"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2308 Esas, 2024/68 Karar
DAVA TARİHİ : 09.06.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/41 Esas, 2022/373 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Demirağ Organize Sanayi Bölgesi adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ve dahili davalı Hazine vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ve dahili davalı Hazine vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Sivas ili, ..., Doğanca köyü 124 ada 160 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Demirağ Organize Sanayi Bölgesi adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değerinin kıymet takdir raporunda çok düşük belirlendiğini, taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin ileride ortaya çıkacak hak sahibine ödenmek üzere 2942 sayılı Kanun’un 18 inci maddesi uyarınca üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Demirağ Organize Sanayi Bölgesi adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve dahili davalı Hazine vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin düşük belirlendiğini, objektif değer artış oranı ile kapitalizasyon faiz oranının hatalı belirlendiğini, dava konusu taşınmazın imar planı içinde olduğunu, dava konusu taşınmaza ilişkin kesinleşmiş bir müsadere kararı bulunmadığını, ileride müsadere kararının gündeme gelmesi ihtimalinde ise taşınmazın elden çıkması karşısında bedel üzerinden değerlendirme yapılabileceğini, bu halde kamulaştırma bedeli hakkında doğrudan hüküm kurulması gerekirken dava konusu taşınmazın mülkiyetinin çekişmeli olduğundan bahisle 2942 sayılı Kanun’un 18 inci maddesi uyarınca hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırılık teşkil ettiğini, vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Dahili davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi uyarınca Hazine aleyhine işbu davanın yöneltilemeyeceğinden davanın Hazine yönünden husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararında gerekli koşulların yerine getirilmesinden sonra Hazinenin davaya dahil edilmesi gerektiğini belirttiğini, ancak Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin ilgili dosyasında müsadereye ilişkin henüz karar verilmediği hâlde Hazinenin davaya dahil edildiğini, Hazine lehine vekâlet ücretine takdir edilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi olarak değerlendirilmesinde ve buna göre münavebe usulü uygulanarak taşınmaza değer biçilmesinde kapitalizasyon faiz oranı %5 taşınmazın bulunduğu mevki itibarıyla %10 oranında objektif değer artışı uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davanın açıldığı tarihten itibaren 4 ay sonrasından başlatılarak karar tarihine kadar faiz işletilmesi vekâlet ücretine yönelik değerlendirmeler ve ayrıca devam eden ceza dosyasında henüz müsadereye karar verilmediğinden 2942 sayılı Kanun’un 18 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince verilmesi muhtemel bir müsadere kararında mülkiyetin Hazineye geçme ihtimali olacağından İlk Derece Mahkemesince bu madde çerçevesinde bedelin üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılarak, ilerde çıkacak hak sahibine ödenmesi yönünde hüküm kurulması usul ve kanuna uygun bulunduğundan davalı ve dahili davalı Hazine vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve dahili davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin düşük belirlendiğini, objektif değer artış oranı ile kapitalizasyon faiz oranının hatalı belirlendiğini, dava konusu taşınmazın imar planı içinde olduğunu, dava konusu taşınmaza ilişkin kesinleşmiş bir müsadere kararı bulunmadığını, ileride müsadere kararının gündeme gelmesi ihtimalinde ise taşınmazın elden çıkması karşısında bedel üzerinden değerlendirme yapılabileceğini, bu hâlde, kamulaştırma bedeli hakkında doğrudan hüküm kurulması gerekirken dava konusu taşınmazın mülkiyetinin çekişmeli olduğundan bahisle 2942 sayılı Kanun’un 18 inci maddesi uyarınca hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli iptal kararı uyarınca en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Dahili davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın mülkiyeti ve kamulaştırma bedelinin kime ödeneceği hususunun çekişmeli olduğunu, Hazinenin dosyada taraf sıfatının olmadığı gerekçesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, Hazine müsadere kararı kesinleştiğinde taşınmazın mülkiyetine sahip olacak olup taraf sıfatına haiz olduğunu, hükmedilen bedelin düşük olduğunu, objektif değer artış oranının düşük belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek ileride ortaya çıkacak hak sahiplerine ödenmek üzere üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verilmesi yerindedir.
3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması doğrudur.
4. Temyizen incelenen karar tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ve dahili davalı Hazine vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Dahili davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,09.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.