"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/303 Esas, 2022/389 Karar
DAVA TARİHİ: 04.10.2019
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ: Mersin 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/136 Esas, 2020/200 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, ... ilçesi, ...köyü 236 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın 193/2692 hissesinin maliki olduğunu, davalı belediyenin taşınmazı 26.01.1988 tarihli işlem ile imar planında park alanı olarak ayırdığını, davalı belediyenin yasal süresi içinde kamulaştırma işlemi yapmadığını ve müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadan haksız bir şekilde davaya konu taşınmazı 1992 yılında cami alanı olarak Türk Diyanet Vakfının ve Mersin Müftülüğünün kullanımına tahsis ettiğini, el atma nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın ...Belediye Başkanlığının kamu ortaklık payından oluşan imar parseli olduğunu, imar uygulaması sonucunda belediye tarafından sembolik bir fiyata Türkiye Diyanet Vakfına satıldığını, davaya konu parsel üzerinde 1990 yılından beri fiilen bulunan caminin Diyanet Vakfı tarafından kullanıldığını ve müvekkili belediyenin malik sıfatının bulunmadığını, davaya konu alanın dini tesis alanı olduğunu ve tüm tasarruf yetkisinin Diyanet İşleri Başkanlığında olduğunu, belirtilenler neticesinde öncelikle davanın husumet yönünden reddine, Mahkeme aksi kanaatte olur ise davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, belirlenen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu alanın dini tesis alanı olup her türlü tasarrufun ilgili kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığına ait olduğunu, müvekkili belediyenin sorumlu tutulmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olmadığını, fahiş bir hesaplama yapıldığını, söz konusu davada kamulaştırmasız el atma yönünde karar verilirse dahi davacının karar tarihinden itibaren faiz isteyebileceğini, el koyma tarihinden itibaren faiz işletilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun Büyükşehir ilçe ve ilk kademe belediyelerinin görev ve sorumluluklarına ilişkin 7 nci maddesinde 12.11.2012 tarihli ve 6360 sayılı Kanun ile yapılan düzenleme uyarınca "mabedlerin" yapım, bakım ve onarım görevi ilçe belediyelerine ait olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerindeki cami ve eklentilerinden doğan tazminat sorumluluğu davalı idareye ait olduğundan, davalı yanın bu yönlü istinaf isteminin reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaza 1985 yılınnda kamulaştırma şerhi düşüldüğü, 1988 yılında imar planına alındığı ve 1990 yılında cami olarak etüdü yapıldığı anlaşıldığından, 1983 yılından sonra el atıldığı ve aynı taşınmaz için, Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/802 Esas, 2016/695 Karar sayılı kararı ile bir başka paydaş tarafından açılan 2013 yılı dava dosyasında, 544 TL/m² olarak belirlenen bedelin, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2017/26515 Esas, 2018/22942 Karar sayılı kararı ile yalnızca idare temyizi üzerine onandığını, her ne kadar, değerlendirmeye esas alınan emsal satış eski tarihli ise de Yargıtay denetiminden geçen bu karar ile belirlenen bedelin, eldeki dava tarihine Üretici Fiyat Endeksi verileri kullanılarak uyarlanması halinde dahi 1.188,00 TL/m²ye ulaşıldığından, (bilirkişi ek raporunda da belirtildiği üzere) ve TAKBİS Parsel Sorgu Uygulamasından görülen taşınmazın merkezi konumu dikkate alındığında Mahkemece yapılan hatalar, birim bedelin 1.035 TL/m² olarak belirlenmesi karşısında davalı idare aleyhine sonuç doğurmadığından davalı idare vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiş; ancak Ek Madde 4 gereğince maktu harca hükmedilmesi gerektiğinden İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar etmiş, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi kararında İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı yazıldığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci ve Ek Madde 4 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi isabetlidir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir." şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinde sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 nci ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesinin kararı doğru değildir.
5. Bölge Adliye Mahkemesi kararında incelemeye esas İlk Derece Mahkemesinin adı, esas ve karar numarasının hatalı yazılması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Kamu düzeni gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının;
a) (1) numaralı bendinde yer alan ''Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 13/01/2020 tarih, 2018/375 Esas, 2020/244'' ibaresinin çıkartılması, yerine ''Mersin 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/136 Esas ve 2020/200 Karar'' ibaresinin yazılmasına,
b) (5) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine; "5-Alınması gereken 13.645,26 TL nispi karar ve ilâm harcından davacı tarafça yatırılan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.791,38 TL harcın davalı idareden tahsili ile Hazineye irat kaydına, davacı tarafça yatırılan 853,88 TL harcın davalı idareden tahsili ile davacıya verilmesine," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.