"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
DAVA TARİHİ : 11.01.2023
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/36 Esas, 2023/264 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ... Güzeloba Mahallesi 6898 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, söz konusu taşınmazın davalı ... Başkanlığınca imar uygulamaları sırasında kamulaştırmaksızın konut ve işyeri alanı dışına çıkarıldığını bu suretle davacının taşınmazı kullanımına engel olunduğunu ve davalı ... tarafından davacıya ait taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın el atıldığını taşınmazla ilgili alınmış bir kamulaştırma kararı ve davacıya yapılmış herhangi bir kamulaştırma tebligatı bulunmadığını, bu hususta Antalya 4. İdare Mahkemesi 2017/1088 Esas, 2019/151 Karar sayılı uyarınca davanın kabulüne ve kararın sonuç kısmında belirtilen tutarların taraflarına ödenmesine hükmedildiğini, bahse konu kararın davalı idarece istinaf edilmiş olup Konya Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi 2019/1328 Esas, 2021/377 Karar Sayılı kararı da son olarak Danıştay 6. Dairesinin 2021/7074 Esas, 2022/7904 Karar sayılı kararı uyarınca onanarak kesinleşmiş olduğunu, ancak bedeller belirlenirken davada alınan 2019 tarihli bilirkişi raporundaki metrekare fiyatları hali hazırda fahiş oranda değer kazanmış olup bu şekli ile arada geçen sürede davacının bahse konu gayrimenkuller bakımından objektif değerlerindeki artış nedeniyle zararı ortaya çıktığını ve idarenin bu zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu belirterek fazlaya dair talep ve alacak hakları saklı tutularak dava konusu taşınmazın objektif değer artışı nedeniyle oluşan zararına karşılık şimdilik 10.000 TL'nin davalı idareye ilk başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline ve vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı idareye yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talep ettiği objektif değer artışı kesinleşen mahkeme kararına konu olduğundan işbu davanın konusunun tekrar bir talep olduğunu, mükerrer davanın reddi gerektiğini, hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı verilen bir talebin yeniden dava edilemeyeceğini, kesin hüküm itirazlarının bulunduğunu, el atmadan doğan zararın tazmini hakkında kesinleşmiş bir karar var iken yeniden zarar talebinde bulunulamayacağını, doğan zarar hususunda kesin bir hüküm bulunduğunu, tazmin talebi hakkında mahkeme kararı var iken ve ilam icrada iken yeniden aynı hususta tazmin talep etmenin sebepsiz zenginleşme talebi anlamına geldiğini belirterek davanın kesin hüküm, mükerrer talep, sebepsiz zenginleşme, hukuki yarar yokluğundan reddine, idarenin herhangi bir kusuru bulunmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaza ilişkin bedeller belirlenirken davada alınan 2019 tarihli bilirkişi raporundaki metrekare fiyatlarının hali hazırda fahiş oranla değer kazandığını, bu şekliyle aradan geçen sürede müvekkilinin bahse konu gayrimenkuller bakımından objektif değerlerindeki artış nedeniyle zararının ortaya çıktığını, idarenin bu zararı tazmin etmek zorunda olduğunu, aynı Mahkemede açılan diğer bir başka dosyada taşınmaza ilişkin keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiğini, dava konusu birebir aynı olan davalardan birinde keşif yapılmasına karar verilirken diğer davanın reddedilmesinin çelişki oluşturduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç:
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu Antalya ili, ..., Güzeloba Mahallesi 6898 ada 1 parsel sayılı taşınmaz için Antalya 4. İdare Mahkemesinin 2017/1088 Esas, 2019/151 Karar sayılı dosyasında hukuki el atmadan kaynaklı tazminat davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, kararın Konya Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay denetiminden geçerek kesinleştiği, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında değerlendirme tarihinin dava tarihi olduğu, İdare Mahkemesince yapılan yargılamada dava değerinin dava açılma tarihi olan 2017 yılı itibarıyla değerinin tespit edilip davacıların talep edebileceği tazminat miktarının hüküm altına alındığı, taşınmazın geçen süre içerisinde değer kazanması halinde bu artış nedeniyle ortaya çıkan değer artışının tazminat olarak talep edilebilmesinin mümkün bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar:
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş, ayrıca kamulaştırma bedelinin dava açıldıktan çok sonra ödendiğini, kamulaştırma bedelinin iptali amacıyla dava açılmasının henüz ödeme yapılmamış kamulaştırma bedelinin davacı tarafça kabul edilmediği anlamına geleceğini, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesi,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.