dava için ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca davanın aynı sebepten doğması gözetilerek müvekkili idare aleyhine tek vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken tazminat ve ecrimisil alacağı için ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığı anlaşıldığından, arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin davalı idareden tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdare Vekilinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine,

B. Davalı İdare Vekilinin Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.