Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2439 E. 2024/10704 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar uygulaması neticesinde bedele dönüştürülen davacı hissesine biçilen bedelin düşük olduğu iddiasıyla açılan davada, mahkemece belirlenen bedelin artırılması talebi.

Gerekçe ve Sonuç: 6745 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Geçici 12. madde uyarınca, taşınmazın değerinin uygulamanın tapuda tescil tarihi esas alınarak belirlenmesi ve bu bedelin dava tarihine güncellenmesi gerektiği, ayrıca dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren kanun nedeniyle bedel düştüğünden davalı idare lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi gerektiği gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/190 Esas, 2023/371 Karar

DAVA TARİHİ : 14.02.2014

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, Mahmutbey Mahallesi 571 parsel sayılı taşınmazda malik iken davalı idare tarafından yapılan imar uygulaması sonucunda yapılan düzenleme ortaklık payı kesintisinden sonra kalan bölümlerin bedele dönüştürüldüğünü, şuyulandırma işleminde belirlenen bedelin tespit edilerek artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, davacıya ödeme yapılmış olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.12.2015 tarihli ve 2014/85 Esas, 2015/591 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 30.12.2015 tarihli ve 2014/85 Esas, 2015/591 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 tarihli ve 29824 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na (2942 sayılı Kanun) eklenen Geçiçi 12 nci maddesi uyarınca taşınmazın değeri uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilerek tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenerek ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödeneceğinden bu hususta rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 10.04.2018 tarihli ve 2017/455 Esas, 2018/105 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın bedelinin ilk karar tarihinden sonra bozma ilamından önce 14.07.2016 tarihli ibraname uyarınca davalı tarafça davacı tarafa ödendiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 10.04.2018 tarihli ve 2017/455 Esas, 2018/105 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 18 inci maddesinin "h" bendi uyarınca vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve miktarı beşbin YTL'den fazla dava konusu olan belediye uyuşmazlıklarının sulh ile tasfiyeye kabul ve feragate karar verme yetkisinin Belediye Meclisinde olduğu, dosya içerisinde taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin olarak Belediye Meclisinden alınmış bir sulh ve kabul kararı bulunmadığı anlaşıldığından işin esasına girilerek bozma kararı uyarınca işlem ve inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin 12.10.2023 tarihli ve 2020/190 Esas, 2023/371 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile hazırlanan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, farklı ilçede bulunan emsalin uygun olmadığını, emsal ile dava konusu taşınmazın belgeleri getirtilip eksik ve üstün yanları tartışılmadan soyut ifadelerle belirlenen bedelin yüksek olduğunu, müvekkili lehine reddedilen kısım yönünden vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle tesis edilen ipotek karşılığının artırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 17 nci maddesinin son fıkrası.

3. 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 12 nci maddesi.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 12 nci maddesi uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi suretiyle değer biçilmesi yerindedir.

3. Dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren kanun düzenlemesi nedeniyle bedel düştüğünden, davanın reddedilen kısmı üzerinden davalı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi doğrudur.

4. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmış olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,26.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.