"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1984 Esas, 2023/4181 Karar
DAVA TARİHİ : 02.04.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/146 Esas, 2021/188 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, Çiğli ilçesi, Küçük Çiğli Mahallesi 41626 ada 8 parsel sayılı taşınmazın imar planında yol alanı olarak ayrıldığını, ayrıca parselin tamamına yol olarak kullanılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza müvekkili idare tarafından fiilen el atılmadığını, bu nedenle müvekkili belediye yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, davanın yargı yolu yönünden reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; tek bir bilirkişi raporuna dayanılarak verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaza müvekkili idare tarafından fiilen el atılmadığını, bu nedenle müvekkili belediye yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, dosyaya sundukları emsallerin değerlendirilmediğini, emsal alınan taşınmaz satışının eski tarihli olup yüzölçümünün dava konusu taşınmazdan farklı olduğunu, emsal alınan taşınmazın dava konusu taşınmaz ile benzer niteliklere sahip olmadığını, taşınmazın kadastro parseli olduğunu, bu nedenle metrekare birim bedelinden düzenleme ortaklık payı düşürülmek suretiyle bedelinin belirlenmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, ıslah yoluyla artırılan miktara ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiğini, dosyada koordinat değerlerini içeren bir fen bilirkişisi krokisi ve raporunun bulunmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın dosyaya celp edilen belgelere göre arsa olarak nitelendirilmesinin doğru olduğu, istinaf incelemesi için Daireye intikal eden bir başka dosyadan emsal olarak alınan Balatçık Mahallesi 21748 ada 3 parsel sayılı taşınmazın imar durumu ve 2019 yılı emlak rayiç değerinin Dairece dosya arasına alımı sağlanılarak, dosyada bulunan dava konusu ve emsal taşınmaza ilişkin verilere göre bilirkişi raporunun denetiminin yapıldığı, alınan emsalin uygun olduğu, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın eksik ve üstün yönleri gözetilerek karşılaştırmasının yapıldığı, bu karşılaştırma neticesinde dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla değerinin belirlendiği, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla, emsal alınan taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar uygulaması sonucu oluşmuş imar parseli olması nedeniyle düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmamasının yerinde olduğu, parsele fiilen el atılmadığı, ancak taşınmazın onaylı imar planında tamamının ara yol niteliğindeki imar yoluna ve yol kenarı otopark cebine isabet ettiğinin saptandığı, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, bu itibarla taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmamış ise de taşınmaz maliki davacı tarafından hukuki el atmaya dayalı olarak tazminat talep edebileceği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsalin birim satış bedeli dava tarihine taşınırken, emsal alınan taşınmazın 28.08.2014 tarihinde ihale ile yapılan satış tarihi esas alınarak 2014 yılı Ağustos ayı endeksinin kullanılması gerekirken, emsalin ihale ile satışı sonucu ihale alıcısı adına tapuda tescil edildiği 10.09.2014 tarihi esas alınarak 2014 yılı Eylül ayı endeksi uygulanarak birim bedelin tespit edilmiş olmasının doğru görülmediği, usul ekonomisi de dikkate alınarak bilirkişi kurulundan ek rapor alınmaksızın, Dairece yeniden hesaplama yapıldığı, bulunan birim bedelin hükme dayanak rapordaki birim bedelden fazla olduğunun görüldüğü, davacının istinaf başvurusu bulunmadığından, istinafa gelen tarafın sıfatı dikkate alındığında bu hususta aleyhe değerlendirme yapılmayarak İlk Derece Mahkemesinin tespit ettiği bedele itibar edilmesi gerektiği, bu hali ile, davalı idare vekilinin bedele yönelik istinaf talebinin yerinde görülmediği, ayrıca davacı taraf fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak dava açmış ve yargılama sırasında davasını ıslah etmiş olduğundan ve taşınmaz değerlendirmesi dava tarihine göre belirlendiğinden ıslah ile artırılan miktara da dava tarihinden faiz yürütülmesinin de doğru görüldüğü gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) Ek 1 inci maddesi ile 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek 4 üncü madde.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Arsa niteliğindeki İzmir ili, Çiğli ilçesi, Küçük Çiğli Mahallesi 41626 ada 8 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. 2942 sayılı Kanun'un Ek 1 inci maddesi kapsamında hukuken el atılan dava konusu taşınmazda hükmedilen tazminat bedeli yönünden 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası uyarınca ve Dairemizin yerleşik uygulaması gereği maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekâlet ücretine hükmedilmiş ise de vekâlet ücreti yönünden açık temyiz bulunmadığından bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
4. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası ile “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” hükmü getirildiğinden hukuki el atmaya konu somut uyuşmazlıkta maktu harca hükmedilmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının harca ilişkin 5 inci paragrafının tümüyle hükümden çıkartılması, yerine "Alınması gereken 59,30 TL maktu harcın, tahsil edilen 44,40 TL peşin harç ve 6.301,79 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 6.346,19 TL harçtan mahsubu ile bakiye harcın kararın kesinleşmesinden sonra talebi halinde yatırana iadesine" cümlesinin yazılması, hüküm fıkrasının 6 ncı paragrafında yer alan "44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç" ve "6.301,79 TL tamamlama harcı" ibarelerinin hükümden çıkartılması, aynı paragrafta yer alan "8.767,69" sayısının hükümden çıkartılarak yerine "2.377,10" sayısı yazılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.