Logo

5. Hukuk Dairesi2024/294 E. 2024/5849 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazminat istenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın 4785 sayılı Orman Kanunu ile devletleştirilen orman arazisi niteliğinde olduğu ve davacıların dayanağı olan eski tapu kaydının hukuki değerini yitirmesi nedeniyle, 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesindeki Devlet sorumluluğu koşullarının oluşmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2687 Esas, 2023/2634 Karar

DAVA TARİHİ: 05.07.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/93 Esas, 2023/231 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;... Mahallesi 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmı ve 101 ada 9 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tutanağının iptali ile orman vasfında hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini, iptaline karar verilen taşınmazların müvekkillerinin murisi Osman Yazıcı'ya devlet tarafından verilen 07.07.1954 tarihli ve 30 sıra numaralı Büyük Alan mevkiindeki tapu kayıtları hudutlarında kaldığından kadastro tutanağı ile 101 ada 3 parsel ve 101 ada 9 parsel olarak tespit yapıldığını, müvekkillerinin parsel üzerinde fındık ağaçları ve fıraktı ile bina müktesebatları olduğunu belirterek, belirlenecek tazminatın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle husumet, zamanaşımı, hak düşürücü süre, dava şartı yönlerinden incelenmesi ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafça taşınmazın bulunduğu kadastro çalışma alanında yapılan kadastro çalışmaları neticesinde davacı lehine yapılan kadastro tespitinin, açılan dava sonucunda tespite konu taşınmazın bir bölümünün orman vasfında olduğunu ve bu nedenle de üzerinde mülkiyet tesis edilemeyeceği gerekçesi ile iptal edilerek mülkiyet hakkının ihlal edildiğinden bahisle açılan tazminat davasının haksız olduğunu belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm dosya kapsamına göre ve önceki emsallere göre davalarının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece yapılan araştırmaya göre dava konusu taşınmazın 4785 sayılı Kanun uyarınca devletleşen yerlerden olduğunun anlaşıldığı ve 5658 sayılı Kanun ile de iadeye tabi tutulmadığının anlaşılması nedeni ile davacıların davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesinde belirttiği hususları ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fırkası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ... Mahallesi 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmı ve 101 ada 9 parsel sayılı taşınmazın yapılan kadastro tespit çalışmalarında davacı taraf adına tespit edildiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından kadastro tespitine itiraz edilmesi üzerine, Ordu Kadastro Mahkemesinin 2002/139 Esas, 2008/330 Karar sayılı dosyasında dava konusu taşınmazların 4785 sayılı Kanun ile devletleştirilen yerlerden olması nedeni ile davacı taraf adına olan kadastro tespitinin iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın 13.04.2012 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 05.07.2021 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi gereğince 2 nci maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş ve bu ormanlar hiçbir işlem ve bildirime gerek olmaksızın Devlete geçmiştir. Aynı Kanun'un 5 ve devamı maddeleri gereğince devletleştirilen ormanların sahiplerinin taşınmazın bedelini almak için 1 yıllık süre içerisinde başvuruda bulunmaları gerektiği ve başvuruda bulunmadıkları takdirde ormanın karşılığını alma hakkını kaybedecekleri öngörülmüş ve devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı Kanun'da gösterilmiştir. Devletleştirilen ve iadeye tabi olmayan ormanlara ait tapu kayıtları hukuki değerlerini yitirirler.

4. Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazların 4785 sayılı Kanun'a göre devletleşen ormanlardan olduğunun anlaşıldığı, davacılar tarafından dayanak gösterilen tapu kaydının hukukî değerini yitirdiği, bu nitelikteki eski tapu kaydına dayalı olarak mülkiyet hakkı ileri sürülemeyeceğinden, somut olayda 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.