Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2552 E. 2024/6205 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kat malikleri kurulunda alınan aidat artışı ve ek ödeme kararının iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde görülmediği gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesinin kat malikleri kurulu kararının iptaline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1443 Esas, 2023/1686 Karar

DAVA TARİHİ: 01.04.2016

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Urla 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/481 Esas, 2022/239 Karar

Taraflar arasındaki kat malikleri kurulunda alınan kararın iptali davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.02.2016 tarihli toplantıda, 2016 yılı taslak bütçenin oy çokluğu ile kabul edildiğinin görüldüğünü, dava konusu kararın 2016 yılı bütçe önerileri çerçevesinde alındığının anlaşıldığını, bu durumda da iki ayrı konuda alınan iki ayrı karar ile ilgili olarak iptal talebinde bulunduklarını, taslak bütçe önerilerinin 1 inci maddesinde; "bütçe değerleri dikkate alındığında bağımsız bölüm başına %30, arsa payına da %15 artış yapılması" ön görülüp bu doğrultuda karar alındığını, ancak bu kararın müvekkili yönünden uygulanmasının mümkün olmadığını, çünkü zam kararlarında 2015 yılının esas alındığını, ancak 2015 yılında aidatlarla ilgili alınan kararların mahkeme kararı ile iptal edildiğini, bu nedenle alınan zam kararlarının dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili yönünden bağımsız bölüm başına %30, arsa payına da %15 artış yapılmasına ilişkin kararın iptalini talep etmiş ayrıca müvekkilinin açtığı ve tamamını kazandığı davalar nedeniyle bütçede oluşan gelir açığının karşılanması için 2016 yılının altıncı ayına kadar tüm maliklerden seyyanen 2.500,00 TL alınmasının öngörüldüğünü ve genel kurulda 2016 yılının taslak bütçesi kabul edildiği için bu hususun da karar altına alındığını, ancak müvekkili tarafından mahkemenin 2013/337 Esas ve 2015/177 Esas sayılı dosyalarında açılan davalarda verilen kararlar ile müvekkilinin davalarının kabulüne karar verildiğini, müvekkilinin haklı çıktığını, hâl böyle iken, müvekkilinin yönetim bütçesinde oluşan gelir açığına sebebiyet vermediğinin aşikar olduğunu, bu nedenle diğer kat maliklerinin aldığı usulsüz kararlardan ve yönetim kurulu kararlarından kaynaklanan zararlardan müvekkilinin hiçbir sorumluluğunun olamayacağını belirterek, 2016 yılının 6. ayına kadar tüm maliklerden seyyanen 2.500,00 TL alınmasına dair kararın da müvekkili yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça verilen dava dilekçesindeki taleplere ilişkin dayanak olarak gösterilen dava dosyalarının bu dava için kesin hüküm oluşturmadığını, önceki açılan davaların henüz kesinleşmediğini, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) 20 nci maddesine göre kat maliklerinden herbirinin aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça ana gayrimenkulün bütün ortak yerlerinin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında katılmakla yükümlü olduklarını, ancak taraflar arasında yönetim planı tanzim edilmiş olduğundan, giderlerin tespit ve tahsilinde ilgili yönetim planının 12 nci maddesinin dikkate alınacağını, davaya konu kararların ise kanuna ve yönetim planının 12 nci maddesine uygun olduğunu, aidat tespitinin mutad yönetim işlerinden birisi olup, adi sayısal çoğunlukla alınan kararlardan olduğunu, hatta bu kararlara dayalı olarak yönetim kurulunun dahi bu yetkilerinin mevcut olduğunu, davacının gündeme getirdiği 4/5 payın sadece yönetim planındaki değişiklikler için olup, 634 sayılı Kanun'un 37 nci maddesi gereğince yönetim tarafından hazırlanan işletme projesinin kat maliklerine veya bağımsız bölümden fiilen yararlananlara imzaları karşılığında veya taahhütlü mektupla bildirildiğini, bildirimden başlayarak 7 gün içinde projeye itiraz edilir ise durumun kat malikleri kurulunda incelenerek proje hakkında karar verildiğini, gerekirse yeni bir proje hazırlanabileceğini, işletme projesine 7 gün içinde itiraz edilmediğini, projenin kesinleştiğini, davacının haklı talebinin varlığı halinde bu hususların kurulda düzeltilmesi mümkün iken davacının hakkın suistimali suretiyle tüm işlemlere itiraz etmesinin kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu, iptali istenilen kurul kararındaki aidat tespitlerinde bağımsız bölüm başına %30, arsa payı için %15 artırma tespit edildiğini, bu miktarın da bir önceki yıldan çok daha az olduğunu, iddia edildiği gibi 2015 yılı bütçesine göre değil de 2016 yılının ihtiyaç ve giderlerine göre tespit olunduğunu, aksi düşüncenin tüm bütçelerin iptali sonucunu doğuracağını, ayrıca davacıya ödenecek bedel için, para toplanmak istenmesinin de aykırı bir durum olmadığını, davacının da sitede mülkiyet sahibi olduğunu, tüm maliklerin site giderlerinden sorumlu olduğunun kanun ve yönetim planı gereği olduğunu, davacıya ödenecek bedelin de site giderlerinden olduğunu, site dışında ekstra bir harcama olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan dava ile 2016 yılında yapılan genel kurulda taslak bütçenin kabulüne ilişkin alınan kararın iptali talebiyle dava açıldığını, Mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, davacı toplantıya davet edilmesine rağmen, davacının dava konusu kat malikleri kurulu toplantısına katılmadığını, bilirkişi raporunun kapsamına göre, Mahkemenin kararın gerekçesinde hataya düştüğünü, ayrıca bilirkişi raporunun hüküm için yeterli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkeme kararının usul ve kanuna uygun olduğu belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar etmiş, kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kat malikleri kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.