"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1641 Esas, 2023/88 Karar
DAVA TARİHİ : 23.01.2017
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hendek 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/98 Esas, 2022/206 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırılmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Sakarya ili, Hendek ilçesi, Başpınar Mahallesi 111 ada 81 parsel sayılı taşınmaza yol geçirilmek suretiyle fiilen el atılmış olup taşınmazın bulunduğu alanda davalı idarece yapılan ve 23.01.2012 tarihinde askıya çıkarılan 1/1000 ölçekli revizyon imar planının ve bu planın onaylanmasına ilişkin Meclis Kararının hukuka aykırı olduğunu ve İdare Mahkemesince verilen iptal kararının kesinleştiğini, mülkiyet haklarının kısıtlandığını ileri sürerek müvekkili kooperatife ait taşınmazdaki el atmanın önlenmesine, haksız müdahalenin kaldırılarak müvekkil kuruma teslimine, kamulaştırmasız el atılan kısım için davalının müdahalesinin devam ettiği sürelere ilişkin ecrimisil taleplerinin saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekilinin cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atmanın olmadığını, söz konusu bölgede ve parsel üzerinde 1/1000 ölçekli uygulama imar planı gereğince, plan doğrultusunda yol genişletilme çalışması yapıldığını, bu nedenle yapılan işleminin meşru sebebe dayanmadığı iddiasının asılsız olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava devam ederken yapılan imar uygulaması ile davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;müvekkilinin harçtan muaf olduğunu, dava devam ederken kötüniyetle yapılan imar uygulamasının el atmanın sonuçlarını ortadan kaldırmayacağını, el atma tarihinden uzun süre sonra yapılan imar çalışması ile davanın konusuz kalmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf kaldırma kararından önce kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği raporlarla tespit edilmiş ise de yargılama devam ederken davalı idare tarafından imar uygulaması yapılmış ve 07.02.2022 tarihli fen bilirkişi raporu ile el atmanın sona erdiğinin tespit edildiği, davacı vekili bu işlemi kabul etmediklerini belirterek itirazlarını beyan etmiş ise de bu işlemin idari işlem olması ve imar uygulamasına ilişkin itirazların idari yargıda dava konusu edilebilecek olması nedeniyle dikkate alınmadığı, yargılama devam ederken dava konusu taşınmaza el atmanın sona erdiği ve bu nedenle davanın konusuz kaldığı açık olup dava açıldığında davacının dava açmakta haklı olması nedeniyle davalı idarenin, davacı tarafça yapılan masrafları karşılamak ve dava değeri üzerinden davacı lehine nispi vekâlet ücreti ödemek zorunda olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca harçtan muaf olan müvekkili yönünden Bölge Adliye Mahkemesince çelişkili hüküm kurulduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu mâliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmî şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra fillen el atıldığı ve davacının davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu gözetildiğinde davacı lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi yerindedir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Davacı kooperatif 1581 Sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu’nun 19 uncu maddesi gereğince harçtan muaf olduğu hâlde, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kooperatif yönünden harca ilişkin çelişkili karar verilmiş ise de Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltileceği gözetilerek bu husus bozma sebebi yapılmayarak eleştirmekle yetinilmiştir.
5. Eldeki davada dava açıldıktan sonra el atma sona ermiş olup İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (I) sayılı tarifenin, "Yargı Harçları" başlığı altında düzenlenen "Karar ve ilam harcı" başlıklı III. kısmının birinci fıkrasının (a) bendinde, "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden" tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı alınacağının düzenlendiği hususu birlikte gözetildiğinde, esas hakkında karar verilmediğinden maktu karar ve ilam harcı alınması gerekirken nispi karar ve ilam harcı alınması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile; temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; harca ilişkin (2) numaralı bendi hükümden tümüyle çıkartılarak yerine “Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının davalı idareden tahsili ile Hazineye gelir kaydına, davacı tarafça yatırılan harçların yatıran tarafa iadesine,” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Davalı ... Başkanlığından peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine, davacıdan 2.107,80 TL temyize başvurma harcının alınmasına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.