"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1428 Esas, 2023/1392 Karar
DAVA TARİHİ: 04.09.2015
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; ...Mahallesi 306 ve 330 parsel parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parsellerin mücavir alan içerisinde kalıp arsa niteliğinde olduğunu, belediye hizmetlerinden istifade eden yapı ve tesisler arasında kaldığını, kapama bahçe niteliğinde olduğunu, kamulaştırma bedelinin davacı kurumca belirlenen bedelin çok üstünde olduğunu, taşınmazlar üzerinde bulunan tamamlayıcı unsurlar ile birlikte, kamulaştırma bedeline dava tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek oranda faizi ile davacı kurumdan tahsiline, taşınmazların davacı idare adına tapuya tescilini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.09.2019 tarihli ve 2018/980 Esas 2019/316 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve: 2020/6 Esas 2021/12 Karar sayılı ilamı ile ...Mahallesi, 306 ve 330 parsel sayılı taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı davalı ... vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile emsal olarak alınan taşınmazın 3194 sayılı İmar Kanun’un 15 nci ve 16 ncı maddelerine istinaden yola terk işlemi yapılmış imar parseli olduğu anlaşıldığından, dava konusu taşınmazların bilirkişi raporunda belirlenen m² birim fiyatından dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede imar uygulaması yapılması halinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranında indirim yapılmak suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/6 Esas 2021/12 Karar sayılı ilamına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu ...Mahallesi, 306 parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içinde kaldığı anlaşıldığından arsa olarak kabulü ile emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibari ile bir isabetsizlik görülmediği gibi, 330 parsel sayılı taşınmaz bakımından yapılan incelemede ise ;aynı bölgeden intikal eden dava konusu taşınmaza bitişik konumda bulunup, imar sınırına aynı mesafede bulunan ve Dairemizin 2021/593 Esas 2021/10044 Karar sayılı ilamı ile onanmak suretiyle denetimden geçen Mersin 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/491 Esas sayılı dava dosyasında, 313 parsel sayılı taşınmaz kapama meyve bahçesi kabul edilerek Mart 2015 değerlendirme tarihi itibarıyla 125,00 TL/m², 329 parsel sayılı taşınmazın ise kapama bağ niteliğinde kabulü ile 87,36-TL /m², Dairemizin 2021/1350 Esas 2021/11040 Karar sayılı dosyası ile onanarak denetimden geçen Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/234 Esas sayılı dava dosyasında ise Eylül 2015 değerlendirme tarihi itibari ile kapama şeftali bahçesi niteliğindeki 314 parsel sayılı taşınmaza 144,00-TL/m², arazi niteliğindeki 315 parsel sayılı taşınmaza ise 122,00 TL/m² değer biçildiği gözetildiğinde, 330 parsel sayılı taşınmazın arsa olarak kabulü doğru bulunmadığı gibi, dava konusu arsa niteliğindeki 306 parsel sayılı taşınmaz bakımından da, denetimden geçen dosyalarda bulunan parsellerin bu taşınmaza yakınlığı gözetildiğinde Eylül 2015 değerlendirme tarihi itibari ile dava konusu taşınmazlara 74,58 TL/m² ile 67,98 TL/m² birim fiyatları belirlenmesi inandırıcı bulunmamıştır. Bu itibarla, mahkemece, dava konusu 330 parsel sayılı taşınmazın arsa niteliği taşımadığı hususu ve idare tarafından düzenlenen kıymet takdir raporunda taşınmazın kapama şeftali bahçesi niteliğinde kabul edilerek değerlendirme yapıldığı gözetilerek, dava tarihi itibari ile İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri getirtilerek verilere uygun şekilde net gelir metodu esas alınarak, gerekirse objektif değer artırıcı unsur da uygulanarak değer belirlenemesi, arsa niteliğindeki 306 parsel sayılı taşınmaz bakımından ise; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle karşılaştırma yapılarak hüküm kurulması gerekirken, bu yönteme uyulmadan, inandırıcı ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde karar verildiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arsa niteliğindeki Mersin ili, Toroslar ilçesi Evcili Mahallesi, 306 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, kapama şeftali bahçesi niteliğindeki 330 parsel sayılı taşınmaza net gelir metodu uygulamak suretiyle kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı taraf adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, kapitalizasyon faiz oranını hatalı olduğunu, objektif değer artırıcı unsurun yerinde olmadığını, kalan bölümde değer kaybının doğru olmadığını, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun ve emsal karşılaştırmasının hatalı olduğunu belirlenen bedelin düşük olduğunu, faize hükmedilmesi gerektiğini, belirlenen bedele kamu alacakları için en yüksek oranda faiz uygulanması gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki ...Mahallesi, 306 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal kıyaslaması yapılarak, kapama şeftali bahçesi niteliğindeki 330 parsel sayılı taşınmaza ise net gelir metodu uygulamak suretiyle değer biçilmesi yerindedir.
3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması uygundur.
4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakta olup davacı idare vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafın dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Davalı ... hissesine isabet eden toplam 255.631.30 TL bedele dava tarihinin dört ay sonrası olan 11.01.2016 tarihinden mahkemece ödemeye ilişkin ara kararın düzenlendiği 11.07.2017 tarihine kadar faiz uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin tüm, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının;
a) Hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Davalı ... hissesine isabet eden toplam 255.631.30 TL bedele dava tarihinin dört ay sonrası olan 11.01.2016 tarihinden Mahkemece ödemeye ilişkin ara kararın düzenlendiği 11.07.2017 tarihine kadar faiz uygulanmasına) ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Temyiz eden davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.05.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı oy)
K A R Ş I O Y
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.
Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (davalı ... vekilinin 14.11.2023 tarihli temyiz dilekçesi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.
Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 14.05.2024