Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2724 E. 2024/6934 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin, davacıların miras bırakanına ait taşınmaza kamulaştırmasız el atması nedeniyle tazminat ödenmesi gerektiği iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda objektif değer artışına ilişkin değerlendirmenin soyut ifadelerle yapıldığı iddiasının, bozma nedeni oluşturmayacağı değerlendirilerek, davalı idarenin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/2362 Esas, 2023/2782 Karar

DAVA TARİHİ: 16.02.2015

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya her paydaş için değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 ve 432 nci maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre davacılar yönünden reddedilen tazminat miktarı, Mahkemenin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 12.950,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 37 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından yolun genişletilmesi amacıyla kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığını ileri sürerek taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza el atmadıklarını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 10.03.2016 tarihli ve 2015/179 Esas, 2016/196 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 10.03.2016 tarihli ve 2015/179 Esas, 2016/196 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; davacıların, dava konusu taşınmaz maliki ...'in mirasçısı oldukları, dava dilekçesinde Bozova Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/48 Esas sayılı dosyasında derdest olan dava konusu taşınmazın 1977 yılında el atılan 1.150,00 m²lik kısımın dışında kalan 629,16 m²lik bölüme el atıldığının iddia edildiği ve el atılan bu kısmın bedelinin de talep edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda taşınmaz mahallinde bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılmak suretiyle taşınmaza el atılıp atılmadığı, el atılmış ise ne amaçla el atıldığı, Mahkeme gözlemi ile tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 23.11.2017 tarihli ve 2014/399 Esas, 2017/288 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ile davacı idare lehine tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 23.11.2017 tarihli ve 2014/399 Esas, 2017/288 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, dava konusu taşınmaza değer biçilirken 2015 değerlendirme yılı itibarıyla ... Ticaret Borsası ve Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünden antep fıstığı için ortalama verim, masraf ve birim fiyat sorularak alınacak cevap doğrultusunda bilirkişi raporu denetlenmek suretiyle hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile karar verildiği, kabule göre de Türkiye ortalamasına göre üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünden az olamayacağı gözetilmeden hesap yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara miras payları oranında verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın davacıların murisi ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare lehine tesciline, tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda herhangi bir gerekçeye dayandırılmadan soyut ifadelerle % 126 oranında objektif değer artışı uygulanmasının doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun)26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4 . 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi .

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davacılar Vekilinin Temyizi Yönünden;

Davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı İdare Vekilinin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.